Yükleniyor
Yükleniyor
Binanın hukuka, projeye, planlamaya aykırı olarak yapıldığını anlatan Kayseri Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Şükrü Karatepe, “O binanın tamamının 2 katı kadarınca fazla inşaat kullanıldığı açığa çıktı. Bunun yıkılması için belediye encümen kararı aldı. Kendilerine ‘yıkın’ diye tebliğ verdik. Ancak onlar yıkmayınca belediye kendisi ihale yaparak binanın iki katını yıktık” açıklamasını yaptı.
6 Şubat'ta Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde 7,7 ve 7,6 büyüklüğünde meydana gelen depremler Kayseri’de de şiddetli şekilde hissedildi. Kent genelinde 121 yapıda ağır hasar oluşurken, Kocasinan ilçesi Gevhernesibe Mahallesi’nde bulunan ve hasar aldığı için yıkılmasına karar verilen 12 katlı binanın yıkım işlemi ise devam ediyor. Kayseri Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Şükrü Karatepe, depremde hasar gören binanın hukuka, projeye ve planlamaya aykırı olarak yapıldığını anlattı.
KayseRadar ve Radyo Radar’dan canlı olarak yayınlanan ‘Konuşacaklarımız Var’ programına telefonla bağlanan Karatepe, sunucular Salih Zeki Çetin ve Melih Kamış’ın sorularını cevapladı. Söz konusu binanın kendi belediye başkanlığı döneminde gündem olduğunu anımsatan Karatepe, “O binanın bizim belediye başkanlığımda, benim hayatımda, Bekir Yıldız’ın da hayatında, belediye başkanlığında çok önemli bir yeri var. Biz aday olduğumuzda şehir merkezini dolaşırken o bölgeden geçiyorduk. O zamanlar henüz Mimar Sinan Parkı tamamlanmamıştı, yapılma aşamasındaydı. Bir bina gördüm hemen saydım 14 katlı, kat önemli ama o kadar geniş bir alanı kaplıyor ki taban alanı çok geniş bir bina, çok çirkin bir bina orada duruyor. Oradan benim hafızamda kaldı. Sonrasında belediye başkanı olduktan sonra binayı incelettik, yapılan incelemede binanın mimari projeye, planlamaya daha doğrusu hukuka aykırı olduğu ortaya çıktı. Bu aykırılıktan en fazla göze batanı ise belediyeye verilen mimari projede bina dördüncü kata kadar iş merkezi, 4’üncü kattan sonra yukarıya doğru çıkan 10 katlık bölümün içeriye çekilerek yapılması gerekiyordu. Yani dükkan katları aynı hizada 4 kat bittikten sonra bina 3 tarafından içeri çekilecek ve kule yukarı doğru daha ince şekilde uzayacak. Ama öyle yapılmamış, aksine 4’üncü kattan sonra bir miktar da çıkma yapılmış dışarıya doğru. Böyle olunca da fazla inşaat kullanılmış. Hukuki olarak belediyelerin kabul ettiği standartlara göre ne kadar inşaat yapması gerektiği hesap edildiğinde hukuken hakları olmadığı halde o binanın tamamının 2 katı kadarınca fazla inşaat kullanıldığı açığa çıktı. Bunun yıkılması için belediye encümen kararı aldı. Kendilerine ‘yıkın’ diye tebliğ verdik, onlar yıkmayınca belediye kendisi ihale yaparak binanın iki katını yıktık” şeklinde konuştu.
