Yükleniyor
Yükleniyor
Yıldırım, "Zaman zaman sorarlar: Bu Diyanet ne işe yarıyor? Bu Diyanet, dünyada Müslümanların mutmain olmasını temin ediyor ve Kur'an'ın İncil gibi, Tevrat gibi herhangi bir yerinde bir tahribat olmadığını, herhangi bir harfinin değişmediğini dosta, düşmana, Hristiyan'a, Musevi'ye ve Müslüman'a ortaya koyup, hepimizin dinde mutmain olmasını sağlıyor" diye konuştu.
İslam'a yönelik 1400 yıl önce başlayan tahammülsüzlüğün, bugün hala devam ettiğini vurgulayan Yıldırım, bu duruma, bugün Gazze'de, 20 yıl önce de Bosna'da katledilen Müslümanlar'ın örnek gösterilebileceğini söyledi.
MESELE DİYANET DEĞİL MESELE İSLAM MESELESİDİR
Diyanet İşleri Başkanlığına yönelik olumsuz ve eleştirel söylemleri de sıralayan Yıldırım, "Mesele Diyanet meselesi değil, İslam meselesidir. İslam'ı Türkiye ve dünyada kurumsal olarak koruyan, doğru öğrenilmesini ve yaşatılmasını sağlayan kurum Diyanettir ve Diyanete yapılan saldırılar, bilerek veya bilmeyerek, İslam'a yapılan saldırılardır" dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığının değil Diyanet Vakfının camiler inşa ettiğini kaydeden Yıldırım, bu bağlamda merhum Başbakan Bülent Ecevit'in, Medine'de dedesinden kalan arsayı Diyanet Vakfı'na bağışladığını anlattı.
''LAİKLİK DİYEN BATI PARLAMENTOSUNDA İNCİL'E EL BASIYOR''
Yaşar Yıldırım, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın Yargıtay'da dua etmesinin bazı eleştirilere neden olduğunu da hatırlatarak, "Laiklik elden gitmez. 'Laiklik' diyen Batı'ya bakın, parlamentoda, mahkemede İncil'in üzerine yemin ettirirler; devlet başkanı seçilir İncil'in üzerine yemin eder. Bizim Diyanet İşleri Başkanımız bir kurumun açılışında Allah'ın adını andı diye ortalık ayağa kalktı. Bura Müslüman Türkiye; Allah'ın adı anılacak, buna alışacaksın, buna tahammül edeceksin, bunlar olacak. Niye rahatsız oluyorsun Allah'ın adının anılmasından, bir kurumda dua edilmesinden? Allah'tan büyük müsün? Allah'tan dua etmede imtina mı ediyorsun?" değerlendirmesinde bulundu.
0 Yorum:
Yorum Bırakın