Yükleniyor
Yükleniyor
Evlilik birliğinde kadın-erkek fark etmeksizin eşlerin giyim tarzına müdahale etmenin boşanma sebepleri arasında olduğunu belirten hukukçu Ahmet Can Serin, “Bahsi geçen kararda evlilik birliği sürecinde baskın bir karakter olan eşin sürekli kendi düşüncelerini dikte etmeye çalışması, eşi üzerinde baskı kurmaya çalışması, eşinin giyim tarzına, gideceği toplantılara ve görüşeceği kişilere müdahalelerde bulunması, eşini kısıtlamaya çalışması gibi davranışlar bir bütün halinde değerlendirilmiş ve bunun sonucunda kusur atfında bulunulmuştur”dedi.
Toplumda yalnızca erkekler tarafından kadınlara yönelik giyim tarzına müdahale uygulandığı düşünülse de bilinenin aksine kadın eş tarafından gerçekleştirilen eylemin de kusurlu bir davranış olduğu belirtilmiştir. Böylece evlilik birliğinde eşlerin birbirinin giyim tarzına müdahale etmesi boşanma sebepleri arasında yer alır.
‘EŞE KARŞI SOSYAL VE PSİKOLOJİK ŞİDDET SEBEBİDİR’
Bu tür davranışların eşe karşı sosyal ve psikolojik şiddet olarak nitelendirildiğini belirten Hukukçu Ahmet Can Serin yapmış olduğu açıklamada, “Emsal oluşturabilecek nitelikte bir karara imza atan Yargıtay, ilgili kararla eşinin giyim tarzına müdahale eden kadın eşin boşanma konusunda ağır kusurlu olduğunu hükme bağladı. Toplumumuzda her ne kadar sadece erkekler tarafından kadınlara yönelik bu yönlü baskı uygulandığı düşünülse de ilgili kararla kadın eş tarafından gerçekleştirilen eylemin de kusurlu bir davranış olduğu sabit olmuştur. En nihayetinde kadın erkek ayrımı olmaksızın bu yönlü bir müdahale karşısında Yargıtay’ın yaklaşımının net olduğunu söyleyebiliriz. Tabi ki bu karara dayanarak eşinin giyim tarzına müdahale eden eşin sadece bu sebeple kusurlu olacağını düşüncesi de hatalı bir söylem olacaktır.
Bahsi geçen kararda evlilik birliği sürecinde baskın bir karakter olan eşin sürekli kendi düşüncelerini dikte etmeye çalışması, eşi üzerinde baskı kurmaya çalışması, eşinin giyim tarzına, gideceği toplantılara ve görüşeceği kişilere müdahalelerde bulunması, eşini kısıtlamaya çalışması gibi davranışlar bir bütün halinde değerlendirilmiş ve bunun sonucunda kusur atfında bulunulmuştur. Tüm bu davranışları eşe karşı sosyal şiddet ve psikolojik baskı olarak yorumlayan Yargıtay, ilgili davranışları gerçekleştiren eşlerin, kanunun evlilik birliği açısından taraflara yüklediği sorumluluk ve sınırlara aykırı davranmış sayılacağını hükme bağlamıştır. Gerek medeni kanundan gerek Yargıtay’ın emsal teşkil eden kararından da anlaşılacağı üzere; kanunla eşlere yüklenen eşit sorumlulukların kanunda kalmadığını ve Yargıtay’ın uyguladığını rahatlıkla söyleyebiliriz” diye konuştu.
0 Yorum:
Yorum Bırakın