Yükleniyor
Yükleniyor
Hayatımızın sağlıklı bir şekilde devam etmesi için spor vazgeçilmez bir aktivite. Son zamanlarda özellikle amatör sporcularda sıkça rastlanılan kalp krizi, ölümle sonuçlanabiliyor. Spor müsabakasına başlamadan önce bireyin doktor kontrolünden geçmesini söyleyen Kardiyoloji Uzmanı Doç. Doktor Bahadır Şarlı, “Spor sağlımız ve sosyal hayatımız için önemli. Bazı testlerin mutlaka her bireyde mutlaka yapılması gerekiyor. Spora başlanmadan önce kardiyoloji doktorunun çocuk, yetişkin fark etmeksizin değerlendirmesi gerekir. Çünkü erişkin yaşa gelene kadar veya küçük çocuklarda bir doktor tarafından fark edilmeyen bazı kalp hastalıkları, doğuştan hastalıklar bulunabilmektedir. Bunlardan özellikle spora teşkil eden hastaslıklar var. Televizyonlarda haberlerde görüyoruz 16 yaşındaki çocuğun koşarken kalp krizi geçirmesi, halı saha da top oynayan 13 yaşındaki çocuğun kalp krizi geçirmesi olayını. 13-16 yaşlarda olan olay hayatlarının sonlandırılmasına neden olan şey bir kalk krizi değil. Hipertrofik Kardiyomiyopati dediğimiz doğuştan bir kalp hastalığıdır. Kalp kasının doğuştan kalın olmasıyla ile ilgili bir hastalıktır. Doğuştan kalp kasının kalın olması, kalbin çıkış yolunu daraltıyor. Kalpten kanın çıkışını engelliyor ve ölümcül ritim bozukluklarına zemin hazırlıyor. Tedavisi mümkün olan bir hastalıktır ancak biz genel olarak Hipertrofik Kardiyomiyopati bulunan doğuştan kalp kasında bu şekilde kalınlaşma olan bireylere yarışmalı sporları pek önermeyiz” diye konuştu.
‘TESPİTİ DE ZOR OLAN BİR HASTALIK DEĞİL’
Kalp rahatsızlığı yaşayan hastaların spor faaliyetleri hakkında bilgi veren Şarlı, “ İlaçlarla biz birçoğunun normal hayat seyrini yaşatabiliyoruz. Çoğu zaman girişimsel tedavilere bile gerek kalmıyor. Bu bireyler yarışmalı sporlarda futbol, koşu, yürüme gibi sporlarda ne yazık ki ölümcül ritim bozukluklarına maruz kalabilirler. Tespiti de zor olan bir hastalık değil. Bir kalp doktorunun kontrolünden geçtiklerinde, spor öncesi yapılan testlerle, kalp ultrasonuyla ile çok basit bir şekilde teşhis edilebilir. Hastalarımızın birçok kısmına özel durumlar haricinde sporu öneriyoruz. Bizim önerdiğimiz sporlar daha çok mesafe kat edilen sporlar. Ağırlık kaldırma, kas güçlendirme gibi sporları tavsiye etmiyoruz. Tempolu yürüyüş, yüzme, hafif koşular bizim hastalarımıza önerdiğimiz egzersiz şeklidir. Biz kalp hastalarına haftada en az 5 gün olmak üzere 35 ila 45 dakika arası bahsettiğim şekilde tempolu yürüyüş, yüzme tavsiye ederiz.” dedi.
‘KALP RAHATSIZLIĞI BİREYLERİN FİZİKSEL OLARAK AKTİF OLMASI GEREKİR’
Kalp rahatsızlığı olan hastaların fiziksel olarak aktivitelerine hafif sporlarla devam etmesi gerektiğini vurgulayan Şarlı, “Doktoruyla uzun süredir kontrol yaptırmamış birisi spora başlamayı düşünüyorsa mutlaka bir kalp doktorundan fikir almasını tavsiye ederim. Damar hastalığını durumuna veya ritim bozukluğunun ciddiyetine göre doktorun önereceği şekilde hareket etmek daha doğru olacaktır. Spora başlayacak olan bireylerde kalp rahatsızlığı varsa bizler girişimsel yöntemlerle ilaçlarla rahatlatıyoruz. Aynı zamanda bireyin fiziksel olarak aktif olmasını hayattan kendisini soğutmamasını istiyoruz. Hasta yakınları tarafından genellikle kalp hastası olan hastalarında çok hareket etmemesini, dinlenilmesi gerekildiği düşünülüyor. Bu doğru bir düşünce değil. Bizim bu tedavileri uygulamamızın amaçlarından bir tanesi insanların fiziksel aktiflerini koruyabilmek. Normal birey gibi hayatını fonksiyonel olarak devam ettirebilmesini sağlayabilmektir. Kalp hastası olan bireyler, kalp hastası olmayan bireyler gibi spor hayatlarının bir parçası olmak zorunda. ifadelerini kullandı.
0 Yorum:
Yorum Bırakın