Yükleniyor
Yükleniyor
Üniversitenin Hadımköy Yerleşkesi Adem Çelik Kongre Salonu’nda gerçekleştirilen konferansta Arzu Erdem, dünyada yaşanan göçle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Savaşla ilgili de değerlendirmelerde bulunan Erdem, Türkiye’nin bu savaşta en büyük arabulucu olduğunu söyledi. Türkiye’nin barışın sağlanmasında elinden gelen her şeyi sağlamaya çalıştığına değinen Erdem, “Bizim en hassas noktamız Kırım. Bununla ilgili hassasiyetimizi her zaman ortaya koyuyoruz” açıklamasını yaptı.
“AVRUPA KONSEYİNDE GEREKEN YAPILDI”
Avrupa Konseyi’nde Kırım’la ilgili gereken her şeyi yaptıklarını vurgulayan Arzu Erdem, “Rusya’nın konseyden uzaklaştırılması konusunda bir olağanüstü toplantı yapıldı. Bizler de Türkiye temsilcileri olarak Rusya’nın algı konseyinde temsil olmaması noktasında gerekli iradeyi ortaya koyduk. Çünkü bu tür hamlelerin dünyaya zarar verdiğini hepimiz görüyoruz. Türkiye, bölgedeki huzur açısından ciddi öneme sahip” dedi.
SIĞINMACILARIN HEPSİ EŞİTTİR
Avrupa Birliği ülkelerinin savaşın ilk gününden beri ellerinden geleni yaptığına değinen Arzu Erdem, “Gördüğümüz şey ise Ukrayna Savaşında Avrupa oldukça hızlı davrandı. Burada eleştirilmesi gereken nokta ise Suriye’deki savaşta göçmen ve sığınmacı ayrımı oldu. Özellikle tüm savaş ikliminden çıkan sığınmacıların tamamının aynı seviyede olduğunu, korunmaya muhtaç olduğunu ve burada gerekli sorumluluğu olması gerektiğini konseyde dile getirdik. Yani Suriye'den gelenlerin tamamının sorumluluğunu Türkiye Cumhuriyeti Devleti üstlenmişken Ukrayna'dan gelenlere sanki daha uyum sağlayabilecek gibi görmelerinin kritik bir eşik olabileceğini ve yanlış olabileceği yönünde de gerekli şerhleri düştük” şeklinde konuştu.
“AVRUPA BİZİM YAŞADIĞIMIZI YAŞIYOR”
Türkiye’nin sığınmacı politikasında önemli süreçler yönettiğini ifade eden Erden sözlerine son olarak şunları ekledi:
“Şu an 5 milyona yaklaşmış olan sığınmacı sayısıyla, nüfusuyla karşı karşıya. Hem bunların eğitimleri hem devletimize ve Türk milletine olumlulaştırılması konusunda da çok önemli çalışmalar yapılıyor. Şimdi Avrupa Birliği aslında bizim süreç olarak yaşadığımız yoğun olarak yaşayarak, deneyimleyerek, gördüğünüz sürecin aynısıyla karşı karşıya kaldı. Doğal olarak tedirginler ama bir taraftan da süreci yönetme noktasında onlar da üzerlerine düşen gayreti gösteriyorlar.
0 Yorum:
Yorum Bırakın