Yükleniyor
Yükleniyor
Mahalle sakinleri, dinamit fabrikasının meralarının yok olması, doğaya, havaya, toprağa zarar vereceğini belirterek dinamit fabrikasının kurulmasını istemediklerini açıkladı. Kayseri Karaçay Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Harun Özkan, “Hayvanlarımızın otladığı, arılarımızın öz aldığı genel olarak kullanılan bir yer. Köyün tamamen dibinde, köy içme suyu şebekesine bölge 200 metre mesafede. Çok ciddi bir sağlık problemi yaşayacağız. Kimyasallar problem yaratacak” dedi.
Kayseri Pınarbaşı ilçesi içerisinde yer alan Eğrisöğüt ve Aşağı Beyçayır mahalleleri arasına Erciyes Patlayıcı Maddeler Sanayi ve Ticaret A.Ş tarafından patlayıcı madde üretimi ve depolama tesisi yapılması planlanıyor. İddiaya göre proje sahipleri ve destekçilerinin kamuoyuna kasıtlı olarak taraf köylerin bilgi ve onayları olduğu, sürecin tamamlandığı gibi yanlış bilgiler verildiği ifade edildi. Köylüler ihaleden ve sonraki süreçlerden her iki köy halkının da bilgisi olmadığını açıkladı. Konu hakkında açıklama yapan Kayseri Karaçay Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Harun Özkan, “Biz geçen hafta, köyümüzde dinamit fabrikası yapılacağı, buna ilişkin ÇED bilgilendirme toplantısı yapılacağını öğrenerek olaydan haberdar olduk. Önceki aşamalarla ilgili gerek köyümüze gerek tarafımıza hiçbir bilgi verilmedi. Yaptığımız araştırmalarda geçmişte bir ihale yapıldığı söylendi ve bu aşamaya gelindiği söylendi. Geçmişte bir ihale yapıldığı söyleniyor ancak olaya vakıf değiliz. Gerçekten bir ihale yapılıp yapılmadığını bilmiyoruz ama prosedürel anlamda ihale yapıldığı söyleniyor” şeklinde konuştu.
‘HAVAMIZI, TOPRAĞIMIZI KİRLETECEK, NETİCEDE TARIMIMIZI KİRLETECEK’
Fabrika kurulacak yerin mera alanı olduğunu, hayvanların otladığı arıların öz aldığı bir bölge olduğunu dile getiren Özkan, “Şimdi yapılacak tesis, patlayıcı madde tesisi bir kısmında ÇED formunun bir kısmında havai fişekten ve dinamit fabrikasından bahsediliyor. ÇED fabrikası dosyasına göre bizim köyümüze 955 metre mesafede olduğu söyleniyor ama bizim değerlendirmemiz çok daha yakın olduğu şeklinde. Biliyorsunuz dinamit fabrikalarında patlayıcı madde fabrikalarında çok ciddi kimyasallar kullanılıyor. Köyümüz yaklaşık olarak 25 yıl önce resmi statüde orman köyü haline getirildi. Bizim diğer bütün çevremiz orman arazisi sadece burası meramız olarak kaldı. Bunun dışındaki diğer bölgelerimizin tamamı orman yapıldı ve köy halkı kendi tarlalarını meralarını orman yapılsın devlete verdi. Hayvanlarımızın otladığı, arılarımızın öz aldığı genel olarak kullanılan bir yer. Köyün tamamen dibinde, köy içme suyu şebekesine bölge 200 metre mesafede. Çok ciddi bir sağlık problemi yaşayacağız. Kimyasallar problem yaratacak. Neticede burada üretimden kaynaklanan kimyasallar şebeke hattı ile bizim evlerimizde musluklarımızdan akacak. Aynı şekilde Zamantı ırmağına 1,5 – 2 kilometre mesafede, Zamantı ırmağında balıkçılık söz konusu. Bu ırmağın sulaması söz konusu o alanı tamamen öldürecek. Kaldı ki Zamantı ırmağı biliyorsunuz Bahçecik barajına geliyor. Bahçecik barajından sulamanın Ceyhan’a kadar gittiği söyleniyor. Çok büyük bir alanı etkileyen bir durum söz konusu ve çok ciddi kimyasallar söz konusu. Çok büyük kapasitede üretim planlanıyor. Günlük 35 kamyon kadar hammaddenin geleceği bir o kadar da patlayıcının üretilerek sevk edileceği söyleniyor. Havamızı, toprağımızı kirletecek, neticede tarımımızı kirletecek, havadan uçuşacak kimyasallar etkileyecek, toprağa sızan kimyasallar suyumuzu ve toprağımızı zehirleyecek artı her şekilde çevreye zarar verecek. Yani olay sadece bizim köyümüzün veya civar köylerin sorunu değil bölgenin bir sorunu olacak ülkenin bir sorunu olacak. Bu nedenlerle biz karşıyız bu olaya. Biz ve civar köyler burayı mera olarak kullanmaktayız. Bu anlamda da usulsüz ve hukuksuz olduğunu düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
Bütün sivil toplum kuruluşlarından derneklerden STK'lardan tamamından destek beklediklerini belirten Özkan, “Sadece bizim sorunumuz değil tüm bölgemizin çevremizin yerine göre ülkemizin sorunudur. Biz sanayiye yapılacak tesise karşı değiliz. Bunun ilgili yerlerde yapılmasını istiyoruz. Yani Orman köyünde, mera alanına yapılmasına karşıyız. Organize sanayi bölgelerinde, sanayi tesisleri içerisinde yapılmalıdır. Bunun da bilinmesini istiyoruz. Çünkü yanlış yönlendirmeler oluyor medyada. Bu nedenle biz merada, ormanda istemiyoruz. Bunu bu anlamda destek istiyoruz” diye konuştu.
‘TÜRKİYE'DE NEREYE BU FABRİKA YAPMAZSINIZ DERSENİZ BURAYA YAPMAYIZ’
Sivil toplum kuruluşlarıyla ve tüm siyasi partilerle görüştüklerini onlarında kendilerine destek verdiklerini söyleyen Kayseri Karaçay Kültür ve Dayanışma Derneği 2’nci Başkanı Ömer Uğurlu ise şunları söyledi: “Biz bu konunun siyasi bir malzeme olarak kullanılmasını istemiyoruz. Bizim derdimiz suyumuz, toprağımız, havamız bozulmasın. Yani kurulacak milyonlarca kilometrekare yer varken üç köyün ortasında 1800 rakımda arıcılığın müthiş derecede geliştiği, büyükbaş hayvancılığın yapıldığı mis gibi ormanların yanı başında böyle bir tesis hiç uygun değil. Yani köyün etrafını çevirmiş olacak. Bizim çocuklarımız, bizim gençlerimiz gece 12’ye kadar köyde istedikleri gibi geziyorlar, dolaşıyorlar, hiçbir korkumuz yok ama böyle bir şey olduğu zaman günde 35 kamyon kimyasal getirecek, 35 kamyon kimyasal götürecek. Bunun 1800 metre rakımda kurulacak bir tesisin mantığını anlayamadık ve süreçten hiçbir şekilde haberimiz olmadı. Niye haberimiz olmadı? Bir sürü kurum gelmiş buraya rapor tutmuşlar yani gizli saklı iş mi yapılıyor? Köyünün neden haberi yok. Bir de bu gibi durumlarda ihale 20 bin lira gibi yıllık komik bir şeye verilmiş. Ya biz köylü olarak çekirdek çitmezdik o 20 bin lirayı verirdik hayvanlarımız otlardı orada, yani gizli saklı olduğunu düşünüyoruz. Milli Emlak Genel Müdürlüğünün bu durumdan haberi yok. Onlarla da görüştük bu durumdan haberleri yok. Perde arkasındaki isimler söylüyorlar onların tamamıyla görüştük bizim hiçbir alakamız yok diyorlar. Ankara'da Erciyes Patlayıcı Madde diye beş kişilik bir şirket kurulmuş yer olarak da burası seçilmiş ama en uygun olmayan yer. Türkiye'de nereye bu fabrika yapmazsınız derseniz buraya yapmayız. Çünkü bu rakımda bu mera alanında böyle bir fabrikanın uygun olduğunu düşünmüyorum. Bir de neden ihale sürecinde köylünün haberi olmadı. Şu an fabrika yöneticiler bizimle görüşmek istiyor. Kardeşim bu işi yaparken gelecektiniz bizimle görüşecektiniz ihaleye girerken bizimle görüşecektiniz siz her şeyi hazırlamışsınız kurumlardan raporlar almışsınız formalite icabı yani bu ÇED raporu formalite bunu yapmazlarsa halkı bilgilendirmezlerse işlemler başlamayacak formalite icabı bu ÇED yayınını ilanını girdikten sonra bizim haberimiz oluyor ama biz bunun formalite olmadığını formalite olmayacağını inşallah salı günü kanunlar çerçevesinde göstereceğimiz tepkiyle herkes görecek. Tek bir köylü dahi evet derse tamam diyeceğiz ama köyde tek bir köylü dahi bu duruma evet demiyor demeyecek. Yani o fabrikanın oraya yapılması bizim açımızdan mümkün görülmüyor. O yüzden insanlar parasıyla mutlu olmak ister. İnsan parasıyla huzur bulmak ister ama bu şirketi yapan arkadaşlarımız paralarıyla etrafa mutsuzluk saçacaklar, huzursuzluk saçacaklar, kendileri de huzursuz olacaklar. Bunlara gerek olmadığını düşünüyorum."
0 Yorum:
Yorum Bırakın