Yükleniyor
Yükleniyor
Hatay'da oturan kebap ustası Mehmet Uçar, eşi Leyla ve 2 çocuğu ile deprem felaketinin ardından Aksaray'da geldi. Burada hayırseverlerin kiraladığı evde kalan aile, bir yandan da depremin korkunç izlerini atlamaya çalışıyor. Deprem gecesi eşinin işte olduğunu belirten Leyla Uçar, "Depremin olduğu gün 2 oğlum ile evdeydik. Depremden 10- 15 dakika önce bir kedi sesiyle uyandım. Kedi çok tuhaf bir ses çıkarıyordu. Bize bir sinyal mi veriyordu? Onu da bilemedim. Kediye yemek vermeme rağmen sesini kesmedi. Tekrar yattım. Depremde çocuklarımın sesi ile tekrar kalktım. Kedi de enkaz altında mı kaldı, kayboldu mu bilemiyorum" dedi.
'KENDİ ÇABAM İLE KURTULDUM'
2 katlı müstakil bir evde oturduğunu ifade eden Uçar, ''Çocuklarım ağlıyordu. Ne yapacağımı şaşırdım. Daha sonra çocuklarımı dışarı çıkardım. Bu sırada duvarın patlaması ile ayağım duvarın altında kaldı. Enkaz altında kalanların bağırma seslerini duydum. Kendimi kurtarmak ile meşgul olduğum için yardım edemedim. Daha sonra binamızın doğal gazı yerinden söküldü, gaz kokuyordu. Bir de şiddetli yağmur yağıyordu. Kendi çabam ile kurtuldum. Bunca zaman geçmesine rağmen geceleri uyku uyuyamıyorum. Yine 'Yıkılacak mı' diye hala duvarlara bakıyorum" diye konuştu.
Aksaray'ın kendilerine sahip çıktığını anlatan Uçar, “Ev bulup, bizi yerleştirdiler. Bir daha memlekete dönemeyiz. Çünkü hiçbir şeyimiz kalmadı. Çok zor günler yaşadık. Önümüzde cesetleri, ağlayanları, 'İmdat, yardım edin' sesini duyduk, ama bir şey yapamadık. Gerçekten çok zor bir durum. Allah'ım bir daha böyle bir felaketi yaşatmasın" dedi.
'O GÜN BİR MAHŞER YERİYDİ'
Deprem sırasında lokantada çalıştığını belirten Mehmet Uçar da şunları anlattı:
''Deprem olunca hemen dışarı çıktık. Elektrikler kesildi. Bizim işletmenin karşısındaki Mozaik Otel'in bir anda yıkılması ile ortalık toz duman oldu. Deprem durunca evime gitmek için yola çıktım. Binaların yıkılması ile tüm caddeler kapanmıştı. 20 dakikalık mesafeyi 1 saatte gidebildim. Ailemi, evimizin ilerisindeki kapalı pazar alanında yarım saat sonra bulabildim. O gün bir mahşer yeriydi. Çok dramatik bir tablo vardı. Daha önce 1997 yılında Hatay'da deprem olmuştu. Bu denli büyük ve yıkıcı depremi görmemiştik. O yıl deprem, ramazan ayında olmuştu. Geceyi dışarıda geçirerek, komşumuzun taksisinde uyumuştuk. Bu sefer çok farklı ve uzun sürdü."
'FERYAT, FİGANLA İNSANLAR AĞLIYORDI'
Deprem sabahı gün ağardığında herkesin felaket ile yüzleştiğini söyleyen Uçar, "Çok şiddetli bir yağmur da vardı. Cumhuriyet Caddesi, 2 taraftan binalar çöktüğü için kapalıydı. Feryat, figanla insanlar ağlıyordu. 7-8 katlı binaların ise öne doğru çöktüğünü gördüm. Kapıları açılmadığı için insanlar yardım istiyordu. Bakkalımız vardı, binası yerle bir oldu. İçinde çocukları ile kedi vardı. Vefat etmişler ve karşı apartman ise yerle bir olmuştu" diye konuştu.
0 Yorum:
Yorum Bırakın