Yükleniyor
Yükleniyor
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Tahsil edilmeyen SGK alacaklarının hepsini birden alıp, tahsilata koymak, vergi alacaklarının hepsini birden tahsilata koymak, devlet eliyle milletin seçtiklerine meydan okumaktır. Devletle millet yarışmasın. Zaman zaman karşı karşıya geldi. Bunu bir daha yapmayın. Bir gün devlet milletin karşısına dizilirse, orada devlet değil millet kazanır" dedi.
CHP’li belediyeleri ziyaret etmek için dün Bursa’ya gelen Genel Başkan Özgür Özel, programının 2’nci gününde, partisinin İl Başkanlığı binasında basın mensuplarıyla bir araya geldi. Konuşmasına 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri’ni değerlendirerek başlayan Özel, her iki seçmenden birinin, oyunu CHP’ye verdiğini söyleyerek, “Bursa seçimlerine baktığınızda iki şey görünüyor. Seçimi ya kazandık ya kaybettik. Kazandıysak iki kişiden birinin oyunu alarak kazandık. Mustafa Kemal Paşa'da yüzde 49, Osmangazi'de yüzde 46, Nilüfer'de yüzde 60, Gemlik'te yüzde 51, Mudanya'da yüzde 55, Büyükşehir’de yüzde 48, Harmancık’ta yüzde 43. İki kişiden birinin oyunu aldık. Yani insanlar, Cumhuriyet Halk Partisi'nin kazanacağına inandıkları yerde, büyük bir mutabakatla Cumhuriyet Halk Partisi'nin adaylarına destek verdiler. Bu şunu gösteriyor; geçmişte birileri efendim yoksulsun, işsizsin, güvencesizsin, geleceğinden endişelisin. Ama bize oy vermelisin, tehlike büyük diyorlardı ve insanları şuna inandırıyorlardı. Şu büyük yalana inandırıyorlardı. Efendim, Cumhuriyet Halk Partisi gelirse, vatanı böldürecekler, bayrağı indirecekler, ezanı dindirecekler diye bu büyük yalan maalesef bazı yerlerde karşılık buluyordu. Bunun için yalan videolar mı yaptırmadılar. Bunun için yalan haberler mi yaptırmadılar. Bunun için atmadıkları iftira kalmadı. Geçtiğimiz günlerde de efendim Cumhuriyet Halk Partisi geçmişte şöyleydi, böyleydi diyorlar. Cumhuriyet Halk Partisi 100 yıl önce, Cumhuriyet Halk Partisi 105 yıl önce, Gazi Mustafa Kemal Atatürk 1919’da Samsun'a çıkarken hangi ruhtaysa, hangi bilinçteyse, Amasya'da hangi kararlılıktaysa, Erzurum'da hangi dirayetteyse, bugün de aynı duygu, aynı kararlılık, aynı inanç, aynı dirayettedir. Cumhuriyet Halk Partisi gücünü ay yıldızlı al bayraktan alır. Milli Mücadeleden alır. Kuvayımilliye'den alır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten alır. O günden bugüne bütün genel başkanları, bütün yöneticileri bu bilinçte olmuştur. Bundan sonra da olmaya devam edecektir” diye konuştu.
‘TÜRKİYE İTTFAKI’NI KORUYARAK, ATATÜRK’ÜN PARTİSİNİ İKTİDAR YAPACAĞIZ’
Seçim ittifakı kurmadıklarını belirten Özgür Özel, “Biz her gittiğimiz ilde şunu söyledik; ‘Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak, bu seçim ittifak kurmadık. Ama Türkiye'nin en büyük ittifakına davet ediyoruz herkesi. Türkiye İttifakına davet ediyoruz’ dedik. ‘Türkiye İttifakı kimdir’ diye soranlara ‘Milli Takım gol atınca ayağa kalkan herkes, Filenin Sultanları şampiyon olup, göndere ay yıldızlı al bayrağı çektirirken, İstiklal Marşı okunurken gırtlağı düğümlenen, ağlayan, tüyleri diken diken olan herkes Türkiye ittifakındadır’ dedik. Ve bu çağrımız, bundan bir yıl önce birileri, bu partinin bölücülerle birlikte olabileceğine, ezanı dindirebileceğine, bayrağı indireceği gibi yalanlara, birileri inandırmaya çalışadursun bütün bu yalan, bütün bu iftiralar duvara tosladı. İşte Mustafa Bozbey, Bursa'da, Cumhuriyet Halk Partisi'nin bundan 2-3 seçim önce, Büyükşehirde yüzde 20’lerde oy aldığı yerde, yüzde 50 oy alarak geldi. Cumhuriyet Halk Partisi'nin bütün seçilen belediye başkanları iki kişiden birinin oyunu alarak geldiler. Tayyip Erdoğan bugünkü yolculuğuna, İstanbul'da muhalefetin adayları dörde beşe bölünmüş, oyları dörde beşe bölünmüşken yüzde 23 oy alarak çıktı. Bizim belediye başkanlarımız bugün Ankara'da yüzde 60, Manisa'da yüzde 60, Mersin'de yüzde 60, Denizli'de yüzde 55 oylarla, Türkiye'nin dört bir yanında en azından iki kişiden birinin oyunu alarak geliyorlar. Milli irade, milli irade diyenler, milletin iradesini bu seçimlerde gördüler. Bundan sonra da ant olsun ki Cumhuriyet Halk Partisi millete güvenerek, millete sarılarak, Türkiye İttifakını koruyarak ve güçlendirerek, nasıl Cumhuriyetin ikinci yüzyılının ilk seçimlerinden birinci parti çıktıysa, 47 yıl sonra, bundan sonra yapılacak ilk seçimlerden de Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün partisini iktidar yaparak çıkacaktır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın” ifadelerini kullandı.
‘BİZ PARADAN 1 SIFIR ATACAĞIZ’
Seçim anketlerinde CHP’nin her geçen gün puanını artırdığını dile getiren Özgür Özel, hükümetin ekonomi yönetimini hedef alarak şöyle konuştu:
“Tayyip Bey, Sayın Erdoğan’ın en çok övündüğü konu, ‘6 tane sıfır attım paradan’ diyor. Biz de atacağız. Biz onun gibi 6 sıfır atmayacağız, 1 sıfır atacağız. Ama o 6 sıfırı etiketlerden, fiyatlardan, masraflardan da attı, döndü maaşlardan da arttı. CHP iktidarının 10’uncu yılında, bugüne dönüp baktığınızda 1 sıfır attığımızı göreceksiniz. Ama maaşlardan değil, sadece fiyatlardan. Yani bugünkü maaşı alacaksınız ama mazotun 4 lira olduğunu göreceksiniz. Bugünkü maaşı alacaksınız, dana kıymanın 55 lira olduğunu göreceksiniz. Bu şu demek, alım gücünün 10 kat artması demek. Bu Tayyip Bey'in gösterdiği istikametle olmuyor. Şangay İşbirliği Örgütü'nde ortalama milli gelir 4 bin 500 dolar. Tayyip Bey'in peşine takılan oraya gider. Atatürk'ün gösterdiği yöne, muasır medeniyetler yönüne giderseniz, batıya giderseniz, Avrupa Birliği hedefiniz olursa, orada ortalama milli gelir 45 bin dolar. Arada 10 kat fark var. Burada dünyanın en iyi arabaları üretiliyor. Ama kendileri mütevazı arabalara biniyorlar. Bu taraftakilere satıyorlar. Dünyanın en pahalı Mercedes'ini, Limuzin Mercedes'ini 10 tane Merkel'in ülkesi üretti o tarihte. Merkel kendisi mütevazı minibüse bindi, 2 tanesini bize sattı. Geri kalanını bu taraftaki ülkelere sattı. (Eli ile iki farklı yönü işaret ederek) Burada saraylar büyük, liderler zengin, arabalar, uçaklar 10’ar 10’ar. Bu tarafta ise tarifeli uçuyorlar, ucuz evde oturuyorlar. Buranın halkı sürünüyor, buranın halkı zengin.”
‘ÖNÜMÜZDEKİ SEÇİM REFERANDUM NİTELİĞİNDE OLACAK’
2028’de yapılması planlanan Genel Seçimlerin referandum niteliğinde olacağını belirten CHP Genel Başkanı Özel, “Avrupa Birliği hedefinde hızla kalkınan zenginleşen bir ülke mi, Şangay İşbirliği Örgütü'nün peşinde 4 bin 500 dolarlık bir ülke mi? Biz bu ülkeyi 45 bin, sonra 55 bin, 60 bin dolar milli geliri olan bir hale getireceğiz. Paradan değil, etiketlerden sıfır atacağız. Maaştan değil, masraftan sıfır atacağız. Tayyip Erdoğan gibi 6 golü bu tarafa, 6 golü bu tarafa atıp, milletin yüzüne bakıp, ‘6 sıfır attık’ demeyeceğiz. 1 sıfır atacağız, 1 sıfır olsun, bizim olsun diyeceğiz. Herkesin yüzünü güldüreceğiz. Böyle bir iktidar nasip olsun” dedi.
‘EN BORÇLU BELEDİYELER, AK PARTİ'DEN CHP'YE GEÇEN BELEDİYELER’
SGK borçlarıyla ilgili tartışmalara da değinen Özel, şunları söyledi:
“2 gündür, 3 gündür bir tartışma var. ‘Sosyal Güvenlik Kurumu’na belediyelerin borcu çok. Tahsile vereceğiz.’ Sosyal Güvenlik Kurumu’na, belediyelerin borcu hep çoktu, hep çoktu. Hep çok olacak. Çünkü sebebi şu, Türkiye'de Cumhuriyet Halk Partili belediyeler icraat yapmasın, iş yapmasın, diye çok haksızlığa uğruyorlar. Örneğin Antalya'da 2,5 milyon kış nüfusuna göre para yolluyorlar, ‘25 milyona hizmet et’ diyorlar. Muğla'da da öyle, Aydın'da da öyle. Bütün tatil beldelerinde öyle. Bursa gibi bir belediyeyi yıllarca yönettiler. Yeni aldık. İşte Mustafa Bozbey burada, ‘Kaç para borcun var?’ diye sordum. 900 milyon dolar. 30 milyar TL. Bakın diyorlar ki, Sosyal Güvenlik Kurumu'na, biz eldeki net verilere bakarız. Sayıştay'ın 2022 raporuna göre, belediyelerin Sosyal Güvenlik Kurumu'na borcu 14,6 milyar. Ama biz iştirakleri göremiyoruz, onlar şirket. Şirketlerin ticari sırları var. Bakan dedi ki dün, ’90 milyarın üstünde borç var.’ Türkiye'deki bütün belediyelerin, Sosyal Güvenlik Kurumu'na toplam borcu, 90 milyar. Belediyeleri ve şirketlerinin. Sadece Bursa Büyükşehir Belediyesinde bize kalan borç 30 milyar. Ne konuşuyorsunuz siz. Sadece SGK borcu 4,5 milyar. Yani 90 milyar liralık SGK borcunun 4,5 milyarı Bursa Büyükşehir'in bize devrettiği borç. Toplam borcu 30 milyar. Bütün Türkiye'deki belediyeler, iştiraklerinin SGK borcunu konuşuyor. Bizim karşı karşıya olduğumuz bunun 3’te 1’i Bursa'da. Türkiye'nin en borçlu belediyeleri AK Parti'den CHP'ye geçen belediyeler. Denizli Belediyesi, Balıkesir Belediyesi, Bursa Belediyesi hemen dibimizde. En borçlu 5 belediyeden 3’ü. Resmen bize enkaz devrettiler. Belediye başkanlarımız her şeye rağmen, inanılmaz bir gayretle çalışıyorlar. Ama maalesef elimizi, kolumuzu bağlamaya çalışan bir iktidarla karşı karşıyayız.”
‘ERDOĞAN’IN TALİMATIYLA MALİ DARBE GİRİŞİMİNDE BULUNUYORLAR’
CHP’li belediyelerin mali darbe girişimiyle karşı karşıya olduğunu ifade eden Özel, konuşmasına şöyle devam etti:
“15 Temmuz kanlı bir askeri darbe girişimiydi. Orada CHP olarak demokrasinin yanında durduk, Meclisin yanında durduk. Kapalı Meclisi açtırdık, darbecilere meydan okuduk. Geçen 31 Mart seçiminden sonra Ekrem İmamoğlu'nun 13 bin oyla kazandığı seçimin iptal edilmesi, yargı yoluyla darbe girişimiydi yerel yönetimlerde. Milletin ferasetiyle fark 806 bine çıktı. ‘Osmanlı tokadı atacağız’ diyenler, demokrasi tokadıyla kendilerine geldiler sandık, gelmemişler. Şimdi Recep Tayyip Erdoğan'ın, Sayın Erdoğan'ın talimatıyla, Cumhuriyet Halk Partili belediyelere mali darbe girişiminde bulunuluyor. Maksat şu, darbe nedir, milletin seçtiğinin millete hizmet etmesine engel olup onu bertaraf etmeye çalışmaktır. Bunu tankla topla yaparsan silahlı darbe olur, askeri darbe olur. YSK kararıyla yaparsan adli yargı darbesi olur. Şimdi maliye eliyle yapıyorsun. Seçilenin milletine hizmet etmesine engel olmaya çalışıyorsun. Yıllardır SGK primlerini ödememiş AK Parti’li belediyeler, 4,5 milyar lira bırakmış buraya. Hesabı ortada, ödemeden kaçmış. Bozbey'e diyor ki, kendininkini öde. Ali Bey'in bundan önceki yönetimindeki 4,5 milyarı da öde. Faiziyle öde. Ve böylelikle hizmet yapamayacağız. O da diyecek ki, ‘Bak CHP'li belediyeler çalışmıyor.’ Vallahi de yapacağız, billahi de yapacağız. Hapşırsan da yapacağız, köpürsen de yapacağız. Sana inat, bütün Cumhuriyet Halk Partili üyeleri harekete geçiririz, ne gerekiyorsa onu yaparız. Türkiye'nin en büyük dayanışmasını örgütleriz ama yine de vatandaşımızı mağdur bırakmayız. Göreceksiniz, iyi yöneteceğiz, temiz yöneteceğiz, dürüst yöneteceğiz ve millet yerelde verdiği yetkiyi genelde de verecek.”
‘DEVLET ELİYLE MİLLETİN SEÇTİKLERİNE MEYDAN OKUYORLAR'
Devletin, milletin seçtiklerine meydan okuduğunu söyleyen Özgür Özel, “Bakın bugün tahsil edilmeyen SGK alacaklarının hepsini birden alıp, tahsilata koymak, vergi alacaklarının hepsini birden tahsilata koymak, devlet eliyle milletin seçtiklerine meydan okumaktır. Devletle millet yarışmasın. Zaman zaman karşı karşıya geldi. Bunu bir daha yapmayın. Çünkü bizim milletimiz devletini sever, askere gider, vergisini verir, kurban keser derisini verir. Devletine sahip çıkar. Yağmurun altında emekli öğretmen 29 Ekim törenleri sunulurken, şemsiyesini sunucuya tutar. Çünkü onun gözünde o sunucu devlettir. Ama bir gün devlet milletin karşısına dizilirse, orada devlet değil millet kazanır. 1980’de Kenan Evren'in seç dediğini 83’te seçmediler. Çünkü devlet aday da yaptı. Başbakan da yaptı, Özal'ı seçtiler. 15 Temmuz'da FETÖ'cüler devletin bir kısmını milletin karşısına geçirdi, milletin yanında durduk, millet kazandı. Son 31 Mart seçimlerinde, bu seçimde Tayyip Erdoğan, devletin kaymakamını ilçe başkanı yapmaya çalıştı. Valisini il başkanı gibi kullandı. TRT'yi partinin televizyonu yaptı. Bizim reklamlarımızı parasıyla yayınlatmadı. Hakkımız olan yayının o yüzde 1’ini bile yapmadı. Günde 1 dakika bizi, 500 dakika kendini verdirtti. Devletin ajansını, canım Atatürk'ün kurduğu Anadolu Ajansı'nı, cepheden en hızlı bilgiyi getirsin diye kurduğu Anadolu Ajansı'nı tuttu, milletin yerine, devletin tarafına aldı ve dedi ki ‘Anadolu Ajansı, Cumhur İttifakı'nın ajansıdır.’ Ne oldu, millet devletle karşı karşıya geldi ve yine millet kazandı. Devletin imkanlarını kullanan AK Parti'nin, Cumhur İttifakı'nın karşısında, milletin desteğini alan Türkiye ittifakı kazandı. Bursa ittifakı kazandı. Bursa’da milletin adayıydı Bozbey, devletin adayına karşı, Alinur Aktaş'a karşı o kazandı. Her yerde milletin adayları kazandı. Şimdi devletin gücüyle, milletin karşısına dikilip de paralarını koyuyor” diye konuştu.
‘SİZ, BİZİ ÇOK HAFİFE ALIYORSUNUZ’
CHP’li belediyelere haciz işlemi uygulanmak istendiğini söyleyen Özel, “Bugün haberler geliyor. CHP'li belediyelere borçlar yüzünden haciz işlemi yapacak. Talimatları vermiş. Parayı AK Parti’li harcamış, biz ödeyeceğiz bunu. Hem de şimdi ödeyeceğiz. Haciz yaparak aracımızı, gerecimizi bağlatacakmış. Efendim, çöpleri toplayamaz hale getirecekmiş. Genel Başkan olarak kendi ellerimle toplarım, yine namerde muhtaç etmem bu milleti. Bizi çok hafife alıyorsunuz. Pandemide ne yaptınız? Bizimkiler dedi ki, yardımlaşma hesapları açıyoruz. Saatler içinde İstanbul'da, Ankara'da bütün Türkiye'de milyonlarca TL para birikti. Sokakta yaşayan ve çalışamayanlar için, sokak ekonomisindekiler için, yoksullar için, pandemide çalışamadığı için güçlük çekenler için, o paralara el koydunuz. Eskişehir'de 25 yıllık aş evinin banka hesabına el koydular. Ne oldu, ne oldu. Askıda fatura, dedik. Çıktı, vatandaş milletin faturasını ödedi. Veresiye defterlerini kapatacağız, dedik. Ankara'da millet birbiriyle yarıştı, veresiye hesabı kalmadı. Partiye telefon geliyor, ‘Veresiye hesabı kapatmak istiyorum. Her yerdeki kapanmış’ diye. ‘Mansur Bey bize, veresiye borcu olan insan gösterebilir mi’ diye. Siz bizi çok hafife alıyorsunuz. Üzerimize gelirseniz en yaratıcı formüllerle, en cesur kararları alırız. Tarih önünde bir kez daha mahcup olursunuz” ifadelerini kullandı.
‘MEHTER MARŞI’YLA GELİP, İZMİR MARŞI’YLA DÖNDÜLER’
31 Mart seçimleri üzerinden MHP Lideri Devlet Bahçeliyi de eleştiren Özel, şunları söyledi:
“Unutmayın, İstanbul seçimlerini iptal ettiğinizde hep birlikte oradaydınız. Bütün bakanlar, Cumhurbaşkanı, ilçe ilçe miting yaptı. Devlet Bahçeli, ‘Mitili İstanbul'a atacağım. Mazbatayı Binali Bey’e vermeden dönmeyeceğim’ dedi. Klip çektiler, çakarlı MHP'nin araçlarıyla konvoy, mehter marşıyla Boğaz Köprüsü'nü geçtiler. Bir gittiler, millet yüzlerine bakmıyor. 2 gün sonra İzmir Marşı'yla sessizce, çakarları kapatıp köprüden geri gittiler. Aynı şey olur. O yüzden milletimizi, cumhurbaşkanı talimatıyla, Cumhuriyet Halk Partili belediyelere karşı girişilen, mali darbe girişimine karşı müteyakkız olmaya, dikkatli olmaya, ne yapıldığını görüp, zile yazmaya davet ediyorum. Sizin seçtikleriniz size hizmet edemesin, diye 30 yıldır yapmadıkları işi, 22 yıldır yapmadıkları işi bugün yapıyorlar. Ama bunu başaramayacaklar. Bütün darbeleri püskürttüğümüz gibi bu darbe girişimini de geri püskürteceğiz. Biz kazanacağız. Millet kazanacak. Devleti kendisine alet eden saray rejimi kaybedecek.”
