“Prostat Kanseri Erken Evrede Belirti Göstermez”

Yaş aldıkça prostat kanseri riskinin artığını söyleyen Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Önder Çinar, ”Prostat kanseri erken evrelerinde hiçbir belirti veya semptom göstermeyebilir. 50 yaşından sonra daha sık görülür. Henüz belirlenemeyen nedenlerden dolayı, siyahi erkekler diğer ırklara göre daha fazla prostat kanseri riskine sahiptir” dedi.


385 Görüntüleme

Medicana International Samsun Hastanesi’nden Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Önder Çinar, prostat kanserinin anlatarak belirtileri ve tedavi yöntemlerine ilişkin bilgi verdi. Doç. Dr. Çinar, “Babada ve erkek kardeşlerde prostat kanseri teşhisi mevcutsa, prostat kanseri riskiniz artabilir. Ayrıca, ailede meme kanseri riskini artıran genler (BRCA1 veya BRCA2) varsa veya çok güçlü bir ailede meme kanseri öyküsü varsa, prostat kanseri riskiniz daha yüksek olabilir. Obez olan kişilerde prostat kanseri riski, sağlıklı kilolu olduğu düşünülen kişilere kıyasla daha yüksek olabilir, ancak araştırmalar karışık sonuçlar vermiştir. Obez kişilerde, kanserin daha agresif olması ve ilk tedaviden sonra geri dönme olasılığı daha yüksektir. Prostat kanseri tanısında altın standart yöntem, prostat iğne biyopsisidir, PSA yüksekliği olan ve veya rektal muayenede anormal bulgular saptanan hastalara prostat iğne biyopsisi önerilmektedir. Ailesinde prostat kanseri öyküsü olan 40 yaşın üzerinde olan erkeklerde, ailesinde prostat kanseri öyküsü olmayan 50 yaşın üzerindeki erkeklerde en az yılda 1 kez PSA kontrolü ve parmakla rektal muayene önerilmektedir ”ifadelerini kullandı.

TEDAVİ EVRELERE GÖRE DEĞİŞİR

Prostat kanserinin tedavileri ve komplikasyonlarına yönelik Doç. Dr. Çinar, “Prostat kanserinin tedavisi hastalığın klinik evresine göre değişiklik göstermektedir. Prostat’ta sınırlı hastalığı olan bireylerde eğer metastaz bulgusu da yoksa genellikle prostat kanserine yönelik tedavi seçenekleri gündeme gelmektedir. Bunlar içerisinde 1 Aktif İzlem, 2 Radikal Prostatektomi, 3 Radyoterapi, gibi seçenekler mevcuttur. Radikal prostatektomi açık, laparoskopik ya da robotik şekilde yapılabilir. Bu üç tekniğin, hastalığın kontrolü açısından birbirine üstünlüğü yoktur. Laparoskobik ve robotik cerrahi ise açık cerrahiye oranla daha az kan kaybı, daha az ağrı ve daha az hastanede yatış süresi gibi avantajları vardır” dedi.

Yazar

ertehaber.com

0 Yorum:

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi *