Yükleniyor
Yükleniyor
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İzmir İl Emniyet Müdürlüğü'ne tahsis edilen 214 binek araç, 5 minibüs, 3 motosiklet olmak üzere toplamda 222 aracın teslim törenine katıldı. Konak Meydanı'nda gerçekleştirilen törende Bakan Soylu'nun yanı sıra, İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş, İzmir İl Emniyet Müdürü Mehmet Şahne, AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli, milletvekilleri, il başkanları yer aldı. Törende konuşan Bakan Soylu, "Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu bir iradeyle uluslararası yardım fonları ile birlikte Cerablus, El Bab, Azez, Tel Abyad, Resulayn bölgelerinde tam 240 bin ev 13 proje ile hastane, okul ve donatılarıyla ortaya koyacağız. Buna ekstra AFAD'a toplam 7 bin ev yapabilecek müracaat geldi. İnşallah 10-15 gün sonra Türkiye'de bulunan Suriyeli kardeşlerimiz çocuk sayılarına göre 60 metrekare, 80 metrekare, 100 metrekare olmak üzere Türkiye'den Suriye'nin güvenli bölgelerine dönmeyi kabul ettikleri andan itibaren o evlerde yaşayacaklar. Hem kendi memleketlerinde, hem güvenli bölgelerde olacaklar. Sanayi siteleri yapıyoruz. Biz İngiltere, Amerika, Hollanda değiliz. Biz 1960'a kadar insanları kategorize eden ve öldürmeyi kendine hak gören Belçika değiliz. Biz Müslüman bir milletiz. Biz Türk milletiyiz. Asaletli bir milletiz. Biz gittiğimiz yere sömürmek için değil, ecdadımız gibi emaneti bırakmak için giden bir milletiz" dedi.
'SİYASETİN ASALETİNDE BU YOKTUR'
Yılbaşından bugüne kadar 126 bin kaçak göçmenin yakalandığını ifade eden Bakan Soylu, "44 bin 933 kişiyi kendi memleketlerine gönderdik. Bunların her biri bir operasyondur. Kolay işler değildir. Geçen yıl yaşadığımız Cumhuriyet tarihinin en büyük yangınlarıydı. Yine böyle bir şey yaşanabilir endişesi vardı. Tam zamanında müdahale edilmeseydi zorlanabilirdik. 61 hava aracı müdahale etti. Onlar çok güçlü bir müdahale ortaya koydular. Bir kaplumbağanın canını kurtaracak anlayışı ortaya koyan nezaketle, zarafetle çok güçlü bir müdahale yapıldı. Sabahlara kadar arkadaşlarımız uyumadılar. Hiçbirimiz uyumadık. Rüzgara karşı, sıcağa karşı müdahale edildi. 72 saat içerisinde yangın söndürülmüş oldu. Bir taraftan biz yangınla uğraştık. Şunu anlamakta zorlanıyorum. Muğla Orman Bölge Müdürüne Demokrat Parti'nin başkanı iken gitmiştim. 'Geçmiş olsun, yapabileceğimiz bir şey var mı?' dedim. Antalya'da 2008'de büyük bir yangın oldu. Ona da gittim. 'Yapabileceğimiz bir şey var mı?' dedim. Siyaseten bu söylenir. Bir belediye başkan yardımcısı gece yangın söndürme aracının ne olup ne olmadığını nereden bilebilir? Ama herkes her şey hakkında fikir ortaya koymaya çalışıyor. O kadar büyük bir yalanla karşı karşıyayız ki. Zihnimizin bir tarafında orman yangınıyla, bir tarafında bu yalanlarla mücadele etmek var. Yorulduğumuzu söylemek istiyorum. Hakikaten insan yoruluyor. Zannediyorlar ki siyaset bu. Siyaset bu değil. Siyasetin asaletinde bu yoktur. Beni beğenmeyebilirsin ama ülkemize yönelen toplu bir düşmanlıkla ilgili olacağımız yer tek saftır. Oradan siyaset üretmeye çalışırsan bu siyasetin niteliğini ortadan kaldırır" ifadelerini kullandı.
