Yükleniyor
Yükleniyor
Bir şeylere sıfırdan başlamanın en güzel takvimi… Eylül.
Yılın genel muhasebesinin yapıldığı, geçmişin gözden geçirildiği, geleceğe dair umutların yeniden yeşerdiği ay.
Adına binlerce şiir yazılmış, sayısız hikâyeye ilham olmuş bu ayda, kelimeler dökülür dudaklardan daha bir başka:
“Eylülde gel…” der bestekâr; oysa biz, okul yollarında buluruz kendimizi.
Zihnimde bıraktığı en derin izler; hüzün, vedalar, yaşlılık, yeni başlangıçlar…
Boşvermişlik değil aslında; bir kabulleniş, belki de içten gelen bir suskunluk.
Değişimin ağır ama dingin adımlarıyla yüzleşmek.
Eylül, yüreğe sımsıkı sarılmak gibidir.
Sahip olduklarına daha çok bağlanmak, kalbini tereddütsüz emanet etmek ama rehin vermemektir.
İçinden geldiği gibi yaşamanın rahatlığını, yüzünün çizgilerinde taşımaktır.
Sonbaharın serinliğinde mana bulan bu ay, içimize su serpen bir geçiştir.
Yapraklar, turuncuya çalan bir hengâme içinde mevsimi coşkuyla selamlar.
Her uyanış, kadrajlara düşen sarı ve turuncu tonlarla yeniden anlam kazanır.
Sanki portakal kokulu bir sabaha gözlerini açmak gibidir Eylül.
Ey hazan mevsimi…
Yazı uğurlarken bize yeniden başlama cesareti veren,
Ruhumuzu usulca sarmalayan,
Pastel tonlarla bestelenmiş bir huzur iklimi gibisin.
Ve şimdi, ruhundaki tüm yaraları silip yeni bir başlangıç yapmanın tam zamanı.
Hoş geldin Eylül… Hoş geldin ruhumuza.
Biraz yavaşlamak istiyoruz seninle,
Koşmadan, telaş etmeden…
Gölgelere baka baka yürümek, dallardan düşen bir yaprağın rüzgârla dansını izlemek…
Unuttuğumuz o küçük anları yeniden hatırlamak istiyoruz.
Bir bardak çayın buğusunda, bir sokak lambasının altında bekleyen sessizlikte,
İçimizde biriken her şeyle yüzleşmek istiyoruz.
Kırıldıklarımızı onarmak, küs olduklarımızı affetmek, en çok da kendimize sarılmak…
Çünkü Eylül, geçmişle geleceğin arasına kurulmuş bir salıncaktır.
Bir yanı vedaya, bir yanı umuda sallanır.
Ve biz, bu salıncakta biraz çocuk, biraz yetişkin kalırız.
İçimizde büyümeyen bir şey vardır Eylül’de;
Belki de tam olarak bu yüzden çok seviyoruz seni.
Yeni bir mevsimin habercisi,
Ruhumuzu dinginleştiren rüzgârın sesiyle gelen,
Her defasında “yeniden” demeyi fısıldayan
Ey Eylül, hoş geldin.
"...sadece bir mazi olmuş olduğunu hissettiren bir üzüntü ve hasret ayı."
Eylül, Mehmet Rauf
Ayşe ALGÜN
01.09.2025
0 Yorum:
Yorum Bırakın