Yükleniyor
Yükleniyor
TCMB Başkanı Kavcıoğlu, yılın ilk enflasyon raporuna ilişkin basın toplantısı düzenledi. Kavcıoğlu, küresel iktisadi faaliyette yaşanan toparlanma ve aşılama oranlarındaki artışa rağmen salgında yeni varyantlar ve jeopolitik risklerin, küresel iktisadi faaliyet üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tuttuğunu ve belirsizlikleri artırmaya devam ettiğini söyledi. Kavcıoğlu, "Varyantlara ilişkin risklerin canlı kalması bazı ülkelerde 2022 yılı büyüme görünümünü olumsuz etkiledi ve büyüme tahminlerinin aşağı yönlü güncellenmesine neden oldu. Türkiye’nin ana ticaret ortaklarında büyüme öngörüleri 2021 yılı için 'ekim rapor' dönemine göre daha çok yukarı yönlü güncellenirken, 2022 yılı büyüme öngörüleri bir miktar aşağı yönlü güncellendi. Bununla birlikte, aşılanma oranlarında gelinen düzey ve salgın koşullarında faaliyetin sürdürülmesine ilişkin deneyim sayesinde küresel iktisadi faaliyet üzerindeki risklerin sınırlı olduğunu değerlendiriyoruz. Bu gelişmeler ışığında, Türkiye’nin dış talep görünümü olumlu seyrini korumaktadır" dedi.
TURİZM VE İHRACAT VURGUSU
Kavcıoğlu, yurt içi makroekonomik görünümlere ilişkin, "2021 yılı 3'üncü çeyreğinde milli gelir çeyreklik bazda yüzde 2,7, yıllık bazda ise yüzde 7,4 oranında arttı. İktisadi faaliyet, söz konusu dönemde aşılamadaki güçlü ivme ile birlikte kısıtlamaların hafifletilmesi ve turizm faaliyetindeki toparlanmanın belirginleşmesiyle kuvvetli seyrini sürdürdü. Turizmdeki bu durum ve güçlü ihracat performansı sayesinde net ihracatın yıllık büyümeye katkısı 6,8 yüzde puan ile oldukça yüksek gerçekleşti. Böylece, Türkiye 3'üncü çeyrekte OECD ülkeleri arasında net ihracatın yıllık büyümeye en fazla katkı yaptığı ülkeler arasında yer aldı. Kapasite kullanım seviyeleri ve diğer öncü göstergeler, iktisadi faaliyetin hem dış hem de iç talebin desteğiyle yılın son çeyreğinde güçlü seyrettiğini gösteriyor. Sanayi üretimi, 4'üncü çeyrekte de yükseliş eğilimini sürdürdü. Özellikle yurt dışı ciro endekslerinin yüksek seviyelerini, yurt dışı talebin sanayi üretimini 4'üncü çeyrekte de desteklemeye devam ettiği yönünde değerlendiriyoruz. Anket verileri, yılın son çeyreğinde de firmaların gelecek için yatırım harcamalarını artırmayı planladığına işaret ediyor. Tedarik sorunlarının üretim üzerinde sınırlayıcı olduğu taşıt sektörü dışlandığında Kasım ayı itibarıyla dış ticaret ve üretim endeksleri yılın son çeyreğinde sabit sermaye malları talebinin güçlü seyrettiğini teyit ediyor" diye konuştu.
'İSTİHDAM ARTIŞININ DEVAM EDECEĞİNİ ÖNGÖRÜYORUZ'
Kavcıoğlu, yüksek frekanslı verilerin, istihdam görünümündeki iyileşmenin ve iş gücü piyasasındaki olumlu seyrin iktisadi faaliyet görünümüyle uyumlu olarak sürdüğüne işaret ettiğini belirterek, "İstihdam, turizmdeki olumlu seyrin etkisiyle hizmetler sektörünün öncülüğünde artış eğilimini korurken, iş gücüne katılım oranında sınırlı bir yükseliş olduğunu gördük. 4'üncü çeyrekte sanayi istihdamı güçlü seyreden ihracatın desteğiyle, hizmet istihdamı ise turizmdeki olumlu seyirle birlikte artış kaydetti. Anketler imalat sanayinde istihdam beklentilerinin yüksek seviyelerde seyrettiğini gösteriyor. Bu çerçevede, önümüzdeki dönemde istihdam artışının devam edeceğini öngörüyoruz" dedi.
'ENERJİ FİYATLARININ ETKİSİYLE İTHALAT YÜKSELDİ'
Kavcıoğlu, ihracatın, 2020 yılının 2'nci yarısından itibaren yakaladığı artış trendini 2021 yılının son çeyreğinde sürdürdüğüne dikkat çekerek, "Öte yandan bu dönemde, reel kurda gözlenen düşüşe rağmen enerji fiyatlarındaki artışın da etkisiyle ithalat yükseldi. Fiyat etkileri dışlandığında, küresel talepteki toparlanma ve reel kurun seviyesine bağlı olarak ihracat miktarı artış eğilimini korudu. İthalat miktarı ise yatay seyretti ve reel dengelenme süreci devam etti. Cari işlemler dengesindeki iyileşmenin güçlenerek devam etmesinin, önümüzdeki dönemde dış finansman ihtiyacını azaltarak ülke risk primini olumlu etkilemesi beklenmektedir. Bu çerçevede, cari işlemler dengesinin 2022 yılında fazla vereceğini öngörüyoruz" diye konuştu.
Finansal koşullara değinen Kavcıoğlu, yıllık kredi büyümesinin yüzde 13,8 seviyesine gerileyerek, ılımlı bir seyir izlediğine vurgu yaptı. Kavcıoğlu, "4'üncü çeyrekte kredi büyüme hızı faizlerdeki düşüşün verdiği destekle tarihsel ortalamalara yakınsadı. Bu çeyrekte firmalara verilen kredilerdeki artış kredi büyümesinin en önemli belirleyicisi oldu. 2021 yıl sonu itibarıyla kur etkisinden arındırılmış ticari kredi ve tüketici kredisi büyüme hızları sırasıyla yüzde 10,9 ve yüzde 20,2 düzeyinde gerçekleşti. Firma ve konut kredileri ivmelenirken ihtiyaç kredisi büyümesi yatay seyretmeye devam etti" diye konuştu.
'TÜRK LİRASINI ÖNCELİKLEYEN SÜRECİ YÜRÜTÜYORUZ'
Kavcıoğlu, orta vadeli tahminlere ilişkin, "Para politikasının etkileyebildiği talep unsurları, çekirdek enflasyon gelişmeleri ve arz şoklarının yarattığı etkilerin ayrıştırılmasına yönelik analizleri değerlendirdik ve politika faizinde Eylül-Aralık döneminde toplamda 500 baz puan indirim yaptık. Aralık ayı iletişimimizde de belirttiğimiz gibi arz yönlü ve para politikası etki alanı dışındaki arızi faktörlerin fiyat artışları üzerinde oluşturduğu geçici etkilerin ima ettiği alanın kullanımını tamamladık. Ocak ayına geldiğimizde bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 14 düzeyinde sabit tutulmasına karar verdik. Alınmış olan kararların birikimli etkilerini yakından takip ediyor ve bu dönemde fiyat istikrarının sürdürülebilir bir zeminde yeniden şekillenmesi amacıyla TCMB’nin tüm politika araçlarında Türk lirasını öncelikleyen geniş kapsamlı bir politika çerçevesi gözden geçirme süreci yürütüyoruz. Orta vadeli tahminler üretilirken, başlangıç noktası olarak şimdiye kadar özetlediğim iktisadi görünümü esas aldık. İthalat fiyatları, gıda fiyatları, küresel büyüme ve maliye politikası gibi dışsal unsurlar için varsayımlarımızı gözden geçirdik ve güncelledik. Vadeli fiyat eğrileri, ham petrol fiyatlarının önümüzdeki dönemde Ekim Enflasyon Raporu varsayımlarının sınırlı bir miktar üzerinde kalacağına işaret ediyor. Bu doğrultuda, ham petrol fiyatlarına ilişkin varsayımlarımız 2022 yılında ortalama 80,4 ABD dolarına, 2023 yılında ise ortalama 74,3 ABD dolarına güncellendi. Enerji dışı emtia fiyatları arz-talep uyumsuzluğu, taşımacılık maliyetlerindeki artışlar ve tarımsal kuraklığa bağlı olarak yükselişine devam etti. İthalat fiyatlarının genel seviyesine ilişkin varsayımlarımız da yukarı yönlü güncellendi. Gıda fiyatlarını, başta döviz kuru gelişmeleri olmak üzere uluslararası gıda fiyatlarında süregelen artışların birikimli etkilerini ve tarımsal kuraklık gelişmelerini dikkate alarak 2022 ve 2023 yılları için yukarı yönlü güncelledik" ifadesini kullandı.
