FİNANS KURUMLARI BANKA DEĞİLDİR


919 Görüntüleme

Kıymetli okuyucular, bizler inançlı insanlarız. Hayatımıza inancımız doğrultusunda yön veririz. Bankacılık ve faiz işlemlerinin, dinimizce haram kılındığı herkes tarafından bilinen işlerdendir.

Bundan 40-50 yıl öncesinde Müslüman ilim adamları ticarette bankaya olan ihtiyacı belirleyerek Müslüman bir insanın, finansmanını nasıl sağlayabileceğini ve bunun İslam hukukundaki yerini tartışmaya açmışlardır. Yoğun çabalar sonucunda da finansal sermayeler oluşmuştur. Bu finans kurumları BDDK'ya başvurup İslami değerlere sahip finans kuruluşları oluşturmak istediklerini bildirdiler. Şu anda Türkiye’de dönen para pastasının sadece yüzde onuna (%10) hâkimdirler, kalan para (%90) bankalarda dönmektedir.

Şayet finans kuruluşları paralarını banka gibi faiz ile işletmeye çalışır ise BDDK bu finans kurumlarına ceza keser ve kapatılabilirler. Çünkü kuruluş tüzüğüne aykırı iş yapılmıştır. Her akıllı insanın bileceği üzere bir banka kadar çok şube açıp sonra el altından gizli gizli faiz işlemleri yapmaya gerek yoktur. Bu ahmaklık olur. Madem faize bulaşacaktınız o zaman banka açıp pastanın büyük kısmından paylanmaya çalışsaydınız.

Devletimiz de Müslüman olan halkın bu hassasiyetini gözeterek Vakıf ve Ziraat finansları kurmuştur. Buralarda iş yapmak genel adıyla bankada iş yapmak gibi kolay olmayabilir ama faize bulaşanlar gibi Allah ve Resulüne savaş açmış olmayız ve zorluktan dolayı da bir bedel öderiz. Bizim kasabada finans kurumu yok, banka kolay oluyor gibi mazeretler sunan arkadaşlar olabilir. Madem inançlı birisin, zahmete girip başka kasabaya gitmen gerekir. Bedel ödeki inancın uğrunda şahitlik etsin. Müslümanın zihninde banka ile ilgili bir düşünce olamaz, olmamalıdır.

BU SAVAŞI KİM ALIR?

“Eğer faizden vazgeçmez iseniz, Allah’a ve Resulüne savaş ilan etmişsiniz demektir.” (Bakara Suresi 279. Ayet)

Kısaca hayal edin, iki kalabalık ordu karşı karşıya geliyor. Birinin başında anamız ve babamızın feda olduğu koşup ayaklarına kapanacağımız Allah’ın Resulü var. Sahabeyi kiram da yanında duruyor. Karşıda ise kâfirler, din düşmanları ve zaafa düşmüş Müslümanlar... Üç kuruş kazanacağım diye kılıcını Allah ve Resulüne karşı keskinleştiren inançlı insanlar... Bakalım bu savaş kimler tarafından kazanılacaktır? Düşman kimi kesmeye hazırlanmıştır? En büyük birkaç günahtan olan faizle uğraşmayı bırakmak, belki de bu uğurda sıkıntılara düşmek ve bedel ödemek lazımdır. Borçlu isek kapı kapı arkadaş ve akrabaya el açmak, laf duymak, ezilmek, pişman olmak, Allah’tan bir kapı talep etmek gidip bankadan faiz çekmekten daha şereflidir. Elinizde olmayan zaruretler olmadıkça (maaş hesabı gibi) bizlerin bankada hesabımız bile olamaz.

EN ÇOK SEN YANACAKSIN HACI ABİ...

Özellikle saf olan bir kesim var param bankada faizsiz duruyor, ben hacca da gittim diyen kesim. Özellikle bunlar bu Allah’a savaş açmış kuruluşların en çok sevdiği Müslümanlardır. Zira bankaya yükleri de olmaz. Bu saf Müslümanın parasını işleterek en çok kâr oranına ulaşırlar. Bu müesseseleri ayakta tutan en kuvvetli kesim de bunlardır. Banka sektörünü en çok kâr ettiren hacı abim dikkat et...

Şeytan bizlere ticari işlemler ile banka işlemleri arasındaki rakamsal eşitlikleri gösterip bu da banka gibi, ne farkı var gibi cümlelerle ikna etmeye çalışır. Şayet finans kurumlarının işlevinin doğru olmadığını düşünüyorsanız oradan da hesap açmadan Allah katında ticaretini Müslümanca yapmaktan dolayı bedel ödeyen ve bu bedelin karşılığını talep eden samimi Müslümanlardan olmak lazımdır.

Kısaca finans kurumu asla para satmaz. Gidip nakit para alamazsınız. Ama bankalar para satar. Finans kurumu senin alacağın bir malı satın alıp sana vadeli satış teklifi sunar. Bir insan 10 bin liralık bir telefonu vadeli olarak misal 12 bine, şayet anlaşabilmişler ise pazarlık usulü satabilir. İslam’da vade helaldir. Müşteri de işine gelirse alabilir. Sizler de finans kurumunuz ile anlaşıp bu mal bana lazım, bunu satın alalım diye ödeme gücümüz üzerinden pazarlık yapabilirsiniz ama bankalar sana 10 bin lira verir 12 bin lira ister. Paraya konan para bir faizdir. Mala konan vade helaldir.

Müslüman, kafası ticarete çalışmıyor ise bakar finans kurumu kendisine 10 bin liralık malı 12 bin liraya vadeli satmış, filanca bankada 10 bin lira kuru paraya 2 bin lira faiz istiyor matematik olarak 12 bin=12 bin diyerek aynı görüp finans kurumları bankayla aynı demektedirler. Bu büyük bir vebaldir. Örneğin söz verip nikâhlandığımız kadın bize helal, nikâhımız olmayan hanımla halvetimiz haramdır. Arada sonuç olarak sadece bir nikâhladım sözü vardır. Sonuç olarak aynı gibi gözükse de işlem farkından dolayı biri helal birisi haramdır.

“Faiz yiyenler, ancak şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Bu onların “Alışveriş de faiz gibidir” demelerinden dolayıdır. Oysa Allah, alışverişi helal, faizi haram kılmıştır.” (Bakara Suresi 275.Ayet)

Müslüman bir banka faiz işlemine kefil olamaz, şahit olamaz, hatta şu bankada kredi düşük diye başkasına tavsiye bile veremez. Bankaların işlerini yapamaz, mutlaka o işlemde faiz alan adamın cürmüne çabası kadar ortak olur. Velhasıl finans kurumlarının işleyişini bilmediğimiz konularda kendilerine sorup yardım alabilir, konunun dini boyutunu izah etmelerini bekleyebiliriz. Bunu ilim ehline danışabilir ve ona göre ticaret yapabiliriz. Yoksa helal-haram dinlemeyen, yeter ki para gelsin diyen kesimden isek bunun bizim için hiçbir önemi yoktur. Şu ekonomik kriz yaşadığımız dönemlerde parayla imtihana her zamankinden daha da dikkat etmek lazımdır.

ALLAH FAİZ YİYENLE İLİŞKİSİNİ KESER

Bir hadisi şerifte Peygamberimiz: “Kişi Allah için koştursa, çabalasa, üstü başı dağılsa, ellerini açsa ve ‘Ya Rab! Ya Rab!’ dese, Allah kendisi için koşana yardım etmez mi? diye soruyor. Sonra Peygamberimiz yine cevabı kendisi veriyor. ‘Etmez! Çünkü yediğinde haram vardı, içtiğinde haram vardı, neden etsin ki?’” Yani faizin günah olmasından öte Allah o kişinin yüzüne bakmıyor, yaptığı hayırları bile önemsemiyor.

Kişi, elinde olmayan sebeplerden dolayı bir bankaya bulaşmış olabilir. Ya da maaşımızın çekimi için kurum bir banka ile anlaşmış da olabilir. Devlet de birçok faiz ve günaha da girmiş olabilir ama elinizde olmayan sebeplerden dolayı faize bulaşmak ile kendi elimizle hesap açtırmamız asla aynı değildir. İkisi içinde af dilemek, bu işlerden uzak durmak lazımdır. Hiç bankaya bulaşmadan ticaret yapayım diyene eyvallah der, tebrik ederiz. Ama para ihtiyacım var, mecbur mal alacağım diyenlere de malını ve rızkını kirletme, en azından meşru olmaya çalışan bir kuruluşa git derim...

Yazar

Fikret Şanlıbaba

0 Yorum:

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi *