HDP Stratejisi, Sağduyulu Tercih


387 Görüntüleme

Daha önceki seçimlerden biliriz ki, Doğu ve Güneydoğu'da sandıklar erken açıldığından, HDP oyları yüksek başlar, açılan sandık oranı yüzde 50'nin üzerine çıktıkça da HDP oyları hızla gerilerdi. Bir çok sürpriz sonuçların ve mesajların yaşandığı 24 Haziran seçimlerinde ise, altını çizmeye çalıştığımız bu hususa da ters bir durum yaşandı. 

Gerçi CHP'nin HDP'yi meclise taşıyacak bir stratejiyle kendi seçmenini bu hususta yönlendirecek açıklamaları olduğu gibi, liste tercihlerinde de bu stratejiyi görmüş ve yorumlamıştık da.

Ancak CHP' nin kendi tabanının dahi belkide tahmin edemediği oranda özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerde HDP'ye çok büyük oranlarda oy gitmiş oldu.

16 yıldır 8 defa AK Partiye karşı kaybetmiş bir CHP'nin bu zaman zarfında başardığı tek şey, HDP'yi meclise taşımak olmuştur!

Mesela 1 Kasım 2015 seçimlerinde İstanbul’da 948 bin oy alan HDP 24 Haziran’da 1 milyon 942 bin; Ankara’da 1 Kasım’da 151 oy alırken 24 Haziran’da 225 bin ve İzmir’de 1 Kasım’da 247 bin alırken 24 Haziran’da 334 bin oy aldı. Ayrıca İstanbul’da 1 Kasım seçiminde yedi vekil çıkarırken, 24 Haziran’da 12 vekil çıkardı ve İzmir’de iki vekil çıkardı. Daha genel anlamda ise şunu söylemek mümkün; HDP Doğu ve Güneydoğu illerinin hemen hepsinde 1 Kasım seçimlerine nazaran oy kaybetti. Üstelik bu oranlar 7 Haziran’la kıyaslanırsa aradaki fark daha fazla. Dolayısıyla da HDP aldığı toplam 5 milyon 772 bin oyun 1 milyon 751 binini bu üç büyük şehirden aldı ve tartışmasız bir şekilde bu oylar sayesinde barajı geçti.

 

YIKIM SİYASETİ HİZMET SİYASETİNE MALUP OLMUŞTUR 

Bu anlamsız stratejiyi yürütürken, birlikte hareket ettikleri Meral Akşener'in partisinin MHP tabanından önemli oranda oy kopartacağını, MHP' nin bu sebeple de oy oranında önemli oranda azalma olacağı hesabıyla da hareket etmiş oldular. Tek hedefleri mecliste çoğunluğu sağlayarak Erdoğan'ı kilitlemek olan muhalefet partisinin hesapları böylelikle alt-üst oldu.

İlk hesapları tutan muhalefet ittifakının bu 2. hesapları tutmayınca da, sadece HDP'yi meclise taşıyan bir taşeron olmaktan öte gidemeyen bir CHP kimliği ön plana çıkmış oldu.

Zira, Suriyelileri göndermek ve TİKA gibi ülke dışında çok önemli işler yapan kurumları kapatacağı vaadlerini ön plana çıkartan İP, muhafazakar ve milliyetçi seçmenden oy koparamamış oldu.

MHP ise içerisinden bölünmeyle bir parti çıkmasına rağmen, oylarını konsolide ederek 24 Haziran'ın kazanan partilerinden olurken, AK Parti ile girdiği ittifaktan dolayı Doğu ve Güneydoğu'daki AK Parti oylarının da düşmesine sebep olur tezini de boşa çıkarmış oldu.

PKK ile olan mücadele ve temizlik sonrası bölgede oluşan huzur ve güvenin yanısıra, kayyum atamaları ile bölgeye giden hizmet bölge halkını Cumhur ittifakına kanalize etmiş oldu.

Doğu ve Güneydoğu halkı güven ve hizmeti tercih etti. 

Muhafazakar kesimden oy alabilmek için din söylemi üzerinden politika geliştirmeye çalışırken bocalayan ve traktör, bisiklet sürerek saman balyalayarak eskide kalmış köylü kasketli görüntüler veren Muharrem İnce' nin CHP'si muhafazakar kitleye inandırıcı gelmemiştir. 

Seçmen sandık başına gittiği zaman söylenen ve yapılanların muhasebesini iyi yapmakta ve tepkisini göstereceği zaman da bundan kaçınmamaktadır.

Dolayısıyla yıkım siyaseti hizmet siyasetine bir kez daha malup olmuştur.

Yazar

Erdinç Teğmen

0 Yorum:

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi *