EVLİLİK SORUNLARI TERAPİ ODASINA GİDER Mİ?


524 Görüntüleme

Bana mesleğimle ilgili en çok sorulan sorulardan biri de şudur: “Terapi işe yarıyor mu hocam?” Bugün tüm sorulara soruyla karşılık vereyim ben de: “İşe yaramaz olur mu hiç?” Özellikle aile danışmanı bir psikoterapist olarak bunu tüm samimiyetimle temin ederim ki tüm terapiler işe yarar. Evlilik sorunları arttığında; kişisel gelişim farkındalıklarının da artmasıyla orantılı olarak bize danışanlarımız sıkça başvurur. Evlilik can çekişirken ya da ilk tıkanma tabiri caizse nefes darlığı yaşarken çiftlerden biri kapımızı çalıverir. Bazen mağdur olan bazen de mağrur olan eş gelir ya da zorla ikna edilerek gönülsüzce diğer eşi getirir. Peki o zaman asıl soruya geleyim: sorunlu çiftler neden evlilik terapisine gelmeli mi gelmemeli mi? Yine soruyla cevap veriyorum: Neden gelmesinler? Evlilik ve çift terapisine gitmeyecekler de nereye gidecekler? Siz söyleyin. İnsanlar hasta olunca doktora koşmazlar mı? Araçlarında sorun olunca hemen tamirhaneye,servise ve sanayiye gitmezler mi? Evdeki su,elektrik,ısı tesisatında sorun olunca usta çağırmazlar mı? Evler eskiyince bakım, onarım, boya-badana yapılıp, tadilata girmez mi? Eşyalar eskiyip, kırılınca,yıpranınca yenilenmez mi? elektrikli ev eşyaları bile ya tamire ya da yenilenmek üzere gitmez mi? insanların en çok unuttuğu hakikat  şu: İlişkiler de eskir, hastalanır, yaralanır, yıpranır. Onlar da bakım, onarım, yenilenme ve şifalanmaya ihtiyaç duyar. Her şeyin uzmanı olduğu gibi evlilik ve aile sorunlarının da uzmanı bizlere gelmeleri kadar elzem bir şey olamaz.

              Evlilik terapisine direnç gösterme nedenleri nelerdir?

  • Eşlerin birbirleriyle inatlaşmaları ve çekişmeleri yüzünden bu konunun da restleşmeye kurban gitmesi
  • Eşler arasında farkındalık, bilinç seviyesi, içgörü, sorun çözme becerisi,kişilik sorunları gibi konularda uçurum olması.
  • Eşlerden birinin ya da ikisinin sabit fikirli ve direngen davranışları sonucu çözüme kapalı tavır sergilemesi.
  • Eşlerin bireysel olarak sorunuyla yüzleşmekten kaçması ve bahanelerin ardına sığınması.
  • Maddi olarak bütçe ayrılamaması(Bu konu genelde terapiden kaçmak için de kullanılır)
  • TErapi kültürünün oturmaması yüzünden başka başka arayışlara gidilmesi.
  • Çeşit çeşit önyargılar yüzünden terapistlere karşı fikirler besleme.
  • Eşlerden birinin zorba, anlayışsız, sabit fikirli ve şiddet gösterip kısıtlaması.

Daha onlarca sebep sayabilirim. Yine soruyorum: Evlilik çatırdamaya başladığında,boşanma kapıya dayandığında çiftler nereye gitmeli?Hacı-hocaya mı? Hakime,savcıya, avukata mı? Doktora mı? Kişisel gelişim kurslarına mı? Aile büyüklerine mi? Akil adamlara mı? Arkadaş, eş-dosta mı? KEndi ebeveyn ve akrabalarına mı? Yoksa psikiyatrist, psikoterapist, psikolog, aile danışmanı, çift ve evlilik terapistine mi? Bence sondan başa gidelim derim. Yani ilk evvel bir aile ve çift terapisine gidilsin. orda meseleler gün yüzüne çıksın. En doğru yönlendirmeyle diğer yerlere zaten gidilir. Eşlerden birinin ya da ikisisnin psikiyatrik sorunları, bedensel ya da ruhsal sorunları, cinsel sorunları varsa hem psikiyatrik hem de tıbbi destekle; hem de cinsel terapi ile devam edebilirler. Haa evlilik artık can çekişiyor ve oluru kalmadıysa ; yine buna da karı-kocanın karar vermesi koşuluyla hukuki uzmanlara gidebilirler. Dertleşmek için tabii ki eş-dost-akraba-arkadaş,aile büyükleri olabilir. Geleneksel hakem tayin edecek bir akil kişileri varsa o da bir bakış açısı kazandırır. Lakin üzgünüm ki bu potansiyele sahip olgun kişilerin sayısı giderek azalmakta. Zaten biz uzmanlar da bu fonksiyonu hem bilimsel, hem profesyonel anlamda icra etmekteyiz. Başka kapı aramaya bence gerek yok. Güvendiğiniz bir uzman sizi en doğru yerlere zaten yönlendirecektir.

Terapi odasında canlanan evlilikler:

eğer evliliğinizde ciddi sorunlar varsa ya da henüz başlangıç düzeyinde sinyaller veriyorsa çekinecek bir şey yok. Bir aile terapistinin eşliğinde; terapi odasında evliliğiniz yeniden canlanabilir. Yargılanmadan, birbirinizi kırıp dökmeden, incitmeden rahatça birbirinize açılabilirsiniz. Sorunlarınızı tansiyon yükselmeden; eşit mesafeden bakan bir gözlemci ile rahatça masaya yatırabilirsiniz. Ameliyat, pansuman ya da şifa. HEpsi mümkün. Size tercümanlık yapacak, rehberlik yapacak bir uzmanla; duygu,düşünce ve davranışlarınızı analiz edebilirsiniz. Kişiliğinizdeki sorunların ilişkinizi ve sizi nasıl etkilediğini fark edebilirsiniz. Yeni kararlar alıp eşinizle sakince uzlaşabilirsiniz. Çocuklarla ilgili, diğer aile büyükleriyle ilgili, maddi sorunlar, fikir ayrılıkları da dahi her türlü soruna birlikte çözüm arayabilirsiniz. Hepsi mümkün. Yeter ki önyargılarınıza, inadınıza, katılığınıza evliliğinizi kurban etmeyin! Terapi odasında neye devam edeceğinizi; neye tamam diyeceğinizi, neyi önce çözeceğinizi eşinizle birlikte, rızayla yapabilirsiniz. Boşanma kararını bile düşmanlık etmeden verebilirsiniz. Her şey mümkün.

Son soru da şu olsun: Eşler  ne zaman bir terapiste gidecekler? Artık birbirlerini sevmeyi bırakıp düşman safına geçtikleri zaman mı? Evlerinde huzur kalmamış,hır-gür den gına gelmiş, evlerindeki kavga ayyuka çıkmış, seslerini tüm mahalle hatta sağır sultan bile duyduğunda mı? Aralarında ne kadar çok sorun olduğunu herkesin farkettiği, sürekli dedikodu kazanına konulduğu, herkesin diline pelesenk olmuş: “ kedi-köpek gibi birbirlerini yiyorlar” gıybetine konu oldukları zaman mı? Kapıların çarpıldığı, duvarların örüldüğü, günlerce, haftalarca hatta yıllarca küs kalındığı zaman mı? Ayrı odalarda, ayrı sofralarda, ayrı yataklarda yatıldığı zaman mı? Evde bağırtıların duvarları yıprattığı, kulakları tırmaladığı, gözleri acıttığı; küfür ve hakaretlerin havada uçuştuğu zaman mı? Kalplerde sevgi yerine kin ve nefretin yuvalandığı, birbirine bakacak göz, yüz kalmadığı, isimlerin zikredilmediği, yabancılaşılarak fersah fersah uzaklaşıp; araya nice boşlukların,fesatlıkların, aldatnma ve hıyanetlerin girdiği zaman mı? Artık karı-kocanın birbirleriyle değil, dışarlarda, başkalarıyla, ekranlarla, bağımlılıklarla  kendilerini avutup hastalandırdıklarında mı? Birinin kanser olması gerektiğinde mi? diğerinin kahrından ölecek kadar kırılıp yasa girdiğinde mi? Evde çoluk çocuk şiddette ürküp, sağa sola saklanıp, köşelere büzüştüğünde mi? Yoksa depresyona girip; birinin yemeden içmeden kesildiğinde mi? Ya da birinin yatak-döşek hastalandığında mı? Eşlerden birinin evi terk edip, başkasına gittiğinde mi? Yoksa birinin öfkelenip soluğu nöbetçi mahkemede alıp eşine boşanma davası açtığında mı? Yoksa anlaşmalı boşanma kararı alıp pazarlıklar bozulup süreç uzadığında mı? Allah korusun çok hazin bir şekilde kavgaların şiddetle,intiharla, cinnetle en kötüsü de cinayetle bittiğinde mi? Siz söyleyin evlilik sorunları yaşayan çiftler ne zaman terapiste gitmeli? son kez soruyu soruyla cevaplayıp bitiriyorum: Terapiste gitmeyip de nereye gidecekler? Şimdi değil de ne zaman gidecekler?

 

Yazar

Gönül Nart

0 Yorum:

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi *