(Hüsnü Ahlâk)        Edep, terbiye ve iyi huy,  güzel Ahlâk 
Allâh'ın nûrundan bir taçtır. Onu başına koy, istediğin yere git.
Her yerde itibar görürsün.
Sebepler Sen’dendir; Edep bizlerden. Etme bizi Ya Rabb; Edepsizlerden.                  Ahlâk kelimesi Arapça bir kelime olmakla beraber, ifade ettiği mana 
bizim için açıktır ve insanın iyi veya kötü olarak vasıflandırılmasına sebep 
olan huy ve davranışlarının bütünüdür. 
Ahlâkın dinde önemli bir yeri vardır. Peygamberimiz Kur’an-ı Kerim’de 
güzel ahlâkı ile övülmüştür. Şüphesiz sen yüksek bir ahlâk üzeresin.” buyurulmuştur. Peygamberimiz de Ben ancak yüksek ahlâkı tamamlamak için gönderildim. demiştir. 
Ahiret günü kulun amelleri değerlendirilirken ahlâkın başta yer alacağı
Peygamberimiz tarafından ifade edilmiş ve: 
“Kıyamet günü mizanda, güzel ahlâktan daha ağır gelecek hiçbir (nafile) ibadet yoktur.  buyurmuştur.
Ahlâkın dindeki bu önemli yeri sebebiyledir ki Peygamberimiz insanla  Kur’an ve Sünnet’te Ahlâk. İslâm dini aşiret ruhunun, rekabet ve küçümseme duygusuyla geçici hazlara düşkünlüğün doğurduğu kaba ve hoyrat geleneklerin karşısına insanın nefsini dizginlemesi, tabiatını öfke ve şiddetten koruması anlamına gelen hilim ve şefkati koydu; bu suretle insana, o güne kadar kendi dışındaki varlıklara çevirdiği mücadele enerjisini kendi nefsinin kötü temayüllerine karşı yöneltmesini öğretti.
Çaya şeker attığınız halde karıştırmazsanız çayın tadını alamazsınız. Tadı hissetmek için hareket lazım.  
Kalbinize imanı yerleştirdiğiniz halde onu harekete geçirmezseniz imanın tadını alamazsınız. İmanın tadını almak için imanı güzel davranışlarla harekete geçirmek gerekir.
Allah'a emanet olun .Cumanız mübarek olsun..