Yükleniyor
Yükleniyor
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, '22 Mart Dünya Su Günü' nedeniyle Cumhurbaşkanlığı Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen törene katılarak burada bir konuşma yaptı. Dünya Su Günü'nü, 325 tesisin toplu açılış töreniyle, anlamına yakışır bir şekilde karşılamanın mutluluğunu yaşadıklarını belirten Oktay, "Yatırım bedeli 4 milyar 618 milyon lira olan bu 325 eserin ülkemize, şehirlerimize, çiftçilerimize hayırlı olmasını diliyorum. Bu 325 yatırım; 80 milyon metreküpe yakın su depolayarak, şehirlerimize yıllık 83 milyon metreküp içme suyu sağlayarak, yaklaşık 190 bin hektar araziyi sulayarak, 764 bin dekar araziyi toplulaştırarak, ekonomimize yılda 300 milyon liraya yakın fazladan katkı sağlayacaktır" dedi.
'BİR PARÇA RAHAT NEFES ALACAĞIZ'
Bu yılki Dünya Su Günü programlarının 'Yer altı suyunu görünür kılmak' temasıyla yapılmasını anlamlı bulduğunu söyleyen Oktay, "Yer altı suları, belki de gözden ırak olduğu için, sınırsız bir kaynak gibi kabul ediliyor. Halbuki yer altı sularının tabii dengesi de, tıpkı yer üstü suları gibi, bilinçsiz kullanım sebebiyle hızla bozulmaktadır. Kuraklık, yer üstü sularında olduğu gibi, yer altı sularında da ciddi azalmalara yol açmıştır. Konya başta olmak üzere bazı şehirlerimizde sayıları giderek artan devasa obruklar, yer altı sularındaki çekilmenin somut işaretleridir. Hamdolsun bu yıl kar yağışı bol, kar yılı var yılıdır. Bu nedenle bir parça rahat nefes alacağız ama kuraklık tehdidinin genel olarak hala en önemli sorunlarımız arasında yer almayı sürdürdüğünü unutmamalıyız" diye konuştu.
'44 İLİMİZ SUSUZ KALMA TEHLİKESİYLE KARŞI KARŞIYA GELECEKTİ'
Türkiye'nin kuraklık dönemini, tarımsal sulamada ve içme suyunda çok büyük krizlerle karşılaşmadan geçirebilmesinin gerisinde, son 20 yılda yaptıkları yatırımların olduğunu vurgulayan Oktay, "Su alanında 300 milyar liraya yakın bir yatırımla 9 bin 189 tesisi hizmete açtık. Sadece barajlarda, Cumhuriyet tarihinde yapılanların tamamını ikiye katlayarak, toplamda 47 milyon metreküp su depoladığımız 654 yeni barajı ülkemize kazandırdık. Hizmete açtığımız 605 yeni hidroelektrik santraliyle de, elektrik üretim kapasitemize 109 milyar kilovatsaatlik ilave yaptık. Ülkemizdeki tüm şehirlerin içme suyu meselesini teker teker masaya yatırdık. Sadece bu kapsamda 286 adet içme suyu ve 24 adet atık su tesisini tamamlayıp hizmete açarak, 49 milyon vatandaşımıza yıllık 2,9 milyar metreküp içme ve kullanma suyu temin ettik. Şayet bu yatırımları yapmamış olsaydık, kurak geçen son yıllarda 44 ilimiz tamamen susuz kalma tehlikesiyle karşı karşıya gelecekti" dedi.
'ÇÖZÜME GELİNCE BALON GİBİ SÖNÜYORLAR'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın her fırsatta kendilerinin siyasetinin 'eser ve hizmet siyaseti' olduğunu vurguladığını söyleyen Oktay, "Üzerine basa basa her fırsatta bunu söyler. Dikkat ederseniz, muhalefet cenahından her gün biri çıkıyor; çiftçilerimizle, üreticilerimizle ilgili pek çok şey söylüyor, söylemeye de devam edecekler. Biz bu açılışı yaparken de söylemeye devam edecekler. Söylediklerinin gerçi yarısı yanlış, yarısı yalan, ama biz işin bu tarafını çok da önemsemiyoruz. Bizim baktığımız taraf, çiftçimizin derdine derman olacak hangi teklifi getirdikleri, üreticilerimizin hangi şikayetine hangi çözümü önerdikleridir. Böyle bir şey yapmaları da mümkün değil. Böyle de bir niyetleri yok zaten. Lafa gelince gürültü çıkaranlar; sıra çözüme, projeye, programa gelince balon gibi sönüyorlar. Bizim muhalefetin yaptığı da bu. Biz ise 20 yıldır her alanda eserlerimizle, hizmetlerimizle, projelerimizle varız, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde var olmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
'KÖPRÜLERİ BARAJLARI KÖTÜLEMENİN DERDİNDELER'
Cuma günü Cumhuriyetin en prestijli yatırım projelerinden 1915 Çanakkale Köprüsü'nün açılışını yaptıklarını hatırlatan Oktay, "Bundan gurur duyarsınız. Yaklaşık 140 yıllık bir hayalin gerçekleşmesi olan bu köprü, hem şehitlerimize vefamızın, hem ülkemizin kalkınmasının, büyümesinin, gelişmesinin sembolüdür. Bununla gurur duyarsınız. Ama inanın, Kılıçdaroğlu başta olmak üzere bugün mesailerinin büyük bir bölümünü laf üretmekle geçiriyorlar. Bu köprülerin, bu barajların yapılmasından gurur duymak yerine, nasıl bunları kötüleyebiliriz derdiler. Biz çıkar açıklarız, bozuk plak gibi çalmaya devam ederler. Meydanlarda açıklar Cumhurbaşkanımız, bizler açıklarız, bozuk plak gibi tekrarlamaya devam ederler. Çünkü kulakları var duymazlar, gözleri var görmezler, dilleri var söylemezler. Beklenen o zaten" diye konuştu.
'ÖNCELİĞİMİZ KENDİ ÜRETİMİMİZİ ARTIRMAK'
Ukrayna-Rusya savaşının yol açtığı bölgesel güvenlik krizi ve beraberinde gelen yaptırım uygulamalarının sadece enerji ve maden piyasalarını alt-üst etmekle kalmadığını, bu krizin aynı zamanda, buğday ve ayçiçeği gibi temel gıda maddelerinin temininde açtığı belirsizlik sebebiyle, gıda sektörünün de etkilendiğini kaydeden Oktay, "Çünkü, dünyanın buğday ihtiyacının neredeyse 3'te biri bu iki ülke tarafından karşılanıyordu. Bizim tahıl üretimimiz, vatandaşlarımızın ihtiyacını karşılamaya rahatça yetecek düzeydedir. Aynı zamanda yine bu krizde aldığımız rol münasebetiyle de yine Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, tedarikte herhangi bir sıkıntımız, tıkanıklığın olmadığını hepimizin malumu. Ama ülkemiz aynı zamanda, un ve makarna başta olmak üzere pek çok üründe, dünyanın önde gelen gıda ihracatçılarından biridir. Yani, dışarıdan aldığımız buğdayı, yağı, şekeri ve benzeri ürünleri ülkemizdeki fabrikalarda işleyerek, dünyanın dört bir yanına ihraç ediyoruz, satıyoruz. Bölgemizde yaşanan krizin yol açtığı belirsizlik, ister istemez bizi de yeni kaynaklar aramaya, yeni tedbirler geliştirmeye itiyor. Bu konuda önceliğimiz elbette kendi üretimimizi artırmaktır. Üretim artışının yolu da tarımsal sulamayı yaygınlaştırmadan geçiyor" dedi.
'5 BİN 64 PERSONEL ALINACAK'
Oktay, halen devam eden pek çok büyük tarımsal projeyle, felaket kapılarına dayanmadan çözüm üretecek bir planlama içinde olduklarını söyleyerek, "Geçtiğimiz yıl yaşadığımız büyük orman yangınları ve sel felaketlerinden çıkardığımız dersler ışığında, kurumlarımızın insan ve araç altyapılarını güçlendiriyoruz. Bugün bu çerçevede atacağımız yeni bir adımın müjdesini de sizlerle paylaşmak istiyorum. Tarım ve Orman Bakanlığımızın taşra teşkilatlarında, Orman Genel Müdürlüğü ve Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü emrinde görev yapmak üzere toplam 5 bin 64 personel alımı yapılacaktır. Mühendis, veteriner hekim, pilot, orman muhafaza memuru, laborant, biyolog, sağlık teknikeri, güvenlik görevlisi gibi kadrolarda istihdam edilmek üzere alınacak bu personellerimizin Bakanlığımıza ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum" ifadelerini kullandı.
0 Yorum:
Yorum Bırakın