Yükleniyor
Yükleniyor
Dünya Sağlık Örgütü ve Sağlık Bakanlığı işbirliğiyle gerçekleştirilen "Avrupa Bölgesi Göç ve Sağlık Yüksek Düzeyli Toplantısı" İstanbul'da düzenlendi. Toplantıya, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, DSÖ Avrupa Bölge Direktörü Dr. Hans Kluge, DSÖ Afrika Bölge Direktörü Matshidiso Moeti, Akdeniz Bölge Direktörü Ahmed Al-Mandhari ve Avrupa Birliği Komisyon Başkan Yardımcısı Margaritis Schinas katıldı.
"UKRAYNA'DA MEYDANA GELEN GELİŞMELER MASAMIZDA DURUYOR"
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca yaptığı konuşmada ,"Dünya Sağlık Örgütü ve Bakanlığım iş birliğinde küresel sağlık gündeminin çok önemli bir konusunu bütün boyutlarıyla tartışmak üzere İstanbul'da bir araya geldik. Toplam 55 ülke ve 10 uluslararası kuruluşun üst düzey temsilcilerinin ve Avrupa Birliği'nin Komisyon Başkan Yardımcısı düzeyinde katılımlarıyla iki gün boyunca göç ve sağlık konusunun geçmişine ve geleceğine ilişkin çok verimli istişareler gerçekleştirdik. Türkiye'nin Suriye krizine bağlı olarak 10 yıldır üstlendiği emsalsiz yük sadece bu toprakların sorunu değildir ve olmamalıdır. Bu nedenle, özellikle sağlık alanında yaptığımız çalışmalardaki iş birliğini çok önemsiyoruz. Krizin başlangıcında olmasa da zaman içerisinde gelişen ve miktarı artan ortaklıkları, olumlu gelişmeler olarak değerlendiriyoruz. Mağdur insanlara kucak açan ülkemiz, 2011 yılından beri, hemen yanı başında gerçekleşen olaylara seyirci kalmamıştır. Suriyeliler için açık kapı politikası izlenerek bu kişilere 'geçici koruma' statüsü verilmiş, sağlık ve eğitim gibi temel hizmetlerden yararlanabilmelerine imkân sağlanmıştır. Bakanlığımıza bağlı sağlık kuruluşlarında Suriyeli kardeşlerimize de vatandaşlarımıza sunulduğu gibi sağlık hizmeti sunulmaktadır. Son 10 yıldır Suriye krizine bağlı olarak yaşadıklarımız nasıl geçmişin ve günümüzün en önemli konularından biriyse, bugün de hemen yanı başımızda Ukrayna'da meydana gelen gelişmeler günümüzün ve geleceğin çözüm üretilmesini bekleyen sorunu olarak masamızda duruyor. Tüm bu gelişmelerin merkezinde insan vardır ve dolayısıyla bireyin ve toplumların sağlığı söz konusudur. Bu nedenle, bu toplantının zamanlama açısından da çok önemli ve kıymetli olduğunu düşünüyorum. Göç sorununun çözümünün uluslararası işbirliği çerçevesinde çözüleceğine inanan ve bu yöndeki tüm küresel gelişmeleri yakından takip eden ülkemiz, AB ve DSÖ ile ortak çalışmalar yürütmektedir" dedi.
"TURKOVAC AŞISI FAZ-3 ÇALIŞMALARI DEVAM EDİYOR"
Bir basın mensubunun "Azerbaycan'da Turkovac aşısının klinik deneyler yapılıyor. Bununla ilgili bir sonuç var mı?" şeklindeki sorusuna "Turkovac ile ilgili acil kullanım onayı Türkiye'de hem FAZ-3 çalışması hem de ilave olarak ikinci çalışma olan inaktif aşı, rapel çalışmasıyla verilmiş oldu. Diğer aşılardan farklı olarak FAZ-3'e ilave rapel (pekiştirme aşısı) çalışması yapılarak acil kullanıma onay verildi. Acil kullanım onayı da çalışma devam ederken ara bir sonuçla dünyada verilen bir onaydır. Bu çerçevede acil kullanım onayı verildiği dönemde de ara bir değerlendirme, ama iki çalışmayla hem FAZ-3 hem rapel çalışması ile verildi. Azerbaycan gibi birtakım yurt dışı ülkelerde uygulanması planlandı. Bu anlamda Azerbaycan'da resmi FAZ-3 resmi olarak başladı. Sonuçları henüz neticelenmedi. Sonuçları ve oradaki çalışma neticelendiğinde bildirmiş olacağız" diye konuştu.
"TÜRKİYE PASAPORTUNUN RENGİNE BAKMADAN YARDIM EDİYOR"
Türkiye'nin Ukrayna'da yaptığı yardımları anlatan Fahrettin Koca " Özellikle Türkiye mülteci ve göçmenler konusunda adeta merhamet ve ahlaki otorite fonksiyonunu icra eden bir ülke oldu. Pasaportunun rengine bakmadan herkese bu anlamda ahlaki otorite noktasındaki yardımını gösterdiğinin altını çizmek istiyorum. Ukrayna'da da benzer şekilde bu sorun gündeme geldiğinde göçmenlere erken dönemde hem iki TIR dolusu ilaç ve tıbbi malzeme hem yine silahlı kuvvetlerin uçağıyla gönderdiğimiz malzeme oldu. Bunun dışında erken dönemde UMKE üzerinden hızla sahra hastanesi açtık. UMKE ilk günden itibaren yoğun bir şekilde hekim desteği ile birlikte ilaç ve malzeme desteği dahil olmak üzere sınırdan geçenlere hizmetini verdi. Bundan sonraki süreçte, sağlık hizmet anlamında ihtiyaç olduğunda her türlü hizmeti vereceğimizi özellikle söylemek istiyorum. Demin Sayın Schinas, mülteci ve göçmenlerle ilgili Türkiye'ye 6 milyar Euro gibi destekten bahsetti. Ben sadece şunu söyleyeyim; Türkiye'de doğan doğumlara harcanan masrafı Avrupa rakamlarıyla ifade ettiğimizde bu rakamların çok ötesinde bir rakam olduğunu ifade etmek istiyorum. Ameliyat, poliklinik, hastane gibi diğer hizmetleri saymadım. O nedenle Türkiye gerçekten üzerine düşeni pasaporta bakmadan merhamet damarını ve ahlaki otorite fonksiyonunu herkese gösterdiğinin altını özellikle çizmek istiyorum. Ukrayna'da da ihtiyacı olduğunda bu hizmetin aynı şekilde devam edeceğini söylemek istiyorum" diye konuştu.
0 Yorum:
Yorum Bırakın