Yine kapındayız YA RESULULLAH “Rabbim gelmelerimizi daim et”


3780 Görüntüleme

Bundan 17 sene evveldi. Yaklaşık altı ay kadar kıvranmıştım Kabe, Kabe diye.
Rüyalarıma giriyordu Allah’ın evi, gitmeliydim oraya ama nasıl?
‘Allahım çok istiyorum vuslata ermeyi, Peygamber Efendimi (sav) ravzasında selamlamayı.
Kabe’nde içimi sana açmayı, dua dua yakarmayı, senden af dilenmeyi.
Rahmet deryandan çokça istemeyi çok istiyorum Allah’ım ne olursun bana nasip buyur’ şeklinde kaç gece gözyaşları içerisinde sızladığımı hatırlarım.
Davet edilmek gerekiyordu elbette.
Nasibimizin olması gerekiyordu oralar için.

Bazen imkanınız olur ama nasibinizde olmaz birşeyler.
Bazen de imkanlar önünüze adeta serilir, imkanı olan sizin imkansızlığınızın gerisinde kalır.

Çok istedik ya gitmeyi oralara, Rabbim de adeta o dönemde benim için imkan dahilinde olmayan o gidişin önüne öyle bir açtı ki..
Ben dahi kendim şaşırmış şaşkına dönmüştüm bu nasiplenmeden.

Hadi gidiyoruz demişti bir Dost.

Ve gittik Mekke’ye vardık, otelimizde hazırlıklarımızı yaparak Beytullah’a doğru yürüyorduk.

Dedi ki “Erdinç’im Mescid-i Haram’ın kapısından girdiğimizde kafanı öne eğ ve ben kaldır demeden de başını kaldırma emi. Yapacağın dualarını iyi düşün ve Kabe’yi ilk gördüğünde o dualarını yap ve isteyeceklerini Allah’tan iste.
Çünkü Cenab-ı Hak Kabe’yi ilk gördüğünde yapacağın duaları kabul eder geri çevirmez inşallah” da demişti.

Peki hocam demiştim. Kabe mescit kapısından girdik ve başımız önümüzde ilerliyoruz Beytullah’a.
Heyecan her saniye artıyor, yüreğim yerinden çıkacak gibi oluyordu adeta ve hiç unutamam o kavuşma anından önceki müthiş heyecanımı.

Kabe’ye ilerledikçe etrafında döne döne tavaf eden müslümanların sesleri daha da fazla duyuluyor, heyecanım da katlanarak arttıkça artıyordu.

Ve dostumdan beklediğim o seslenme gelmişti. “Hadi Erdinç’im kaldır başını Kabe artık karşında ve yap dualarını” demişti.

Dizlerimin bağının çözüldüğünü hatırlıyorum tam da o esnada. 
Başımı kaldırdım kaldırmasına da,
gözlerimin yaşından Kabe’yi tam da dibinde net görmekte zorlanıyordum.
Kafamdaki dualar da adeta beynimden silinmişti ve ben o halde Kabe’ye baka kaldım uzun uzun ve dilimden şu kelime çıkabilmişti sadece.
“Allah’ım ben senin evine, beytine, Kabe’ne vuruldum, aşık oldum, çok sevdim. Ne olursun bana buraları her sene nasip et geleyim hep…”

İşte 17 sene önce Kabe’yi ilk gördüğümde yaptığım o duam beni her sene buralara getirdi, getirmeye de devam ediyor şükürler olsun.

Sadece 2 sene pandemi de kapalı olduğundan gelemediğim bu mübarek topraklara, pandemi sonrası hemen gelmek geçen yıl Aralık ayında nasip olmuştu.

Şimdi yine yeniden Medine’deyiz ve 3 gün burada Peygamber Edendimiz’in misafirleri olduktan sonra ikramlarımızı giydik, umre için niyetlerimizi aldık ve Kabe yolunda ilerliyoruz Kayseri Kıyam Turizm kafilemizle birlikte.

Medine sakin şehirdir. Sükunet ve sadelik, medenilik, huzurun zirve yaptığı bu muhteşem Peygamber şehri, Efendimiz (sav)’i mescidinde bulunan kabri şeriflerinde bol bol ziyarette bulunarak selamlama ve şefaatini Cenab-ı Allahtan niyaz etme şerefine bol bol eriştiğiniz, gül kokuları içersinde müşahede ettiğimiz, dünya meşakkatleri ve yoğunluğundan kısa süre de olsa sıyrılarak huzura erdiğimiz harikulade bir atmosfer ve de huzur şehri.

Öğleye doğru son namazlarımızı ve selamlamamızı yaptıktan sonra ihramlarımızı giyinerek Kabe için Mekke’ye doğru yaklaşık 5-6 saatlik yoldayız.

Elbette yine veda etmedik Medine ve EN Sevgili’ye.
Sadece müsade istedik bir süre ve yine yeniden dönüp kavuşmak arzusu ve niyetiyle şimdilik.

Rabbim ayaklarımızı buralardan kesmesin.
Biz misafirleri olarak Şerefli Ev Sahibi’mizden memnun ayrılıyoruz,
Umuyoruz ki Kendileri de bizden memnun kalmış olsunlar.

Kabe’ye doğru yola çıkmışken, başka bir gerçekleşecek olan kavuşmanın heyecanı içerisindeyiz. Allah’ın misafirleri olma heyecanını iliklerimize kadar hissediyoruz.
Kabul buyur bizi ALLAHIM…

Yazar

Erdinç Teğmen

0 Yorum:

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi *