AYNI GÖKYÜZÜ ALTINDA


855 Görüntüleme

Göğe daha çok bakma, huzuru hissetme mevsimi geldi artık.Ne zaman sıkışsa ruhumuz dara düşse ,nefes alma ihtiyacı hissetsek, kendimizi gökyüzünün ışıltılı aydınlığına bırakıveriyoruz.Sadece gün içinde değil geceleri de ayrı bir seyre dalıp gecenin ürpertici yanlarını da keşfe çıkıyoruz.Ayın farklı konumları dolunayın yüzümüzü aydınlatan eşsiz görüntüleri Allah’ın kudretini defalarca hatırlatıyor.Bizi sevdiğini değer verdiğini eşsiz mucizelerine tanıklık etmemizi istiyor.Yanımızda oluşunu kimsesiz olmadığımızı.En çok göğe bakarken hissettiğim şey gökyüzünüz tüm evreni kucaklamış olduğu hissiyatı.Binlerce kilometre uzaklıktaki insanlar ile aynı gökyüzünü seyre daldığımız gerçeği.Ne zaman umutsuz hissetsem kendimi,her şeyin aynı umutsuzlukla devam etmeyeceğini anlıyoruz. Her kışın mutlaka baharı olacağını. Dua etme ihtiyacını daha çok iliklerimizde hissedebiliyoruz. Gökyüzü bize Allah’ı anlamamız yakarmamız için davet adeta. Evlerimizin arasında o kadar sıkışmışlık yaşıyoruz ki gökyüzünü seyre dalacağımız alanlarımız yok olmaya başladı. Bu da bereketsiz bir ruh telaş içinde bir hayat demek.Seyrettikçe açılıyor kapılar.Seyre daldığımız vakit huzur yayılıyor tüm bedenimize.

Gökyüzü farklı güzellikleri de getiriyor ansızın .Önümüze bulutların farklı şekillerdeki akisleri de çıkıyor. Çocukken en çok bulutların içinde olmayı hayal ederdim. Gökyüzünden dünyaya bakmayı. Uçak seyahatlerinde onlarla ilk buluşmamızı hatırlıyorum da ne kadar büyüleyiciydi. Benzetmek istediğimiz bir yüz bir şekil bir sembol olarak çıkabiliyor bazen. Diyoruz ki bu bir işaret mi acaba? Görmek isteyen için etrafımız bir çok uyarıcılar ile dolu. Yeter ki doğru bakmayı, ruhumuza dokunan cevheri iyi keşfedebilelim .Aklıma imam gazali Hazretlerinin o meşhur kitabı geldi kısa bir alıntı paylaşmak istiyorum.

“Şu âlemi düşündüğünde ihtiyaç duyulan herşeyin içinde hazır olduğu bir ev gibi bina edilmiş bulursun. Sema tavan gibi yükseltilmiş, arz sergi gibi döşenmiş, yıldızlar kandiller gibi asılmış, cevherler zahire gibi depolanmış, her iş için herşeyi hazır ve hazırlanmış görürsün.
Semayı yaratmakla kudretinin noksan sıfatlardan temiz olduğunu gösteren Sübhan, onun renklerini, renklerin en şiddetlisi ve göz için en uygun şekilde yaratmıştır. Nefisler semaya döndüklerinde onun genişliğinde bir nimet ve rahatlık bulur. Hikmet sahipleri derler ki: Evindeki nimet ve rahatlık semayı görebildiğin yer kadardır.”
Asrının müceddidi Hüccetü’l-İslam İmam Gazalî bu kitabında Cenab-ı Hakk’ın mahlûkatında yarattığı hikmetleri nazara veriyor. Semanın yaratılışıyla başlayarak, insanın yaratılışından kâinatın yaratılışına, ve şükür sebepleri bulacağımız dünya deryasının en muhteşem damlacıklarını serpiyor yüreklerimize…

İmam Gazali Hazretlerine göre göğe bakmanın 10 faydası :

 1-Vesveseleri azaltır..

2-Hüzün ve kederi azaltır.

 3-Korku vehmini giderir.

4-Allah’ı hatırlatır.

 5-Kalpte Allah’ın büyüklüğünü yayar.

 6-Kötü düşünceleri giderir.

 7-Karamsarlık hastalığına iyi gelir.

8-Âşıkları teselli eder.

9-Sevenleri birbirine alıştırıp yakınlaştırır.

10-Ve o, duaların kıblesidir...

Yazımı bugün Turgut Uyarın o muhteşem dizeleri ile sizleri başbaşa bırakarak noktalıyorum.

 

Göğe Bakma Durağı

İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım

Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından

Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından

Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar

Şu aranıp duran korkak ellerimi tut

Bu evleri atla bu evleri de bunları da

Göğe bakalım

 

Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım

İnecek var deriz otobüs durur ineriz

Bu karanlık böyle iyi afferin Tanrıya

Herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum

Hırsızlar polisler açlar toklar uyusun

Herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam

Herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım

Nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda

Beni bırak göğe bakalım

 

Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım

Tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum

Bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi

Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor

Seni aldım bu sunturlu yere getirdim

Sayısız penceren vardı bir bir kapattım

Bana dönesin diye bir bir kapattım

Şimdi otobüs gelir biner gideriz

Dönmiyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç

Bir ellerin bir ellerim yeter belliyelim yetsin

Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat

Durma kendini hatırlat.

Turgut UYAR

Yazar

Ayşe Coşkun Algün

0 Yorum:

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi *