Yükleniyor
Yükleniyor
Tartışmalı bir konu yazıp insanların hakkımda bir şeyler demesi hakikaten en son isteyeceğim şeylerden biridir. Lakin dinimiz bize “Emri bil maruf nehyi anilmünker“ i (iyiliği emretmeyi ve kötülükten sakındırmayı) tavsiye etmektedir. Bu tavsiye mucibince dinin doğru anlaşılabilmesi için bu gece hakkında birkaç kelam etmek istedim.
Öncelikle bir şeyin dinde olup olmadığına kararı verecek tek bir merci vardır ki o da Kuran’ı kerim ve Allah Resulü'nün bu konudaki sahih gelmiş amelleridir. Dinin önem verdiği geceler arasında Kadir gecesi, Miraç gecesi, Berat Kandili ile ilgili Kur’an ve sünnetten deliller bulunabilir. Bu geceler bizler için özel gecelerdir. Çünkü dinimiz İslam bize böyle gecelerin varlığı hakkında haberler ulaştırmıştır, asıl olan bilginin doğru bir şekilde ulaşmasıdır. Aksi halde anne ve babalarımızdan din adına bulduğumuz her şeyi dinin bir parçası sanabiliriz oysa din ancak bize Kur’an ve sünnet ile bildirilendir.
İslam dini tamamlanmıştır ve Allah azze ve celle de bu dinden razı olmuştur. “Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam’ı beğendim.” (Maide Suresi 3. Ayet)
Yani din olarak yapılması gereken şeyler de yapılmaması gereken şeyler de bellidir. Allah azze ve celle dinini böylelikle tamamladığını belirtmiştir. Her kim belirtilen ibadetlerin haricinde şöyle de bir ibadet var der ise aslında zımnen Cenab-ı Allah’a “siz tamamlandığını söylüyorsunuz ama şu ibadeti eklersek din daha da iyi olur” demiş olur ki, hâşâ bu Allah’ın eksiğini tamamlamak iddiası olur. Ve şunu her akıl sahibi bilirki din Allah’ın dinidir, kuralları o belirtir. Bizler kafamıza göre şu iyi olur diye bir şey ekleyip çıkarma yetkisinde değiliz.
DİYANET REGAİP KANDİLİ HAKKINDA NE DEMEKTEDİR?
Diyanetimizin çıkardığı İslam ansiklopedisi Regaip gecesi bölümünde özetle; Recep ayının ilk perşembeyi cumaya bağlayan gecesine Regaip denilmiştir. Bu geceye Regaip denilmesinin sebebi olarak peygamberimizin o gece ana rahmine düştüğü söylenir. Ayrıca İsra ve miraç o gece olmuştur, bu gece rağbet edilen bir gecedir gibi haberlerin hepsi asılsız, dinde delili olmayan haberlerdendir. Bu kandil gecesi denilen gece 10. yüzyılda ortaya çıkmış, daha öncesinden ne Peygamberimiz aleyhisselamın ne sahabenin ne de tabiinin hiç kutlamadığı, hakkında sahih bir bilginin olmadığı hatta bir dönem bu yanlıştan dönme adına yasaklandığı da belirtilmektedir. (Yani özetle Regaip Kandil’inin dini bir delili yoktur.)( C:34 sy:535)
“Peki, Diyanet İşleri Başkanlığı madem Regaip Kandil’inin İslam’da bir delilinin olmadığını kendi kitaplarında beyan ettiği halde neden camilerde kutlamaları devam etmektedir?” denilirse, burada cevabı verecek kurum Diyanet İşleri Başkanlığıdır. (Galiba halkın inandığı bir din anlayışı var ve onu değiştirmekle tepki toplamayalım diye çekince olabilir.)
Nasıl ki, fetöcüler kutlu doğum haftası diye bir hafta uydurdular ve bu hafta dini bir ritüel olarak yıllarca kutlanmaya başlandı, o zamanlar da bu haftanın dinde olmadığını yazmıştık. Şayet 15 Temmuz yaşanmasa idi belkide bu haftayı dinden zannedip halen kutluyor olacak idik ve belkide birkaç yüzyıl sonra onların çıkardıkları bu şey gelecek nesillere dini bir ritüel olarak eklenecekti ve bu haftada da herkes gül dağıtıp camilerde Mevlit okutuyor olacaktı. Bunun dinde aslı yoktur diyenlere de “ne var ki siz peygamberi sevmiyor musunuz, yaptığımız işte ne var?”denilecekti. Her yüzyılda dine bir şeyler eklense bin yıl sonra ortadaki dinin Allah’ın dini ile hiçbir alakası kalmaz. Bize düşen asıl görev, dini Allah ve resulü nasıl ulaştırmış ise ona bir şey eklememek ve ondan bir şey çıkarmamaktır.