'2022 YIL SONU ENFLASYON TAHMİNİNİ 23,2’YE YÜKSELTİK'
Kavcıoğlu, enflasyon tahminlerine ilişkin, "Enflasyon yükseldikçe enflasyon beklentilerindeki dağılım açılmakta, dolayısıyla enflasyonun tahmin edilebileceği aralık genişlemektedir. Bu durum tahmin patikamıza yansıtılmıştır. Bu çerçevede, enflasyon tahmin aralığımızın orta noktaları 2022 yılı sonunda yüzde 23,2, 2023 yıl sonunda yüzde 8,2 ve 2024 yıl sonunda ise yüzde 5,0 seviyelerine tekabül etmektedir. Böylece, 2022 yıl sonu enflasyon tahminini 11,4 puanlık güncellemeyle yüzde 11,8’den yüzde 23,2’ye yükselttik. Bir önceki rapor dönemine göre Türk lirası cinsinden ithalat fiyatlarına bağlı güncelleme enflasyon tahminini 4,2 puan artırırken; gıda fiyatları varsayımındaki artıştan 2,5 puan katkı geldi. Diğer yandan, yönetilen-yönlendirilen fiyatlar, büyük ölçüde alkol-tütün fiyatları ile elektrik ve doğal gaz fiyatlarındaki artış kaynaklı olarak yıl sonu enflasyon tahminini 3 puan yukarı çekti. Ayrıca, birim iş gücü maliyetleri 2022 yılı için belirlenen asgari ücret artışına bağlı olarak 2,0 puanlık yükseltici etki yaparken, çıktı açığındaki güncelleme ise tahminleri 0,3 puan aşağı çekti" dedi.
'SAĞLIKSIZ FİYAT OLUŞUMLARININ ZEMİNİ KALDIRILMIŞTIR'
Kavcıoğlu, 2023 yıl sonu enflasyon tahminini de yüzde 7’den yüzde 8,2’e yükselttiklerini vurgulayarak, "Başlangıç koşullarındaki güncellemenin enflasyonun ana eğilimine etkileri, 2023 yıl sonu enflasyon tahminini 0,8 puan artırdı. Diğer yandan, gıda enflasyonu varsayımındaki güncelleme, tahmini 0,1 puan artırdı. Türk lirası cinsinden ithalat fiyatları tahmine 0,5 puan yükseltici yönde katkıda bulunurken, çıktı açığındaki güncellemeler 0,2 puan düşürücü yönde etkiledi. Enflasyonda yakın dönemde gözlenen yükselişte; bir süredir küresel emtia fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar ve talep gelişmeleri etkili olmaktaydı. Son aylarda ise bunlara ek olarak, döviz piyasasında yaşanan sağlıksız fiyat oluşumlarına bağlı döviz kurlarına endeksli fiyatlama davranışları önemli rol oynadı. Fiyat istikrarı ve finansal istikrarın tesisi için atılan adımlar ile birlikte, sağlıksız fiyat oluşumlarının zemini ortadan kaldırılmıştır" ifadelerini kullandı.
'LİRALAŞMA STRATEJİSİ'
Kavcıoğlu, fiyat istikrarının sürdürülebilir bir zeminde yeniden şekillenmesi amacıyla TCMB’nin tüm politika araçlarında Türk lirasını öncelikleyen geniş kapsamlı bir politika çerçevesi gözden geçirme süreci yürüttüğünü kaydederek, "Bu kapsamda ‘Liralaşma stratejisi' TCMB’nin politika gözden geçirme sürecinin asli unsurlarından biridir. Raporda bulunan kutu çalışmamızda yer verdiğimiz üzere ‘Liralaşma stratejisi’ yeni finansal ürünler, teminat çeşitlendirilmesi ve likidite yönetimi uygulamaları vasıtasıyla, Türk lirasının sistemdeki kullanımını merkeze alan bütüncül bir yaklaşımla oluşturulmaktadır. Bu strateji kapsamında TCMB, bir dizi uygulamayı yakın zamanda hayata geçirmiştir. 2021 yılı Aralık ayında yabancı para ve altın mevduatların TL’ye dönüşümü desteklenerek, TL mevduat tercihinin güçlenmesi yönünde bir adım atılmıştır. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın tamamlayıcı ürünüyle birlikte döviz kurlarında oluşan sağlıksız fiyat oluşumlarının önü alınmıştır. Para politikası aktarım mekanizması etkinliği açısından, fonlama miktarı, kullanılan araçlar, dağılım, vade ve teminat yapısı gibi likidite yönetiminin unsurları önem arz etmektedir. Bu çerçevede, mevcut Türk lirası likidite yönetiminin temel bileşenleri olan APİ ve swap işlemlerinin büyüklüğü, toplam fonlamadaki payları, imkan bazında dağılımı ve teminatlandırma yapısı ‘Liralaşma stratejisi' kapsamında gözden geçirilmektedir” diye konuştu.
