Yükleniyor
Yükleniyor
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İzmit'te Kocaeli Kongre Merkezi'nde düzenlenen 'Kocaeli Sıfır Atık Festivali'ne katıldı. Etkinlikte müzikal gösteri, 'Sıfır Atık' belgeseli gösterimi ve moda tasarımcısı Dilek Hanif'in hazırladığı 'Sürdürülebilir Moda' defilesi gerçekleştirildi. Törende konuşan Bakan Kurum, plastiğin toprağı sessizce zehirlediğini belirterek, "18'inci yüzyıl itibarıyla bütün dünyada ülke ekonomilerini köklü bir şekilde değiştiren sanayileşme; şehirlerin yapısını, insan hayatını ve doğal yaşamı da derinden etkiledi. Bu son 2 yüzyıl, insan için hayatı kolaylaştırmak adına teknolojiyi geliştirmek ve yeni icatlar keşfetmekle geçti. Bunun için laboratuvarlar, atölyeler, araştırma merkezleri kuruldu. Kimi buluşlar insana ikinci bir hayat sunarken kimisi de yeni başlayan hayatları soldurdu. Tıpkı Alfred Nobel, Alexander Fleminks gibi. Fleming'in bulduğu penisilin milyarlarca insana hayat sunarken, Nobel'in keşfettiği dinamit milyonlarca insanın can vermesine neden oldu. Nobel, ömrünün sonuna kadar bunun pişmanlığıyla yaşadı. Aynı şekilde Alexander Parkes da uzun çalışmaları sonucu plastiği buldu. Plastik, kullanışlı bir icattı. Pratik ve ucuzdu. Acaba Parks, plastiğin toprak için hava için su için bir dinamit olacağını bilseydi yine de icat eder miydi? Bugün plastik 160 yaşında. 160 yıl önce üretilen bir plastik, bugün hala doğada yaşamakta. Her şeyi kabul eden toprak plastiği de bağrına basıyor. Oysa plastik toprağı sessizce zehirliyor. Toprağa masumca sarılan plastik, denizde yemek taklidi yapıyor. Kullanılıp atılan pet şişeler, poşetler, hastalıklardan korunmak için takılan maskeler; ağa, oltaya takılan balıklarla soframıza yemek olarak geliyor. Hiçbir şeyi iki kere kullanmak istemeyen 21'inci yüzyıl insanı, pipetin pimini çekip suya bırakıyor, poşetin fitilini ateşleyip toprağa salıyor. Toprağa, suya karışan plastikler; bizi korkutmuyor, telaşa düşürmüyor çünkü plastik dinamit gibi hemen öldürmüyor" dedi.
'PANZEHİR OLACAK'
'Sıfır Atık Seferberliği'nin şehirlere panzehir olacağını söyleyen Bakan Kurum, şöyle devam etti:
"İnsanlık, kendi eliyle yaptıklarının olumsuz sonuçlarını, küresel büyüklükte bir çevre kirliliği ve bunun sonucunda her gün daha da büyüyen küresel iklim kriziyle yaşıyor. İşte biz, bugün küresel bir çevre seferberliğine dönüşen 'Sıfır Atık Hareketi'yle sadece ülkemiz için değil tüm dünya için yeni bir yaşam kültürü inşa ediyoruz. Saygıdeğer hanımefendinin öncülüğünde BM 77'nci Genel Kurul vesilesiyle imzalanan 'Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Beyanı' ile sıfır atık dünyada model alınarak uygulanacak, sıfır atığı teşvik eden her türlü girişim uluslararası her platformda büyük bir ilgiyle desteklenecek. 'Sıfır Atık Seferberliği', dünya nüfusunun yarısından fazlasına ev sahipliği yapan şehirlere bir panzehir olacaktır. Bu anlamda, tüm şehirlerimizde sağlıklı ve huzurlu yaşama katkı sunacak sıfır atık uygulamalarını yaygınlaştırmak için el ele vermeli, iş birliği ve büyük bir dayanışma içerisinde olmalıyız. Sıfır atığı birer birey olarak bir hayat tarzı haline getirmeliyiz. 'Sıfır Atık Hareketi'yle esas amacımız, evlatlarımıza tertemiz ve gelişmiş bir Türkiye bırakmak, yaşanabilir bir dünya bırakmaktır."
'GERİ KAZANIM ORANI YÜZDE 27,2'
Bakan Kurum, Türkiye'nin 'Sıfır Atık Hareketi'yle geri kazanım oranını yüzde 27,2'ye çıkardığını açıklayarak, "Bugün dünya genelinde her yıl her yıl 800 bin olimpik yüzme havuzunu dolduracak kadar yani 2,1 milyar ton çöp üretiliyor. Bunların sadece yüzde 16'sı geri dönüştürülüyor. Çöplerin yüzde 46'sı geri dönüştürülemeyecek şekilde atılıyor. ABD, tek başına dünyadaki çöplerin yüzde 12'sinden sorumlu. Dünyada geri dönüşüm kapasitesinden daha fazla çöp üreten tek zengin ülke de ABD. Yani bir Amerikalı, bir Etiyopyalıdan 7 kat fazla çöp üretiyor. Çin ve Hindistan'ın toplam nüfusu küresel nüfusun yüzde 36'sını oluşturuyor. İki ülkenin ürettiği toplam çöp oranı ise dünyadaki toplam çöpün dörtte birine tekabül ediyor. Türkiye ise 'Sıfır Atık Hareketi'yle bugün geri kazanım oranını yüzde 27,2'ye çıkarmış bir ülkedir. Bugün tam 150 bin kurum binamızda sıfır atık yönetim sistemi kurulumunu tamamladık. 5 yılda geri kazandığımız atıklardan 62,2 milyar lira ekonomik kazanç sağladık. 5 yılda 3,9 milyon ton sera gazı salınımı önledik. 347 milyon ağacımız bizlere nefes olmaya devam ediyor" dedi.
DEPOZİTO YÖNETİM SİSTEMİ
Depozito yönetim sistemine geçişle 20 milyar adetlik cam, plastik ve alüminyum içecek ambalajını geri dönüşüme sokmayı hedeflediklerini belirten Bakan Kurum, şunları kaydetti:
"Bugün artık Sayın Cumhurbaşkanı'mızın ifadeleriyle 'Türkiye yüzyılı' başlamıştır. Çevre, şehircilik ve iklim değişikliği konularında da 'Türkiye yüzyılı'nı başlatmak gibi tarihi bir vazifemiz var. Bu aynı zamanda 'sıfır atık yüzyılı'nı da işaret etmektedir. Bu anlayışla Türkiye'yi sıfır atık konusunda dünyaya örnek ülke haline getirecek, iklim dirençli, sürdürülebilir, çevreyi ve insanı merkeze alan, medeniyetimizi yaşatan, kimlikli şehirler için 'Döngüsel Ekonomi Strateji ve Eylem Planı'mızı hazırlıyoruz. Türkiye Çevre Ajansı'mızla depozito yönetim sistemini ülkemizin dört bir yanında yaygınlaştırıyoruz. Bu sisteme geçişle ilk etapta 20 milyar adetlik cam, plastik ve alüminyum içecek ambalajını geri dönüşüme sokmayı hedefliyoruz. Tüm vatandaşlarımızın bu süreçleri şeffaf bir şekilde izleyip, takip edebileceği online 'Depozito Bilgi Yönetim Sistemi'mizi de tamamlanmak üzereyiz. Pilot çalışmalarını başarıyla tamamladığımız depozito iade sistemini 2023 yılı itibarıyla kademeli olarak Türkiye'nin dört bir yanında milletimizin istifadesine sunacağız. 2023'ün sonuna kadar tüm illerimizde ve ilçelerimizde en az 2 bin depozito iade makinemizle 5 bin manuel toplama noktasıyla birlikte toplam 7 bin depozito iade noktasında vatandaşımızın hizmetine sunacağız. 'Depozito Yönetim Sistemi'nin hayata geçmesi ile birlikte 37 bin ton sera gazı emisyonu azaltacak, 1,3 milyar kWh enerji, 3,6 milyon varil petrolden tasarruf sağlayacağız. 20 yılda ekonomimize 100 milyar kazanç, 20 bin vatandaşımıza yeni istihdam alanları sağlayacağız ve bunu hep birlikte milletimizle birlikte sizlerle birlikte başaracağız."
'EVLATLARIMIZA YEMYEŞİL ÜLKE BIRAKMAK İSTİYORUZ'
Sıfır atık felsefesine, anlayışına ekmek gibi su gibi muhtaç olunduğunu belirten Bakan Kurum, "Kadim insanlık tarihinden bize doğru seslenen şöyle bir söz vardır; 'Doğada hiçbir şey kendisi için yaşamaz. Nehirler kendi suyunu içemez. Ağaçlar kendi meyvelerini yiyemez. Güneş kendisi için ısıtmaz. Ay kendisi için parlamaz. Çiçekler kendileri için kokmaz. Toprak kendisi için doğurmaz. Rüzgar kendisi için esmez. Bulutlar kendi yağmurlarından ıslanmaz. Doğanın anayasasında ilk madde şudur; her şey ve herkes birbiri için yaşar. Birbiri için bir ve beraberce yaşamak, doğanın kanunudur'. İşte geçmişten gelen bu sözlerin içerdiği derin anlamdan hareketle hem cennet vatanımız hem de ortak evimiz dünya için mücadele etmeye aşkla azimle sevgiyle devam ediyoruz. Biz evlatlarımıza; sokakları tertemiz, caddeleri ışıl ışıl, parkları, bahçeleri yemyeşil, doğal alanları korunmuş bir ülke bırakmak istiyoruz. Denizi masmavi, ormanları hala asırlık ağaçlara ev sahipliği yapan yemyeşil bir Türkiye bırakmak istiyoruz. Gelin hep birlikte gençlerimizin, yavrularımızın sesine kulak verelim. Hayal ettikleri Türkiye'yi ve 'Türkiye yüzyılı'nı el birliğiyle inşa edelim. Gençlerimiz çizdikleri resimlerde, yazdıkları kompozisyonlarda hep aynı mesajı veriyorlar. Ben de buradan onların sesi olarak sizlerle paylaşmak istiyorum. Kuşlarımız plastik ağaçların üzerinde sahte dallara yuva yapmasın. Bir kırlangıcın gagası boya kokmasın. 1000 yıllardır denizlerimizi besleyen istiridyeler bizlere inci yerine plastik boncuklar sunmasın. Yüzyılların şahidi kaplumbağalarımızın yumurtaları plastikten olmasın. Sıfır atık felsefesine, anlayışına ekmek gibi su gibi muhtacız. Gelin hep birlikte gönüllerimizi tek bir gönül, kalplerimizi tek bir kalp, akıllarımızı tek bir akıl yapalım. Sıfır atığa sahip çıkalım" diye konuştu.
Konuşmaların ardından Bakan Kurum, geri dönüşümle yapılan malzemelerin sergilendiği stantları ve resim sergisini gezdi. Kurum, bayat ekmeklerin yoğurtla değerlendirildiği ‘papara’ yemeğini de yedi.
0 Yorum:
Yorum Bırakın