Yükleniyor
Yükleniyor
EVLİLİKTE İHTİYAÇLAR NASIL KARŞILANIR? Evlilik öyle güzel bir ilişkidir ki; adeta eşlerin tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri her donanım yüklenmiştir. Yeter ki; ,doyumlu ve rızalı bir seçim olsun. “Allah,ın emri; Peygamberin kavli..” ile başlayan evlilik yolculuğunda, yol boyu eşler birbirine arkadaş, zevc ve zevce olurlar. Yani “ayakkabının teki” olup beraber güzelce yürürler. Evlilikte ihtiyaçlar söz konusu olduğunda da kah eşler birbirlerinin ihtiyacını görürler, kah birbirleriyle ihtiyaçlarını giderirler. Burada da yine erkek-kadın, eril-dişil, güçlü-naif, avcı-toplayıcı, dışişleri-içişleri gibi ne kadar ikili özellik varsa işlerlik kazanır. Yani bazı ihtiyaçlar bedensel, bazıları maddi, bazıları da ruhsal,duygusal olmak üzere çeşitlidir. Hatta bazı ihtiyaçlar erkek için daha önemli, bazıları kadın için daha önemli bazıları da çocuklar, geniş aile, ya da evliliğin devamı için önemlidir. Daha doğrusu evlilik ocağının ateşi bir kere yakılmışsa aile devam edene kadar o ateş beslenecek ve de her tür işlevini yerine getirecektir. Ben bu yazımda eşlerin ihtiyaçlarını nasıl karşıladıklarını hem reel olarak hem de ideal olarak şöyle bir masaya yatırmak istedim. her zaman olduğu gibi sevgili okurlarım, dostlarım ve de danışanlarım da ortaya karışık bu servisten nasiplerince faydalansınlar istedim. Genellikle evlilikte eşlerin ihtiyaçları nelerdir diye baktığımızda; erkek ve kadın olarak ayrışabildiği gibi maddi ya da duygusal ihtiyaçlar olarak bakılabilir. İdeal Olan, huzurlu ve temiz olan; evli çiftlerin bu nikah içinde her türlü ihtiyaçların birbirlerine verebilmesidir. Böyle olduğunda en başta evdeki çocuktan. mahalledeki komşuya ve en uzak akrabalara kadar toplum da bu evlilikten huzur görebilir. Lakin çiftlerin bedensel, ruhsal, duygusal, manevi, maddi, statü gibi tüm ihtiyaçları birbirine verebilmesi her zaman mümkün olamaz. Bazen bilinç yetmez, bazen uyum olmaz, bazen niyet olmaz bazen de kapasite olmaz. İşte o zaman da evliliğin ruhu, kimyası bozulur. Kalbe nifak girer. Kulaklara hep şikayet girer. Yataklara da tatminsizlik girer. Muhabbet eksilir, bereket eksilir. İhtiyaçlar konusunu ele alırken birkaç önemli dengeyi vurgulamak isterim. Çünkü mesleki tecrübelerim ve kişisel gözlemlerim gösteriyor ki evlilikte ihtiyaçlar dengeli ve adil karşılanmıyor. Nedenlerine bakmakta yarar var. İlk önce ihtiyaçları güzelce ayrıştırarak başlamak iyi olur: Eşlerin birlikte oluşan ihtiyaçları, eşlerin bireysel ihtiyaçları, ailenin ihtiyaçları, çocukların ihtiyaçları…gibi. Zannımca en çok burada beklenti ve algılar karışabiliyor. Yani erkek evin ihtiyaçlarını karşılarken kadının ihtiyaçlarını karşıladığını zannedebiliyor.. Kadın da ev işi yaptığında ya da çalışarak katkı sunduğunda erkeğinin ihtiyacını karşıladığını düşünebiliyor. Ya da erkek çocuğuyla ilgilendiğinde karısının duygusal beklentilerini karşılamış sanıyor. Burada herkesin hakkını birbirine verebilmesi gerekiyor. En önemli ihtiyaç nedir evlilikte desem her çift kendi bakış açısına göre söyleyecektir. Bir ilişki terapisti de olarak diyebilirim ki; evlilikteki en önemli ihtiyaçlar; güven, şevkat, bağlılık, iletişim, sohbet, manevi destek alma, takdir edilme, yükü paylaşabilme, birlikte hayal ve hedef kurabilme, zor günlerden ve zamanlardan birlikte çıkabilme gibi duygusal ihtiyaçlardır. Diğer maddi, sosyal, çoluk-çocuk-akraba ile ilgili, evle ilgili tüm ihtiyaçlar karşılanır zamanla. En önemli, ihtiyaçlardan biri de helal ve doyumlu bir cinselliktir. Bu öyle bir ihtiyaçtır