Yükleniyor
Yükleniyor
Yaz mevsiminin yaklaşmasıyla güneş de yüzünü göstermeye başladı. Uzmanlar güneşten gelen zararlı ışınlara dikkat çekti. Güneşten yeteri kadar korunulmadığında güneş lekeleri oluştuğuna işaret eden Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Pınar Taşdemir, mecbur kalmadıkça güneşin dik olduğu saatlerde dışarıya çıkılmaması tavsiyesinde bulundu. Güneş ışınlarının kansere de yol açabileceğini anlatan Taşdemir, en az 30 faktörlü güneş kremi kullanılması önerisinde de bulundu. Taşdemir, “Güneş ışınları deyince aslında ultraviyole ışınlarından bahsediyoruz. Ultraviyole ışınları A, B ve C diye 3 kategoride bize zarar veriyor. En tehlikeli olanlar ultraviyole B ve C’dir. Bu ışınlar aslında ozon tabakasından geçmemesi gereken ışınlardır ama biliyorsunuz her geçen gün biraz daha delindiği biliniyor. Zarar gördüğünü biliyoruz. Ozon tabakasından bu şekilde ultraviyole B ve C ışınlarının geçmesiyle cildimize neler oluyor; yaşlanma, lekeler, damar çatlamaları gibi birçok sorun oluyor. Doğuştan olan ya da sonradan oluşan benler de ultraviyole hasarıyla melanom dediğimiz çok riskli kanserlere dönüşebiliyor” ifadelerini kullandı.
‘LEKE TEDAVİSİ EN ZOR HASTALIKLARDAN BİRİ’
Leke tedavisini, bir hastalık tedavisi olarak adlandıran Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Pınar Taşdemir, “Yazın gelmesiyle cildimize uygun olan bir güneş kremi kullanmamız lazım. Bunun da faktörünün en az 30 SPF olmasını istiyoruz. Cilt tipine uygun derken belki hassas bir cildimiz var. Akneli bir cildimiz olabilir. Foto yaşlanmaya müsait biraz yaşlı bir cildimiz olabilir. Bunların hepsine yönelik uygun güneş kremlerini özellikle sabah kalktığımızda yüzümüzü yıkadıktan sonra ilk yapacağımız şey aslında evde olsak bile güneş kremi sürmemiz gerekiyor. Hem nemlendiriyor hem koruyor. O yüzden artık bunu herkesin bir rutin haline getirmesi gerekiyor. Güneş kremlerini sabah 9:00’da sürüyoruz sonrasında 12:00’de ve 15:00’da tekrarlıyoruz. Günde 3 kez sürmüş olalım. Onun dışında güneş ışınları gözlerimize de zarar veriyorken ultraviyole ışınlarından korunmak için güneş gözlükleri ve geniş korumalı şapkalar öneriyorum. Kıyafet olarak da beyaz gibi ışığı direk yansıtan kıyafetlerle de koruma mümkündür. Leke aslında tedavisi en zor hastalıklardan birisidir. Hastalık diyebiliriz buna. Hem doktor için hem de hasta açısından çok sıkıntılı olduğu için aslında öncesinde korumak daha mantıklı. Öncesinde nasıl korunuz, mesela uzun süre ultraviyole maruz kalmanız gerekiyordu. 5 dakika güneşe maruz kaldığımızda bile çok aniden gelişen lekelerle hastamız şaşırarak gelebiliyor. O yüzden öncesinde korunmak gerçekten daha önemli. Koruduğumuzda hala oluşuyorsa da hastanın yaşına, durumuna, cildinin tipine göre planlayarak, sıraya koyarak yöntemlerle tedavi edebiliyoruz” dedi.
0 Yorum:
Yorum Bırakın