'AĞALIK VERMEKLE OLUR'
Hizmet araçlarının teslimiyle ilgili açıklama yapan Bakan Soylu, "82 hayırseverimizin destekleriyle alımını gerçekleştirdiğimiz 222 hizmet aracının İzmir İl Emniyet Müdürlüğü'ne teslimi nedeniyle bir arada bulunuyoruz. Kasım ayında burada bir güvenlik toplantısındaydık. Bizim şöyle bir usulümüz var; bir ilde araçlarla ilgili ne kadar bağış toplanırsa bir o kadarını da biz Türk Polisi Güçlendirme Teşkilatı Vakfı'ndan o ile gönderiyoruz. Yakın bir zamanda da biz 222 aracı Ankara'dan İzmir'e göndereceğiz. Bu uygulamayı bütün illerimizde yapıyoruz. Burada deprem oldu. İzmir halkının bu konudaki hassasiyetini de, depremzedelere olan münasebetini, desteğini de, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ortaya koyulan her tarafa örnek olacak şekilde yapılanları beraber gördük. Ben hassaten İzmirli iş insanlarımıza bu ülkenin bir evladı olarak minnetlerimi ve şükranlarımı iletmek istiyorum. Zor durumda devlete, millete nasıl sahip çıkabileceğini ortaya koydular. Gaziantep belediye başkanımız, eski bakanımız sürekli söyler. 'Ağalık vermekle olur'. Sen ne kadar verirsen Cenab-ı Allah bereketini o kadar arttırır. Hep beraber işin altına elimizi koyarsak daha büyük bir bereket, çokluk ve rahmet olur" dedi.
'BU DEVLETİMİZİN GÜCÜDÜR'
Deprem ve sellerden kaynaklanan afetler sonucunda 45 bin konut yapıldığını vurgulayan Bakan Soylu, "Bu devletimizin gücüdür. Evler bizim bildiğimiz, çocukluğumuzda yaşadığımız, asgari düzeyde yapılan afet evleri değil. İçerisinde ortalamanın çok daha üzerinde donanımın bulunduğu, yapım standardının yüksek olduğu evlerle vatandaşlarımızı buluşturduk. Sayın Cumhurbaşkanımız hem Çevre Bakanımıza hem de bana 'Biz sadece afet evi yapmayacağız. İnsanımızın geldiği standardı karşılayacak evi de şehrin standardını belli bir noktaya taşıyacak evi de yapacağız' talimatını verdi. Bugün Malatya'dan Adıyaman'a, Elazığ'a kadar yaptığımız evlerin tamamında bu standart çok yüksek bir ölçekte tutulmuştur" açıklamalarında bulundu.
'SONUNA KADAR BERABERİZ'
Arhavi'deki sel afetini hatırlatan Bakan Soylu, "Anadolu'da iş yerleri alt katlardadır. Belimin üstüne kadar her taraf su dolu. Bir kız çocuğumuz yeni bir iş yeri açmış. Su hepsini almış götürmüş. 'Ben ne yapacağım? Biz yeni evlenmiştik' diyor. Devletin normalde bu tip iş yerlerine herhangi bir katkısı söz konusu değil. Oradan çıktım bir alüminyumcu dükkanına girdim. Köşede birisi ağlıyor. Tam 45 yıllık birikiminin gittiğini söyledi. O alüminyumcuya da kızımıza da aynı şeyi söyledim; '15 gün sonra devlet senin yüzünü güldürecek hiç merak etme' dedim. 15 gün orada çalıştık. Herkesin günlük hasarlarını giderdik. Sonra komisyonlar oluşturduk. Herkesin ne kadar masrafı olduğunu tespit ettik. 3 gün boyunca kimin masrafı ne kadar? Örneğin 100 lira. 70-75 liraya halleşir miyiz? Halleşiriz. 75 liranız bir hafta sonrasında hesabınızda. Sana ayrıca ek şu kadar kaynak da getiriyoruz kredi de veriyoruz. Hiç merak etme sonuna kadar seninle beraberiz. Yetmezse yine sana destek olacağız ve katkı koyacağız" dedi.
