Yükleniyor
Yükleniyor
CUMHURBAŞKANI Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Türkiye'de bugün artık büyük bir ekonomik sektör haline gelmiş, savunma sanayisi. Geçen yıl 5,5 milyar dolar ihracat yaptık, bu sene tahminimiz 6,6 milyar dolar. Zamanında paramızla vermedikleri ürünleri şimdi ülkelere biz satıyoruz" dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, dün TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda 2025 Yılı Merkezi Bütçe Teklifi'ne ilişkin sunum yaptı. Yılmaz, sunumun ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Yılmaz, kamuoyunda Kahraramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin etkisinin bittiği yönünde algı olduğunu belirterek, "Ama öyle değil, asıl harcamayı şu anda yapıyoruz. 450 bin civarında konut inşa ediliyor. Bir taraftan da altyapılar inşa ediliyor. TOKİ (Toplu Konut İdaresi) yeni bir alan inşa ediyor oraya. Doğal gazı, hastanesi, altyapı yatırımları olacak. Sosyal, ekonomik olarak bölgeyi canlandırma, vergisel avantajlar, teşvikler, bütün bunlar mali sonucu olan kararlar. Dolayısıyla baktığımız zaman muazzam bir harcama söz konusu. Bunun da büyük kısmı 2023 ve 2024'e denk geliyor. Sadece merkezi yönetim bütçesinden 2 senede 2024 fiyatları üzerinden 2,6 trilyonluk bir harcama oldu. Bu muazzam bir rakam, aşağı yukarı 70 milyar dolar civarına denk geliyor. Bu gelecek yıldan itibaren, bu harcamalara olan ihtiyaç da azalacak inşallah. Buna mahalli idareler harcaması, İller Bankası, özel sektör, fonlar dahil değil. Dolayısıyla büyük bir yük; ama gelecek yıl itibarı ile bu yük azalıyor" ifadelerini kullandı.
'DÖNÜŞMESİ GEREKEN ÇOK BİNAMIZ VAR'
Deprem öncesi 1 liralık harcamanın deprem sonrası 7 liralık maliyeti ortadan kaldırdığını söyleyen Yılmaz, "Koruyucu müdahalelerin maliyeti tedavi edici müdahalelerden çok daha düşük. Dolayısıyla esas olan riskleri yönetmek. Krizleri yönetmek için de önce riski belirlemeniz lazım. Nereler riskli, nereler değil bunu belirlememiz lazım. Türkiye son yıllarda önemli çalışmalar yaptı. Hem akademik dünya, hem AFAD (Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı), diğer kuruluşlarımız nerede fay var, ne oluyor? Burada yüzde 100 bilgi sahibi olmak zor. İşin özü riskli alanları tayin edip özellikle fayların geçtiği yerleri yerleşime açmamak. Yeni yerleşimde bulunacaksa, o riskler neyse onlara uygun inşa etmek. Sağlam zeminde sağlam yapılar oluşturmak. Yerleşim yapılacaksa da riskler neyse onlara da uygun şekilde inşa etmek. Bunu yaptığımız zaman riskleriniz de maliyetleriniz de aslında çok düşüyor. 'Kentsel dönüşüm' dediğimiz şey, özü itibarı ile bu, riskleri ortadan kaldırma meselesi. Epeyce bir bina dönüştü; ama hala dönüşmesi gereken çok sayıda binamız var" açıklamasında bulundu.
'YAPI DÖNÜŞÜMÜ İÇİN 584 MİLYAR BÜTÇE AYRILDI'
0 Yorum:
Yorum Bırakın