Yükleniyor
Yükleniyor
SSB Başkanı İsmail Demir, HAVELSAN'da basın yayın kuruluşlarının temsilcileri ile bir araya gelerek, savunma sanayinde 2022 hedeflerini anlattı. Demir, "Yerli ve milli savunma sanayindeki dik duruş ve kararlılık, ambargolara karşı da kendi projelerimizi hızlandırdı. Türk savunma sanayi bugün başkanlığımız koordinasyonunda tasarımdan seri üretime, Ar-Ge ve inovasyondan sanayileşmeye, yürüttüğü proje faaliyetleriyle tüm güvenlik birimlerimizin ihtiyaçlarını, yerli ve milli imkanlarla en etkin biçimde karşılamak için çalışmalarını sürdürüyor. SSB, harekat sahasında ortaya çıkan ihtiyaçları karşılamak için yürüttüğü projelerde bir yandan teknolojik ilerlemeleri yakından takip etmekte, diğer taraftan ülkemiz sanayisinin geliştirilmesi yönünde faaliyetlerini sürdürmektedir" diye konuştu.
'İHRAÇ EDİLEN ÜREN ÇEŞİDİ 228’E ÇIKTI’
İsmail Demir, 3 milyar 224 milyon dolarlık rekor ihracat tutarına ulaşıldığını kaydederek, "Sektörümüz bugün 1500'e yakın firma ve 80 bin kişilik çalışanıyla ülkemiz ekonomisine en yüksek katkıyı veren sektörlerden biri haline geldi. Bu kapsamda yürütülen 750'yi aşkın sayıda proje ve diğer ilgili faaliyetlerin sonucunda yıllık 10 milyar dolar sektör cirosu ve yıllık 3 milyar 224 milyon dolarlık rekor ihracat tutarına ulaşıldı. Yerli ve milli ürünler, güvenlik güçlerimizin terörle mücadele operasyonlarında, yurt içi ve yurt dışındaki harekatlarında başarıyla kullanıldı. Dost ve müttefik ülkelerimizin envanterlerinde yerlerini alan ürünler, dünyanın dört bir yanına ihraç edilirken, özellikle Türk SİHA'larının oyun değiştiren konsepti dünyanın da gündemine girdi. Savunma sanayi ürünlerimizi ihraç ettiğimiz ülke sayısı 170'e, İHA ve SİHA’lar, kara araçları, deniz platformları başta olmak üzere ihraç edilen ürün çeşidi 228'e çıktı" dedi.
'40 HEDEFİN YÜZDE 80'İNİ GERÇEKLEŞTİRDİK'
Covid-19 salgının etkisinin devam ettiği, çeşitli gizli-açık ambargoların daha da arttığı yıl olmasına rağmen geçen sene hedeflerine büyük oranda ulaştıklarını vurgulayan Demir, "40 hedefimizin yüzde 80'ini gerçekleştirdik. Karada, havada, denizde, siber alanda güvenlik güçlerimizin ihtiyaçlarını yerli ve milli olarak karşılamak için yeni teslimatlar gerçekleştirdik ve yeni projelere başladık. Platform üretiminden hava savunma sistemlerine; silah, mühimmat ve füze üretimlerinden elektronik harp ve radar sistemlerine, haberleşme ve bilgi teknolojilerinden motor sistemlerine, askeri ekipman ve teçhizat üretiminden Ar-Ge ve eğitim faaliyetlerine kadar olmamız gereken her alanda hiçbir boşluk bırakmadan çalıştık" diye konuştu.
'MİLLİ MUHARİP UÇAKTA PARÇA ÜRETİMİNE BAŞLADIK'
İsmail Demir, Akıncı TİHA ve AKSUNGUR SİHA'nın ilk teslimatlarını güvenlik güçlerine yaptıklarını kaydederek, "İnsansız hava araçlarında artık dünyanın en iyi ürünlerini üretir ve kullanır hale geldik. ANADOLU gemimizde kullanacağımız Bayraktar TB3 SİHA projesi başlatıldı. Milli Muharip Uçak projemizde parça üretimlerine başladık, son teknolojiyle donattığımız mühendislik merkezimizi projede çalışacak 2300 mühendisimizin hizmetine aldık. Türkiye’nin uzay programına en büyük katkıyı savunma sanayi sektörümüz veriyor. Geçtiğimiz yıl da GÖKTÜRK-1 uydumuzun yenilemesine dair projeyi başlattık. 2021, hava savunmada gerçekten önemli bir atılım yaşadığımız bir yıl oldu. Hem Hisar A+ hem de Hisar O+ sistemlerimizi tüm unsurlarıyla TSK’ya teslim ettik. Uzun menzilli hava savunma sistemimiz SİPER'in test atışlarını başarıyla gerçekleştirdik, süreci devam ediyor. ATMACA deniz füzemizi ve AKYA eğitim torpidomuzu ilk kez teslim ettik. Makineli Tüfek PMT 7.62'nin ilk teslimatlarını gerçekleştirdik. Test ve eğitim gemimiz UFUK hizmete girdi. İlk 'İ' sınıfı fırkateynimiz TCG İstanbul Gemisini denize indirdik" dedi.
'2021'DE İLK KEZ YAŞADIK'
Demir, insansız sistemlere ayrı parantez açmak istediğini vurgulayarak, "İHA’larda edindiğimiz tecrübeyi uygulamaya çalıştığımız insansız deniz ve kara araçlarında yeni sistemlerin geliştiğini, hatta bazılarının kullanıma sunulduğunu 2021 yılında ilk kez yaşadık. Elektronik harpte yeni sistemleri devreye aldık. SANCAK, VURAL, ILGAR gibi çeşitli özellikte elektronik taarruz sistemleri artık TSK’nın kullanımında. Motor projelerimizde de kritik safhaları başarıyla geçtik. 1000 beygir gücündeki ilk motor ve ilk çapraz tahrikli transmisyonumuz UTKU’nun çalıştırması başarılı şekilde gerçekleşti. 1500 beygir gücündeki ilk motorumuz BATU’nun ateşlemesi başarılı şekilde gerçekleşti. Yeni turbojet motoru ARAT projemizi başlattık" diye konuştu.
2022 HEDEFLERİ
İsmail Demir, 2022'de özgün helikopter GÖKBEY'in ilk teslimatlarını Jandarma Genel Komutanlığı'na gerçekleştireceklerini belirterek, "Jet eğitim ve hafif taarruz uçağı HÜRJET hangardan çıkacak ve yer testleri başlayacak. Mini İHA-D sistemleri ve mühimmat bırakan mini İHA BOYGA’lar ilk kez kullanıma girecek. Kısa pistli gemilere iniş kalkış yapabilecek Bayraktar TB3 SİHA ilk uçuşunu yapacak. Son A400M uçağının teslimatı yapılarak, 10 uçaklık A400M filomuz tamamlanacak. Hava - Hava Füzesi (Göktuğ) projesi kapsamında BOZDOĞAN görüş içi füzeler ve GÖKDOĞAN görüş ötesi füzelerin ilk teslimatlarını yapacağız. Gökdeniz Yakın Hava Savunma Sistemi ilk kez İstanbul fırkateynine entegre edilecek. SUNGUR portatif hava savunma füzelerinin ilk teslimatlarını gerçekleştireceğiz. KARAOK füzemiz ilk kez envantere girecek. PARS 6x6 mayına karşı korumalı araçlar ve zırhlı amfibi hücum aracı ZAHA’nın ilk teslimatını yapacağız. Modernize edilmiş ve insansız silah kulesi entegre edilmiş ilk zırhlı muharebe aracı ZMA'yı teslim edeceğiz. M60T tanklarındaki atış kontrol sistemlerinin yerli ve milli Volkan-M sistemiyle yenilenmesine başlayacağız" dedi.