‘BU BİNANIN YAPILMAMASI GEREKİYORDU’
Bu durumun Türkiye tarihinde yapılan ilklerden biri olduğunu dile getiren Karatepe, “Bu Türkiye tarihinde yapılan ilklerden birisi. Bu durumlarda Türkiye’de genellikle şunlar oluyordu; bunları yapan arsa sahipleri veya müteahhitler sürekli seçimleri kolluyor, seçim döneminde kazanma ihtimali olan adayların çevresinde toplanıyorlar, onlara bir miktar katkıda bulunuyorlardı. Eğer aileleri genişse onlara destek verdiklerini söylüyorlardı. Neticede seçimden sonra kazanan belediye başkanının yanına gidiyorlar, bedeli ödeniyor ve daha sonra binalar meşrulaştırılıyor, ruhsatlarını alıyorlardı. Biz ise şunu yaptık, 1994 yılında seçim konuşmalarımıza başladığımızda, Bekir Yıldız ve Mehmet Özhaseki bu göreve başladığımız da dedik ki biz bundan sonra bu şehirde gecekonduya, kaçak yapılaşmaya ve hukuka aykırı yapılara izin vermeyeceğiz. Hukuka aykırı bina yapanlar bizi de denediler, geldiler, gittiler, konuşmaya çalıştılar, imar yollu bu bedelinin, karşılığının ödeneceğini söylediler, aracı koydular ama katiyen bunlara pabuç bırakmadık. Çünkü millete söz vermiştik meydanlarda. Yani birinin çıkıp başlatması gerekiyordu ve biz bunu başlatarak o binayı yıktık. Gerçekten o bina utanç verici bir bina. İsmiyle, bulunduğu yer itibariyle utanç verici bir bina. Mimar Sinan parkının köşesinde Mimar Sinan buradan inciniyor. Mimar Sinan’ın şehrimizde ki tek eseri Kurşunlu Cami, ayakta kalan tek eseri biblo gibi orada duruyor. Onun yanında bu bina gördüğünüz gibi sadece miktar olarak hukuka aykırı değilmiş, statik yapısında da sıkıntı varmış. Çürükmüş bina bugün o da belli oldu. Kimsenin evinin, barkının, dükkanının yıkılmasına gönlümüz razı olmaz ama bunun olması gerekiyordu. Bu doğru bir gelişme. Bu binanın yapılmaması gerekiyordu. Yapıldıktan sonra biz elimizden geldiğince iki katını kestik. O gün onu yapabilirdik, başka yapamazdık” ifadelerini kullandı.
‘KAYSERİ’DE YÜKSEK KATLI AĞIR BİNA YAPMAMAMIZ GEREKİYOR’
Kayseri’nin zemininin yumuşak toprak olduğunu bu yüzden yüksek katlı ağır bina yapılmaması gerektiğini belirten Karatepe, “Bugün binanın yıkılıyor olmasından çok fazla üzüntü duymadım. Maraş ve çevresinde yaşanan deprem sınır vilayet olduğumuz için bize de tesir etmiş, o binayı da hasarlı hale getirmiş ve bina yıkılıyor. Bu örnek olsun Kayseri’de bunun fazla örneği yoktur. Her şeye rağmen Türkiye’mizde bizim şehrimiz Kayseri’de bu işlere çok riayet eder. Hemşerilere, inşaatçılara, yeni belediyelere şunu ifade etmek lazım, Kayseri’nin tabanı yumuşak topraktır. Biz hiçbir yerde hele merkezde taşları kazarak, sert zemin bularak inşaat yapmıyoruz. Nereye kadar gitseniz kepçeyle kazarsınız. Yani yumuşak topraktır. Yumuşak toprak üzerine yapıldığı için son dönemde anladık ki eriyormuş, zemin erimesi oluyor. Toprak eriyor. Dolayısıyla bizim Kayseri’de yüksek katlı ağır bina yapmamız gerekiyor. Daha orta katlı bina yapılması gerekiyor. Biz o zaman o binanın iki katını kesmeseydik bina çökebilirdi. O kadar insanın canı tehlikeye girerdi” diye konuştu.
Kayseri’de hasar alan yapıların da karşılanması için çalışma yaptıklarını ifade eden Karatepe, şunları söyledi: “Kayseri ile ilgili girişimlerimiz olarak. Kayseri’de hasara uğrayan evlerin de ödenmesi lazım. Onlarda depremden zarar görüyor. Onunla ilgili bir girişimizim olacak. Özellikle Sarız ile ilgili, belki Sarız’ın olağanüstü hal kapsamına alınıp alınmaması gibi durum tartışılıyor. Sarız’da hasar çok o yüzden özel Sarız için işlem yapılacak. Kayseri’dekiler için de biz zararın karşılanması gerekir diyoruz. Deprem bölgesinde ki vatandaşların karşılandığına göre ve bu zararların depremden meydana geldiğine göre, insan kusuru değil, afet kusuru dolayısıyla afet hukukunun Kayseri’de de uygulanması gerekir.”
0 Yorum:
Yorum Bırakın