Olba Antik Kenti'nde 2'nci yüzyıla ait heykel ve friz parçaları bulundu

Helenistik dönemin önemli yerleşim yerlerinden Olba Antik Kenti'nde kazılar, yılın 12 ayını kapsayacak şekilde Türk Tarih Kurumu'nun desteği ile sürüyor. Olba Krallığı'nın merkezi ve önemli ticaret merkezi olarak bilinen kentte çalışmalar, Ardahan Üniversitesi İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Yavuz Yeğin başkanlığındaki geniş bir ekipçe yürütülüyor. Son olarak kazı çalışmalarında, M.S. 2'nci yüzyıla ait olduğu değerlendirilen kadın heykeli ile üzerinde canlandırmaların olduğu 2 friz parçası bulundu.
Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan, Silifke Kaymakamı Abdullah Aslaner, Silifke Belediye Başkan Vekili Eyüp Arslan, İl Tarım ve Orman Müdürü Arif Abalı ile Akdeniz Kent Konseyi Başkanı ve Eğitime Destek Platformu Akdeniz Bölge Sorumlusu Mustafa Erim de antik kente gidip, çalışmalar hakkında bilgi aldı.
'SİLİFKE İLÇEMİZ, TARİHİ ARKEOLOJİK SİT ALANLARIYLA ÖN PLANDA'
Mersin genelinde 1642 tescilli kültür varlığı bulunduğuna dikkat çeken Vali Pehlivan, "Tescilli varlıklar içerisinde arkeoloji sit alanları da önemli bir yer tutuyor. Nitekim 841 ayrı tescilli arkeolojik sit alanımız var. Bunların 10'unda fiilen kazı çalışmaları yürütülüyor. Şu anda içinde bulunduğumuz ve Uzuncaburç Antik Kenti'nin yanındaki Olba Antik Kenti de bunlardan birisidir. Silifke ilçemiz, tarihi arkeolojik sit alanlarıyla da ön planda olan bir ilçemizdir. Olba Antik Kenti'nde geçtiğimiz günlerde yapılan kazılar neticesinde M.S. 2'nci yüzyıla ait heykeller bulundu. Bu heykellerden 1'i giyimli bir kadın figürüne ait. Aynı zamanda üzerinde, bir savaşa uğurlama anı ile başka bir anın canlandırılmasının bulunduğu 2 adet friz parçası bulundu. Ayrıca bu kazılarda sütun başları ve diğer yapısal unsurlar tespit edilerek ortaya çıkartıldı" dedi.
'BİLİMSEL ÇALIŞMALAR SÜRECEK'
​Olba Antik Kenti'nde 2010 yılından bu yana kazı çalışmalarının yapıldığını belirten Vali Pehlivan, "Son dönemde arkamızdaki anıtsal çeşmede, kazı çalışmaları başladı ve şu anda da devam ediyor. Buralardan ortaya çıkarılan tarihi eserlerin ilk önce laboratuvarlara sevki sağlanıyor. Eserler üzerinde gerekli çalışmalar yapıldıktan sonra, korumaya ve konservasyonlarına yönelik çalışmalar yapılıyor. Devamında da eserlerin restorasyonunun projesi hazırlanarak, bu projelerin kuruldan geçmesi sağlandıktan sonra da sergilenir hale geliyor. Ayrıca verdikleri desteklerinden dolayı Kültür ve Turizm Bakanlığımıza teşekkür ediyorum. Güzel Türkiye'mizin genelinde olduğu gibi Mersin'de de sayısız tarihi eserimiz bulunmaktadır. Bunlarla ilgili çalışma yaparak bunların gün yüzüne çıkartılmasını sağlamak, yerli ve yabancı ziyaretçiler tarafından buraların tanınmasını, bilinmesini, öğrenilmesini sağlamak da hepimize düşüyor. Bir yandan bilimsel çalışmalar bir yandan da buraların gün yüzüne çıkartılması ve tanıtılmasıyla ilgili tanıtım çalışmaları; bundan sonra sürdürülecek. Biz de bütün paydaşlarımız ile bu çalışmaların yakından takipçisi olacağız. İğneyle kuyunun kazılmasındaki gibi hassasiyet gerektiren bu ve benzeri çalışmalarda emeği geçen hem akademisyenlerimize, görev alan herkese ayrı ayrı teşekkür ediyorum" diye konuştu.