YENİ İNSANSIZ DENİZ ARAÇLARI GELİYOR
Çeşitli sınıflarda muhtelif tip ve özelliklerde yeni insansız kara araçlarını geliştirme ve teslimatlarını yapacaklarını kaydeden Demir, şöyle konuştu:
"Türk Tipi Hücum Botu Projesi (TTHB) kapsamında prototip geminin inşasına yönelik süreci başlatacağız. Çok amaçlı amfibi hücum gemisi ANADOLU'ya Bayraktar TB3 SİHA entegrasyonu çalışmalarına başlayacağız. Yeni Tip Denizaltı Projesinde 2’nci denizaltıyı havuza çekeceğiz. Yeni insansız deniz araçları projeleri başlatacağız. SOM ve ATMACA füzelerinde kullanılacak KTJ3200 turbojet motorunu artık teslim edeceğiz. Turboşaft motorların testlerinin yapılacağı 'test altyapısı' hizmete girecek. Elektronik harp ve radarda çok fazla yeni sistemin devreye gireceği bir yıl olmasını bekliyoruz. Erken İhbar Radar Sistemi, Alçak İrtifa Radar Sistemi, Taşınabilir Elektronik Taarruz Sistemleri gibi sistemler güvenlik güçlerimizin kullanımına sunulacak. Ayrıca İnsansız Hava Araçlarında Kullanılacak Elektronik Harp Sistemlerinin Geliştirilmesi-İHASOJ Projesini başlatacağız. Haberleşme ve bilgi teknolojileri, siber güvenlik, çeşitli alanlarda ARGE projelerimizi başlatacağız. Endüstriyel Yetkinlik Değerlendirme ve Destekleme Programı (EYDEP) kapsamında 200’ü aşkın firmayı desteklemeyi hedefliyoruz. 8 uluslararası savunma sanayi fuarına katılım gerçekleştireceğiz."
'İLİŞKİLERİMİZİN KRİZDEN ETKİLENMEMESİNE ÇALIŞIYORUZ'
İsmail Demir, Rusya ile Ukrayna arasındaki gelişmelerin Türkiye ile iş birliğine etkisine ilişkin "Risk yönetimimiz var. Sırf son olaylardan dolayı değil, genelde savunma sanayi projelerinde sürekli risk analizi yapıp tek kaynağa bağımlı kalmamak üzere politika geliştirdiğimizi bildirmek isterim. Projelerde riskleri hesaplayıp, alternatif kaynaklar oluşturmak üzere ve sadece alternatif kaynak değil, yerli ürün konusunda hızlıca adım atıp, yerli ürünleri hayata geçirmek için faaliyetlerimiz var. Ukrayna ile ilişkiler uzun süredir devam ediyor. Son zamanlardaki krizlerden bağımsız süren ilişkiler. Rusya ile de ilişkilerimiz var. İlişkilerimizin krizden etkilenmemesine çalışıyoruz. Ülkeler bu anlamda kendi ticaretlerini yapmakta serbestler. Bu Rusya için de Ukrayna için de Türkiye için de doğru. Bugün çeşitli harekatlarda karşımıza hasımlar tarafından çıkartılan silahlara bakıldığında muhtelif ülkelerden ürünler görebiliyoruz. Bunlar da doğrudan soruna sebep olmuyor, masada görüşülebiliyor" dedi.
'OYALAMA TAKTİĞİNE GİDİLEN BİR DURUM VAR'
Savunma sanayinde uygulanan gizli ambargolara ilişkin soru üzerine Demir, "Çok açık olarak 'Türkiye'ye ambargo koyduk, ilan ettik' diyen ülke sayısı çok fazla değil. İstediğiniz her üründe, özellikle ihraç etme aşamasına geldiğiniz ürünler için ihraç izinlerinin bekletildiğini, uzun değerlendirme sürecine girdiğini görüyorsunuz. ALTAY Tankı motoru meselesinde resmen ret cevabı almış değil Türkiye; ama değerlendirme süreci 5-6 yıldır devam eden bir konudan bahsediyoruz. Ambargo değil, değerlendirme süreci uzun süren, bir anlamda oyalama taktiğine gidilen bir durum var. Bazı şirketlere ürün göndermeme durumu olabiliyor. Bunun çözümü yerli alternatifler. Stratejik konularda yabancı bağımlılığını kabul etmiyoruz, etmemeye de devam ediyoruz" yanıtını verdi.