ki; eşlerin birbirinden başka kimseyle gideremeyecekleri, en özel ve mahrem durumdur. Bu konu en çok atlanan konu oluyor günümüzde. Eşlerin arasına kara kedi gibi kötücül kavgalar girdiğinde yataklar ayrılıyor, bedenler dokunmayı unutuyor ve kin,nefret dolu gizli bir savaş başlayabiliyor. Kadınlar cinselliği genellikle intikam ve silah olarak kullanma durumunda kalırken; erkekler de kadından alamadığı bu ihtiyaç yüzünden türlü engeller çıkararak karısından intikam alıyor. Üçüncü yatak savaşlarının sonucu tüm ailenin tadını, huzurunu kaçırılıyor. Ya da eşlerden biri ki genellikle para kazanan erkek olduğu için koca karısına para vermeyerek, ihtiyaçlarını görmeyerek, acısını çıkarıyor. Burada bahsettiğimiz konu tabii ki maddi sorun yaşayan ailelerden çok maddi gücü yeterli olduğu halde kah cimriliği yüzünden kah nefret yüzünden esirgenen paralar, imkanlar. Ya da bazen erkek aşırı kıskanç ve kompleksli olduğu için eşinin sosyal, iş, çevre edinmek, gezme, giyim, eve eşya alma, çalışma, akademik gelişim hakları, ailesini görme hakları gibi konuları engelleyebiliyor. Ya da hanımefendi kıskanç, aşağılık kompleksi olduğu için eşinin kariyerinde gelişirken ihtiyaçlarını hazmedemiyor. Bir önemli konu daha var ki; eşlerin birbirini ihmal ederek, maddi manevi becerilerin, hizmetlerini, sevgi ve ilgilerini esirgeyerek ihtiyaçları karşılamamasıdır. Ne sebeple olursa olsun eşlerin birbirini yalnız bırakması, ıssız bırakması, yoldaşsız bırakması adeta ruhen aç-susuz bırakması gibidir. Evlilikte en büyük ihtiyaç bedenen ve ruhen beraber beslenmek, beraber doymak ve mutlu bir tatmin duygusu yaşamaktır. Birinin ihtiyaçlarını görürken diğerini eksik bırakması adfil değildir. Vebal girer Bir gün bunların hesaplarını tutup cimrilik yapan, zalimlik yapan eş manen tüm hesapları öder. Bir kadının becerilerini kullanarak evine, çocuklarına ,eşine hizmet etmesi, eşlik etmesi nasıl da erkeğin hayatını güzelleştirirse; erkeğin de üzerine düşen eşlik görevlerini yapması kadını güvende hissettirir. Yani her bakımdan birbirinin kalbine girmiş eşler için başka bir arayışa ihtiyaç kalmaz. Erkeğin yeterince maddi geliri olduğu halde eşini harçlıksız bırakması doğru değildir. “Evi geçindiriyorum ya daha ne istiyorsun?” demek çok eski bir erkek savunmasıdır. Aynı şekilde kadının da:” Senin için saçımı süpürge ediyorum, hizmetçilik yapıyorum daha ne? demesi de çok gereksiz bir savunmadır. İhtiyaçları sorulsa; genellikle erkek evin temizliği yerine cinselliği tercih edecektir. Yine bunun gibi kadın da eşinin mutfağa öteberi yığmasından çok onunla ilgilenmesini, sohbet etmeyi ve beraber gezmeye gitmeyi tercih edecektir. Yani önemli olan neymiş? Önemli olan karı-kocanın birbirinin ihtiyaçlarını farketmesi ve gönüllü olarak, sevgiyle karşılamaya çalışmasıymış. Burada yine görünmeyen savaşlar olabiliyor. Erkek kadına bedel ödetmek için parayı kısıtlayarak ya da hiç vermeyerek kadını köşeye sıkıştırabiliyor. Tüm özgürlüklerini kısıtlayabiliyor. Kadın da eşini cezalandırmak için eşinin ailesine savaş açıp, bedeli çocuklarından ya da alakasız yerlerden almaya kalkışa biliyor. En büyük kıyamet de erkek ya da kadının eşi, çocukları, evinin ihtiyaçlarını karşılayacağı yerde kendi anne-babasının bağımlısı olup onların ihtiyaçlarını karşılamasıyla kopuyor. Ya da erkeğin pasifliği sonucu maddi ihtiyaçları doğru karşılayamaması, başkalarına hayır diyemediği için çevresine borç, hizmet vermek suretiyle eşini ihmal etmesidir. Bazen bir eşin ihtiyacı diğeri için hiç önemli gelmeyebiliyor. BAzen hobiler ya da