Velhasıl Regaip gecesi denilen gece aksine bir delil bulunana kadar, dinimizde bir delilinin olmadığı ve tarihin bir devrinde ortaya çıkarılmış, özel bir ritüeli olmayan normal bir gecedir. Diğer normal gecelerimizi nasıl geçiriyor isek bu gecede öyle geçmelidir.
REGAİP KANDİLİNİ DİNİ BİR GÜN OLARAK KUTLASAK YANLIŞ OLUR MU?
“Boş boş yatacağımıza en azından ibadet etmiş oluruz kötü mü?” diye söylemler olmaktadır. El cevap: bu çok tehlikeli bir iştir.
1- “Aldatan sizi Allah ile aldatmasın” (Lokman Suresi 33. Ayet)
Şeytan bizi Allah’la kandırmaktadır. Şeytan bizlere gelip namaz kılma, oruç tutma demez. Namazı ve orucu fazla ve eksik kıldırarak dinin yapısını bozmak ister. Burada Müslüman'ım diyen kişinin uyanık olması lazımdır. Peygamberimize sahabeden birileri gelip her gün oruç tutacağım, hiç evlenmeyeceğim, her gece ibadet edeceğim gibi münzevi ibadetlerle dolu bir hayat yaşamak istediklerini söylemişler ama peygamberimizonlara cevaben “Hayır! Yapmayacaksınız” demiştir. Kendisi bizlere örnek olarak gönderilmiştir. Onun yapmadıklarını yaparak daha dindar bir Müslüman olamayız aksine haddimizi aşmış, şeytan tarafından kandırılmış birisi oluruz. Dinde olmayan meselelerde çok ibadet etmek doğru değildir.
2- Peygamberimiz kendisine selam olsun şöyle buyurmuştur;
“Siz onların namazları yanında kendi namazınızı, oruçları yanında kendi oruçlarınızı, onların amellerinin yanında kendi amellerinizi beğenmezsiniz (çokça namaz kılar sizden çok kendilerine özel oruçları vardır, ritüeller uydurmuşlardır ama) onlar okun yaydan çıktığı gibi dinden çıkıp giderler.” (Nesai 2579)
3- Dine bir şey ekleme ve çıkarma yetkisi Cenab-ı Allah’tadır. İzin verdiği sürece peygamberimiz bunun sınırlarını belirlemiştir. Kimse dini Allah azze ve celleden daha iyi bilemez. Allah’ın özel olarak belirtmediği peygamberimizin de haber vermediği bir konuda birisi çıkıp da, "şu gün özel bir gündür şu kadar namazı vardır ve bunu dinimiz emreder, dinde yeri vardır” der ise hâşâdine bir şey ekleme yetkisine ben de sahibim demiş olur.İddia müddei tarafından ispat olunur. Yaşayan da bir delille yaşar ölen de bir delille ölür.
4- “Yoksa onların Allah’ın izin vermemiş olduğu şeyleri din adına ortaya atan ortakları mı var?” (Şura Suresi 21. Ayet)
Demek ki dine bildirilmeyen bir ibadet eklemek Allah'a ortak koşmak olur.
“Rabbinin sözü, doğruluk ve adaletle tamamlandı. O’nun sözlerini değiştirebilecek yoktur. O işitir ve bilir”. (Enam Suresi 115.Ayet)
Allah’ın sözü değişmeyecektir, onu doğru yaşayan birçok kavim çıkacaktır. Bakınız dünyada Regaip Kandili ne Mısır’da ne Tunus’ta ne Lübnan’da ne Suudi Arabistan’da ne Yemen’de ne Katar’da ne Sudan’da ne de başka bir İslam ülkesinde yoktur.
“İşlerin en şerlisi sonradan uydurulanlardır ve her bidat (dine ibadet olarak eklenilen her rükün) sapıklıktır.” (Müslim 867)
Burada dikkat çeken şey Allah resulünün her bidat demesidir.. Din adına yapılan peygamberimizin bildirmediği, hakkında ayet ve hadis olmayan her iş sapıklıktır.
“Kim mescidimizde bir şey icat ederse Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların laneti onun üzerine olsun.” (Şatibiİtisam s.132)
“Kim bizim dinimizde olmayan bir iş yaparsa o iş reddedilmiştir.” (Buhari Sulh 2697)
“Ümmetimin içerisinde bidatler ortaya çıktığı ve ashabıma küfredildiği zaman, ilim ehli ilimlerini ortaya döksünler. Eğer bilenler bildiklerini açıklamaz ise Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların laneti onların üzerine olsun” (Tirmizi 4122)
Velhasıl İbadet yapıyoruz derken yanlışa düşüyoruz. Bu vebaldir ve aynı zamanda Allah azze ve celleye karşı da haddi aşmaktır. Regaip gecesi ile ilgili dinen bir delil yoktur.. Enerjimizi hak olan gecelerde harcayalım, aksine bir delil olmadığı sürece bu gece dünkü gibi geçsin.
0 Yorum:
Yorum Bırakın