'F-16’DA İLK HABERLER OLUMLU'
İsmail Demir, ABD ile F-16 sürecine ilişkin de "F-16 görüşmelerine CAATSA yaptırıma tabi tutulduğumuz için SSB ve şahsım devre dışıyız. O sistemde yokuz. O görüşmelerde ilk haberler olumlu sinyaller verildiği noktasında. Nihai olay kongreye gideceğini düşünürsek, beklentiyi dengede tutmalıyız. SSB olarak görüşümüz F16 modernizasyon işlemlerinin Türkiye’de çok hızlı devreye alındığını, yetkinliğimizin ileri olduğunu belirtip, hızla projeleri yürüttüğümüzü belirtmek isterim. Elimizdeki F-16’ların kabiliyetleri yetkin hale gelmeye hazır, teknoloji eksikliğimiz yok" diye konuştu. Demir, Pakistan’ın ATAK helikopterinde Çin’e yönleneceği yönündeki iddialara ilişkin, "Pakistan makamlarının ciddi arzu ve talepleri var" dedi.
Demir, soru üzerine Ege'de güç dengesinin her zaman Türkiye lehine olacağını da kaydetti.
’60 YILDA GELİNEN NOKTAYI BİZ 6 YILDA ALMAYA ÇALIŞIYORUZ’
İsmail Demir, ATAK helikopterinin yerli olmamasının eleştirilmesiyle ilgili ise "Motor projeleri yeni başlatıldı. Tarihçeler çok eski değil. Dünya bunları 60-80 yıldır olgunlaştırarak bir yere getirdi. Biz 60 yılda gelinen noktayı 6 yılda almaya çalışıyoruz. Bu konuda malzeme ve teknolojik kütüphanesi gerekiyor. Araştırma yaparak, çeşitli testler yaparak, onlarca çeşit malzeme, sıcaklık, parametre oluşturmak gerekiyor. 'Sabır' diyoruz. Bu konuda bir an önce çeşitli motorların devrede olduğunu görmek isteriz. Yine de bunu bahane olarak söylemek istemiyorum; ama ‘ülkemizde bilgi, birikim, tecrübe, seviyesi nedir’ sormanız gerek. Hiç uçak yapmamış ülkesin. İlk defa pervaneli HÜRKUŞ yapmışsınız. İki jet motoru devreye almaya çalışıyorsun. Buradaki iddianın seviyesine bakarsanız, mevcut teknoloji birikime bakınca çıtanın yüksek olduğunu görmek gerekiyor. Bunlar bahane değil hedefin ne kadar büyük olduğunu görmek gerekiyor. İnşallah ATAK helikopterinin motorunu ikame edecek testleri başlattık. Dünyadaki örneklere baktığınızda havacılıkta kullanılacak motorun test süreci 3-4 yıl. Bunları görünce biraz sabır diyoruz" diye konuştu.
'BAŞTAN İKİ SİSTEM KONUŞTUK'
İsmail Demir, S-400 sürecine ilişkin de "S-400 ikinci sistem görüşmelerinin uzun sürmesinin sebebi bu konuda karşı tarafın ketumluğu ve aşmak için yaptığımız manevra ve görüşmeler. Bu uzun süre aldı ve bu ilişki çerçevesinde biz belirli aşamaları kat edebileceğimize inandığımız çerçeve için çalıştık. Çizebildiğimiz noktaya geldiğine inanıyorum. Biz ilk günden beri masaya iki parti için oturduk. Baştan iki sistem konuştuk. F-16 modernizasyonunda Türkiye’nin iyi noktada olduğunu söylüyorum. Ondan sonrası ihtiyaç makamlarının planlaması ile ilgili alternatiflerdir. Ortaya sunulan alternatiflerin talep edilmesi durumunda SSB, proje ile ilgili elimizden gelen her türlü aksiyonu alıp harekete geçebilir. F-35 programının uzun vadede bize bazı kazanımları vardı. Bunlar ortadan kalktı tabi; ama masadan bunları kaldırmayacağız. Bu devam edecek. O açıdan F-35 konusunda Türkiye’nin tek taraflı çıkartılmayacağını söyledik. Bunun anlaşma hükümlerince yapılması mümkün değil. Müzakereler devam edecek" dedi.
0 Yorum:
Yorum Bırakın