‘O GÜN MERKEZ BANKASI TEK KURUŞ SATMAMIŞTIR’
TCMB Başkanı Kavcıoğlu, kur korumalı mevduat hesabının açıklandığı gün Merkez Bankasının döviz satışı yapıp yapmadığına ilişkin, "20 Aralık 2021’de Cumhurbaşkanımızın konuşması ile beraber vatandaşlarımızın gösterdiği büyük bir teveccüh var. O gün merkez bankası tek kuruş satmamıştır. Yaklaşık bireyseller ve kurumsallar, 2 milyar 250 milyon dolar civarında bir satış gerçekleştirerek, kuru o gün oldukça düşük bir seviyeye getirmiştir. Bir iki ülke ile swap anlamında görüşmelerimiz devam ediyor. Biz swap yapmayınca da eleştiri alıyoruz, yapınca da eleştiri alıyoruz. Bu önemli değil. Biz dünya merkez bankaları içerisinde başarılı merkez bankalarından bir tanesiyiz" diye konuştu.
'TÜRKİYE'NİN GÜNDEMİNDEN ENFLASYON KALKACAK'
Kavcıoğlu, Merkez Bankası'nın enflasyon ile mücadeleye nasıl bir katkısı olacağına ilişkin, "Özellikle cari dengenin sağlanması ile uzun dönemde sürdürülebilir fiyat istikrarının sağlanacağına inanıyoruz, bu yönde politikalarımızı oluşturduğumuzu söylemiştim. Bunun en önemli bacaklarından biri liralaşma stratejisi. Kur korumalı TL mevduatı modelimizle kurun enflasyona olan etkisi sıfırlanmış olacaktır. Enflasyonun indirilmesinin en önemli ayaklarından biri bu. Merkez Bankasının sunduğu imkanlar, piyasaya sağladığı imkanları ağırlıklı TL’leştirerek, bu aşamaları da sağlayarak, TL’yi güçlendirerek, enflasyonun düşmesi yönünde çok önemli katkısı olacaktır. Liralaşma stratejisi ile birlikle hedeflediğimiz gibi tek haneli rakamlara inecek ve Türkiye’nin gündeminden enflasyon kalkacak. Biz Türk lirasına, ülkemize güveniyoruz. Bu kararları aldığımızda vatandaşımızın bu noktadaki desteğine güveniyoruz. Kur korumalı TL mevduat hesabı bugün itibarıyla 209 milyar liraya ulaştı” dedi.
‘BANKACILIK SENTÖRÜNÜN GEREKENİ YAPMASI LAZIM’
Kavcıoğlu, "Dış borçlanmayı azaltacağız ve Türkiye cari denge ile birlikte sürdürülebilir fiyat istikrarını sağlamış olacak. Sadece Merkez Bankası’nın sağladığı imkanlar bu işe yetmez, bütün bankacılık sektörünün de bu işe girmesi ve enflasyonun dezenflasyon sürecine başlamasını satın alması lazım. Bu anlamda maliyetleri düşürücü etkiyi yaratan Merkez Bankası’nın yanında durup, daha düşük oranlarda kredileri finanse etmeleri gerekiyor. Bankacılık sektörünün Merkez Bankasının sağladığı imkanları kendi imkanlarıyla birleştirerek üretimi finanse etmeleri konusunda gerekeni yapmaları lazım. Faizler aşağıya doğru geliyor, gelmeye de devam edecek. Biz bugün piyasada dolar bazında bir ithalatın ihracatı karşılama oranının yüzde 80-90 gibi yanlış bir algı ile tüm ticareti döviz üzerine oluşturmuş bir durumdayız. Türkiye’de herkesin dolar aldığı, dolar sattığı bir noktada kurun yükselmemesi mümkün değil. Bunun faiz indirimi ile hiçbir ilgisi yok. Dolayısıyla biz şimdi doğru bir modeli çalıştık, ortaya koyduk. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde 'Türkiye Ekonomi Modeli'; üretim, yatırım, ihracat ve istihdam. Türkiye bunu sağladığı zaman dünyada da ayrışacaktır olumlu anlamda" dedi.
'MERKEZ BANKASI DÜNYANIN EN ŞEFFAF BANKALARINDAN'
Kavcıoğlu, bugün düzenlenen basın toplantısı için dışarıdan ücretli özel hizmet alındığı iddiasına ilişkin, "Böyle bir şey yok, dışarıdan hizmet satın almıyoruz. Merkez Bankası olarak, basın danışmanı arkadaşlarımız bu işi organize ediyor, bu bilgi doğru değil. Bu basın toplantısında da almadık. Alabiliriz de; ama biz bu toplantılarla ilgili dışarıdan bir hizmet satın almıyoruz. Dünyada 30 yıldır enflasyon hızlı yükseldiği noktada, Türkiye'de bunun bir şeylere bağlanmasının doğru olmadığını söylüyorum. Merkez Bankası dünyada en şeffaf bankalardan biri. Biz bağımsız denetim şirketleri ve denetim firmaları tarafından denetleniyoruz, onların da raporu en kısa zamanda açıklanacak" diye konuştu.
0 Yorum:
Yorum Bırakın