'TÜRK MİLLETİ ZORDA KALANA ELİNİ UZATABİLECEK ASALETLİ BİR MİLLETTİR'
Türk milletinin zorda kalana elini uzatabilecek asaletli bir millet olduğunu söyleyen Bakan Soylu, "Dünyada son 4 yılda insani yardımda Amerika'dan, Avrupa'dan zengin olmasak da birinciyiz. Bu büyük bir gururdur. İspanya'daki tabloyu hep beraber gördük. Sanki onlar ceset, insan bedeni değil gibi dizdiler. Biz böyle bir millet değiliz, olmayacağız. Ülkemize kaçak göçmenin gelmesi konusunda bütün alarmlarımız çalışmıştır ancak hemen yanı başımızdaki Suriyeli kardeşlerimizin memleketimize gelip sığınmalarını kaçak göçmenlerle karıştırmak son derece yanlıştır. Şu ana kadar Suriye'deki güvenli bölgelere 510 bin kişi döndü. Kaçak göçmenleri yakalıyoruz, insani olarak davranıyoruz. Kendi memleketleriyle yaptığımız anlaşmalar çerçevesinde onları memleketlerine gönderiyoruz" dedi.
'İZMİR'DE KAPKAÇ OLAYLARI YÜZDE 52.7 AZALDI'
İzmir'de Karabağlar, Buca, Boğaziçi ve Basın Sitesi'nde polis merkezleri yapılacağını ifade eden Bakan Soylu, "Buca'da, Bayraklı'da, Bornova'da ve Seferihisar'da ilçe emniyet müdürlüğü yapıyoruz. Alsancak'ta İzmir İl Emniyet Müdürlüğü'nü gerçekleştiriyoruz. Bergama Polis Merkezi'ni, Kantar'ı, Karşıyaka'yı restore ediyoruz. İnşallah önümüzdeki yıl bu tarihte ihale edilenler de bitmiş olacak. İzmir'de mücadele alanını mümkün olduğunca küçültmeye çalışıyoruz. İzmir'de 2016'da 9 bin 900 polis vardı. Şu anda polis sayısı bekçilerle beraber 13 bin 550. Tarihinin en yüksek emniyet gücü var İzmir'de. Evden hırsızlık günde ortalaması 2017'de 21 idi. Geçen yıl sonu itibariyle bu sayıyı 7'ye düşürdük. Bunu daha çok düşürmeliyiz. Buradaki rakam 3-4 olmalı. Hırsızlık olaylarında İzmir'de yüzde 30 azalış yakaladık. Kapkaç olaylarında yüzde 52.7'lik bir azalışla 146'dan 69'a indi. Kaçakçılık olay sayısında aynı periyotta bin 628'den 989'a geriledi. Bugün 26 Haziran Dünya Uyuşturucuyla Mücadele Günü. İzmir polisimiz başarılı bir operasyona imza attı. 280 bin sentetik ecza yakalandı. İzmir polisimizi de bu operasyon sebebiyle tebrik ediyorum" dedi.
'HATAY SINIRINA MAYIN DÖŞEYECEKMİŞ'
"Bizim işimiz zor bir iş" diyen Bakan Soylu sözlerini şöyle sürdürdü:
"Göçmen kaçakçılığı, uyuşturucu, afet, hırsızlıkla uğraşıyoruz. Bazen sıkıntılı işlerle uğraşıyoruz. Bugün Gazi Meclisimizde milletvekili demeye de dilim varmıyor da, uluslararası istihbarat örgütlerinin maşası olmuş birisi diyor ki; 'Elime mayın alıyorum, mayınla beraber Hatay sınırına gideceğim'. Hatay sınırına mayın döşeyecekmiş. Meczup desen, aklını kaybetmiş desen. Ne yapmaya çalışıyorsun? Fikrin ne, zikrin ne? Kimsenin aklına gelmeyecek bir işle medyada gündem olmayı hayal ediyorsan bunun farklı yöntemleri de var. Bu ülkenin bir medeniyeti var. Bu ülkenin bir karakteri var. Niye bir ırkçılık, yabancı düşmanlığı ortaya koymaya çalışıyorsun? Bu ırkçılıkla eline ne geçecek? Neymiş gidip sınıra mayın döşeyecekmiş. Sınırın kilometrelerce uzağına senin girmene müsaade eder miyiz? Bir bakanın da, milletvekilinin de hukuki sorumluluğu var. Herkesin istediği yere han kurabilmesine kimse müsaade etmez. Akıllara zarar bir şey. Bu kadar farklı bir düşünceyle yaklaşmanın ruh sağlığı ve akıl sağlığı meselesi olduğunu söylüyorum. Elbette ki bu benim alanım değil, tıbbın alanı. İnşallah onlar da gerekli çağrıyı ortaya koyacaklardır."
0 Yorum:
Yorum Bırakın