Yükleniyor
Yükleniyor
Anne adaylarının gebelik süreci boyunca merak ettiği konulardan birisi de doğum yönteminin nasıl olacağıdır. Özel Tekden Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Nilgün Özer, doğum yönteminde hangi şekilde olursa olsun öncelikle anne ve bebeğin sağlığının ön planda tutulmasının birinci öncelik olduğunu söyledi. Şartlar anneye ve bebeğe uyarsa istenilen şekilde doğumun gerçekleşebileceğini belirten Özer, en sağlıklı yöntemin ise normal doğum olduğunu kaydetti.
Gebeliğin yaklaşık 40 haftada tamamlandığını anlatan Özer “37. haftadan önce doğan bebekleri erken doğum olarak kabul ediyoruz. 41 haftanın üstüne de gecikmiş doğum deyip doğurtmak için bizim müdahale etmemiz gerekiyor. Bebeğin sağlıkla dünyaya gelmesi için her gebeyi ayrı ayrı değerlendirmeliyiz. Birisi için uygun olan diğeri için uygun olmayabilir. Öncelikle normal doğumu yani vajinal doğum olmasını tercih etmekteyiz. Vajinal doğum gerçekleştirilemeyen durumlarda sezaryene geçiyoruz. Sezaryen anne ve bebeğin hayatını kurtaran değerli bir ameliyattır. Ama gereksiz yere yapılmaması gerekir. Vajinal doğumlarda bebeğin kilosu, annenin kemik yapısı, bebeğin plasentasının önde olup olmaması gibi kavramlar nedeniyle sezaryene geçilebilir. Vajinal doğumlara kendi sancılarıyla geçebilirken bazen biz suni sancıyla başlatabiliriz. Buna kadın doğum uzmanının karar vermesi gerekir” ifadelerini kullandı.
‘SUDA DOĞUM KOMPLİKASYONLARA YOL AÇABİLİR’
Halk arasında suda doğum olarak bilinen doğum şekli suyun rahatlatıcı gücü nedeniyle son yıllarda tercih edildiğine işaret eden Özer “En son yapılan Türk Alman kongresinde Avrupa Birliği’nde alınan bir karardan bahsedildi. Suda doğumun gebelik komplikasyonlarını artırdığı gerekçesiyle kongre sonucunda alınan kararda artık Avrupa’da pek tercih edilmiyor. Bu nedenle bizim hastanemizde suda doğum yapılmıyor. Ama yapan yerler var. Prenses doğum dediğimiz doğum, epidural anestezi ile yapılan doğum şeklidir. Epidural anestezi doğum sancıları başladığında hastanın hissetmemesi için belden yapılan bir iğne ile hasta doğum sancılarını hissetmeyerek doğum yapmaktadır. Bu aşamada kadın doğumcu ve anestezi uzmanının birlikte çalışması gerekiyor. Hasta dikiş yapılırken de acı hissetmemiş oluyor. Sezaryen gerektiğinde aynı anestezi tekniğiyle sezaryene de geçilebiliyor. Tekrardan ikinci bir uyutma anestezisine gerek kalmıyor. Sezaryen eskiden ‘3 kez yapılması gerekir’ denilirdi. Artık böyle bir sınırlama yok. ‘Sezaryenden sonra kesinlikle normal doğum yapılamaz’ denirdi. Ancak bunlar yanlış bilinen bilgiler. Seçilmiş hastalarda yapılabilir” şeklinde konuştu.
0 Yorum:
Yorum Bırakın