bağımlılıklar bireysel ihtiyaç olarak dayatılabiliyor. Ev içinde birlikte yaşarken erkek çok giyimine düşkün olup, giysi odalarını doldururken eşine giysi almayabiliyor. Ya da bir eşin çok yoğun bir hobisi yüzünden evler, odalar dolup taşabiliyor. BAzen kadının bir hobisi ya da aşırı arkadaşlarla buluşmak istemesi gibi konular ihtiyaç çizgisinden çıkıp kavga konusu olabiliyor. GEnç çiftlerde de bekarlık alışkanlıklarını ve ihtiyaçlarını devam ettirme dayatması olabiliyor. Yani maç izlemek, sürekli bekar arkadaşlarıyla akşamları takılmak istemek, kahvehane, kafe,vs. yerlerde yalnız vakit geçirmek, aşırı alışverişe para harcamak, ya da eşin kendi anne-baba-kardeş ve akrabaları ile sürekli vakit geçirmek istemesi gibi. DAha bir çok örnek sayabiliriz. Burada önemli olan birbirlerinin ihtiyaçlarına saygı gösterip, karşılamaya çalışmak, adil olmak, iyiniyetli, cömert olmak, başa kalkmamak, hiçbir emeğini, becerisini esirgememektir. Tabii ki aşırı hizmet davranışları da bazen dengeyi bozar. .erkeğin eşini hizmetçi gibi görmesi; kadının eşinin para kazanırken yaşadığı zorlukları hiçe sayması, maddi gelirleri hoyratça harcaması ya da eşlerin birbirlerine kızdıkları zaman boykot ederek ihtiyaçları askıya almasıdır. Beyler eşine verdiği her kuruşu müfettiş gibi denetlerse, eşine özel bir harcama alanı bırakmamış olur. kadın da eşini sürekli telefonla, sorularla sorgularsa; her gittiği yeri, aile ziyaretini vs. engellemeye kalkışırsa; eşlerin bireysel ihtiyaçları görülmediği için nefret doğar,düşmanlık duyguları açığa çıkar. En önemlisi de ihtiyaçların rızayla karşılanmasıdır. Bizim rabbimizin müjdesi şudur ki; kadın olsun erkek olsun kim iyi niyetle eşi için, ailesi için, çocukları için emek verirse bu ibadet kadar kutsaldır. Kim yediklerinden yedirir, giydiklerinden giydirir adeta imkanlarına göre yağdırırsa, hoşnutlukla eşine ikram ederse o evde bolluk, bereket, muhabbet eksik olmaz. Son olarak bir hatırlatma daha yapmak isterim. Eşler birbirlerinin ihtiyaçlarını karşılarken kişisel hak ve hürriyetlere göre birbirlerinin her türlü ihtiyacın farkedip, gönülden hoşgörüp onaylamış olurlarsa o görünmeyen huzur rüzgarı aralarında eser. Birbirinden razı olan eşler, kendinden de, Rabbinden de razı olur. Gül gibi geçinip gider. ”Ben senin için varım sen de benim için varsın” der gibi görünmeyen bir kontrat imzalanmış olur. En önemlisi de sadece para ihtiyaçları gidermeye yetmez. Sevginin yerini eşine düdüklü tencere almak tutmaz. Yatakta muhabbetle ihtiyacı karşılamanın karşılığını para ödemez. güzel bir sofrada beraberce,helalinden yemenin karşılığını milyonlar ödemeye yetmez. Faturaları ödemek kalbini kırdığı eşinin gönlünü alamaz. Evi temizlemek, çocuklara bakmak erinin ihtiyacın gidermez. bunlar ebeveynlik ödevleri, yetişkinlik görevleridir. Cinsellik ödül değil, rüşvet değil, bonus değil, ceza değil, arkasından koşturmak değil, genel kadın yerine koymak değil, eşin zaafı değil, kudurukluğu değil, sapıklığı değil, muhtaçlık değil, evliliğin en helal en önemli temel ihtiyaçlarındandır. Eşlerin çok yönlü doyumu sağlayıp, muhabbetle hayatlarına devam edecek enerjiyi en güzel karşılayabilecekleri adeta yakıt ikmali gibi yenilenerek yola devam edecekleri ilahi bir ikramdır. Ne olur sevgili eşler birbirinizden sevgiyi, ilgiyi, maddi-manevi varlığınızı birbirinizden esirgemeyin. ihtiyaçları karşılanmış çiftler kadar huzurlu,doyumlu kimse olamaz. O zaman hiçbir kuvvet de bu evliliği bozamaz. Niyetler bir, hayatlar bir güzellik içinde devam etsin diye dua ile…
0 Yorum:
Yorum Bırakın