‘TÜRKİYE BİR AÇMAZIN İÇİNDE’
Türkiye’nin yanlış yönetim politikaları nedeniyle hem ekonomi hem de hukuk anlamında büyük bir açmazın içinde olduğunu belirten Özgür Özel, “Ülkeyi şirket gibi yöneteceğim diyen Erdoğan, tavla oynar gibi, dama oynar gibi devlet yönetti. Kırdı, kırıldı, yendi, yenildi. Oysa ülke satranç oynar gibi yönetilir. Bir satranç oyuncusunun iyi olup olmadığı yaptığı açılışa bakılır ve iyi bir açılış yaptıysanız açmaza düşmezsiniz. Türkiye çok büyük iki açmazın içindedir. Bugün asgari ücret alan için çok düşüktür, veren için çok yüksektir. Bugün dolar kuru bizim için çok yüksektir, ihracatçı için çok düşüktür. Bunun sebebi orta gelir tuzağıdır. Orta gelir tuzağının en büyük sebebi, geçmiş yöntemlerle bu dönemde üretim ve ihracat yapmaya çalışmaktır. Bugün çip üretiyor olmamız lazımdı. Bugün dokunmatik telefonları bizim üretiyor olmamız lazımdı. En çok ithal ettiğimiz ürünlerin, teknoloji ürünleri olup, en çok ihraç ettiğimiz ürünlerin çimento ve tekstil ürünleri olması gibi bir sorunla karşı karşıyayız. Türkiye Futbol Federasyonu Başkanının kim olacağına bile, üniversitelerin rektörlerinin kim olacağına bile yani seçimlik bu alanları atamaya dönüştüren bir iktidar, ülkeyi orta demokrasi tuzağına düşürmüştür. Ülke orta hukuk tuzağına düşmüştür. Yargı bağımsızlığı yoktur. Talimatla çalışan mahkemeler vardır. Mahkeme kararlarını uygulamayan alt mahkemeler ve iktidar vardır. Bunun olduğu yere ne yabancı yatırımcı gelir, ne bu ülkede gerçek anlamda risk primi düşer. Gri listeden çıktık, övünüyor Mozambik’in olduğu listeden kurtulmakla. Amatör ligin de altına düşmüşlerdi. Şimdi 3’üncü lige çıktık, övünüyorlar. Öyle bir anlayışla karşı karşıyayız ki, yalan yanlış işler yapıyor. Fitch Türkiye'nin notunu düşürüyor, açıklama yapıyor adam, ‘Fitch’in biri notumuzu düşürmüş’ diye. Öbür gün artınca Fitch’e methiyeler düzmeye başlıyorlar. O yüzden bu anlayış Türkiye'yi bu zor duruma getirdi. Cumhuriyet Halk Partisi geçen ay Sosyalist Enternasyonal’de çıkan bildiride, ‘CHP'nin Avrupa Birliği hedefini hepimiz destekliyoruz’ diye imza attılar. Avrupa Birliği'ndeki bütün ülkelerin temsilcileri oradaydı. Sadece Fransa ve Almanya Sosyalist Enternasyonel’den çıkmışlar. Şimdi ümit ediyoruz geri girecekler. Yunanistan temsilcisinin bile ‘Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne destek veriyoruz’ dediğimiz süreci başlatmıştır, Cumhuriyet Halk Partisi. Bu Türkiye için çok önemlidir. Artık çok az kalmıştır. Yapılacak ilk seçimlerde Türkiye'de iktidar değişecektir” dedi.
‘TÜZÜĞÜMÜZÜ DAHA DEMOKRATİK HALE GETİRECEĞİZ’
Basın mensuplarının Tüzük Kurultayı ile ilgili sorularını da yanıtlayan Özel, “Tüzük kurultayını ilan ettiğimiz gibi 4’ünde Sivas'ta sembolik açılışını yapacağız. Sivas Kongresi'nin olduğu salonda. Genel Başkan, parti meclisinden, meclis grubundan, il başkanlarından temsilcilerle. 5’i tüzük kurultayının, yani tüzük komisyonunun son toplantısının yapılacağı gündü. 6-7-8-9 Eylül günlerinde de hem tüzüğümüzü değiştireceğiz hem de program kurultayıyla ilgili hazırlık çalışmalarımızı yapacağız. Ama son derece çağdaş, son derece güçlü, son derece etkili bir parti programına, net bir parti programına ihtiyacımız var. O çalışmayı da önemsiyoruz. Kurultaydan önce verdiğimiz sözleri tutuyoruz. Tüzükle ilgili değişiklik sözümüzü de eylül ayının başında tutmuş olacağız. Tabii karar delegelerin, biz ama bütün ilçelerden, illerden görüşlerini topladık. Sosyal medya üzerinden gelen 7 bin görüşü derledik. Tüzük komisyonumuza teslim ettik. Bütün beklentileri karşılayan, parti içi demokrasiyi güçlendiren, çok iyi bir tüzük yazılacak ve bir bahar havası içinde yapacağımız, bayram havası içinde yapacağımız kurultayla da tüzüğümüzü hem geliştireceğiz hem daha demokratik hale getireceğiz” ifadelerini kullandı.
0 Yorum:
Yorum Bırakın