Yükleniyor
Yükleniyor
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel'in, Kuran kurslarına yönelik sözleri ile ilgili, "Ağzının dikişleri patlamış CHP'li bir grup başkan vekili, Kuran kursları için 'Ortaçağ zihniyeti' demek suretiyle ucuz, uydu, köhne, din dışı bir bühtanda bulunmuştur. Bunu Müslüman Türk milletine karşı söylemiştir. Bu iflah olmaz ümmi ya Orta Çağ’ı bilmiyor ya da Kuran'dan habersizdir. Klasik ve klişeleşmiş bir CHP üslubu tekrar nüksetmiştir. Ahmaklığın en ciddi delili aynı şeyi defalarca yapıp veya söyleyip farklı sonuç almayı beklemektir. Namazda gözü olmayanın ezanda kulağı olmazmış. Kuran'da eli olmayanın okunmasına da tahammülü olamazmış. İman nasip işidir, Allah'ın ikramıdır. İnanıp inanmamak herkesin kendi bileceği bir şeydir. Ancak dinimize laf söyletmeyiz, imanımıza söz ettirmeyiz, kitabımıza 'Orta Çağ zihniyeti' diyen kalpsizlerin, kemiksizlerin bühtanlarını da yanlarına bırakmayız. Bu saygısız ve edepsiz sözden dolayı CHP Genel Başkanı’nın aziz milletimizden derhal özür, Allah’tan da af dilemesini bekliyoruz. Kur'an-ı Kerim’e haşa kara çalmaya teşebbüs etmek köksüz ve kifayetsiz bir gevezenin en büyük günahlarından birisidir. Mesleği müfterilik olan bu sefilin yatacak ve sığınacak yeri de yoktur. Bu nedenle, CHP zihniyeti mağlup olmaya mahkumdur" diye konuştu.
'ÇETELEŞMEYE HEVES EDENLERİ UYARIYORUM'
Bahçeli, Türkiye'ye sığınan Afgan ve Suriyeli sığınmacıların, kendi ülkelerinde güvenli, huzurlu ve istikrarlı bir ortamın inşasından hemen sonra geri dönüşlerinin gönüllü şekilde ikmal ve idamesinin milli bir zaruret olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu:
"Bazı marjinal oluşumların, Türkiye üzerinde hesabı olan çevrelerin tetikçiliğine soyunan lekeli figüranların sığınmacıları peyderpey hedef aldıkları, onlara yönelik düşmanlıkları kışkırtmaya çalışarak iç çatışma iklimini tesis etmeye niyetlendikleri anlaşılmaktadır. Sığınmacılardan toplum huzurumuza ve insan varlığımıza karşı yapılmış saldırıların faillerini cezalandırmakla birlikte bu suçluları anında sınır dışı etmek pek tabii mecburiyettir. Ancak ülkemize sığınmış suçsuz günahsız insanlar üzerinden provokasyon ortamı imal etmeye kalkışmak sorumsuzluk ve sağduyu noksanlığı olmasının yanında, manası ve maksadı itibarıyla Türkiye düşmanları tarafından sipariş edilen örtülü bir operasyon çeşididir. Bu operasyona alet olanların iç barış ve huzur ortamından rahatsızlık duyan görevli ajanlar olduklarına şüphe yoktur. Buradan herkesi uyarıyorum, partimizin simgelerini kullanıp çeteleşmeye, bu suretle sokak eylemlerine heves edenlerin enselerinde kesinlikle nefesimiz olacaktır, yaptıklarına da pişman edecek hukuk ve kolluk gücü devletimiz de bulunmaktadır. Hiç kimse hesap hatası yapmasın, Milliyetçi-Ülkücü Hareket’i dibi görünmeyen kuyulardan su içmeye davet etmesin. Bu kindar davet sahiplerini sırasıyla afişe etmek, kirli yakalarından tutmak, davamızın onuruyla oynamalarının bedelini ödetmek her saha ve zeminde görevimizdir."
'HDP, DEMOKRASİNİN YÜZ KARASIDIR'
Bahçeli, 2022’de terörün kökünün kazınacağına inandığını vurgulayarak, "2023’te terörün gündemden tamamen çekilip çıkarılması için 2022 yılı bir milat olacaktır. Teröristler için önlerinde 2 seçenek vardır; ya gelirler silahlarıyla birlikte teslim olup bağımsız Türk yargısı önünde hesap verirler, ya da görüldükleri veya bulundukları her mahalde açık hedef olmaktan kurtulamazlar. Türkiye, terörü bitirmeye, bölücülüğün beslendiği damarları kesmeye kararlıdır. Bu yüzden PKK’nın HDP sureti kesinlikle kapatılmalıdır. HDP, demokrasinin yüz karasıdır. HDP, Türkiye’ye çevrilmiş kanlı silahtır. HDP’yle ittifak kuran, HDP’nin yörüngesine giren, HDP’yle gelecek düşleyen hangi parti, hangi oluşum varsa suç ortağıdır, bölücülük çukurundadır. Gabar’daki, Cudi’deki, Tendürek’deki, Bestler’deki, sınır ötesinin her noktasındaki muhkem kazanımlarımızı, muhteşem başarılarımızı TBMM’de kaybetmeye hakkımız olmadığı gibi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde pazarlık konusu yapmaya da hiç kimse kalkışmamalı, bunu aklından dahi geçirmemelidir. Terör örgütüne yardım ve yataklık yapan, terörün emellerine hizmet eden, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne hançer sallayan sözde milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılarak alayının birden mahkemenin önüne çıkarılması adaletin ve milli iradenin şeref bahsidir. Eğer taviz verirsek yarın teslim olmamızı dayatırlar, bununla yetinmezler başımızı isterler, yetmedi mezarlarımızı bile talan ederler" ifadelerini kullandı.
'BELEDİYEYE TERÖRİST ALMANIN NERESİ MİLLİ İRADENİN HÜKMÜDÜR'
Bahçeli, İçişleri Bakanlığı'nca İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde işe alımlarla ilgili teftiş başlatıldığını hatırlatarak, "Bundan rahatsızlık duyanlar, İçişleri Bakanımızı karalamaya yeltenenler kızarmaz gözleriyle, utanmaz yüzleriyle, uslanmaz yüzsüzlükleriyle Türkiye’nin karşı cephesi, Türk milletinin kripto hasımlarıdır. Belediyeye terörist almanın neresi milli iradenin hükmüdür? Belediyeye FETÖ’cüleri, PKK’lıları, DHKP-C’lileri, MLKP’lileri doldurmanın neresinde adalet, neresinde ahlak, neresinde vatan ve millet sevgisi vardır? Çok ciddi iddialar teftiş, tetkik, sonrasında da tahkik edilmesin mi? İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın başında müteferrika kavuğu vardır da imtiyaz mı kazanmıştır? 'Lafı ortaya attım, isteyen istediğini alsın' diyen çürük yumurta; senin dilinin altındaki bakla nedir? Özel teftişten dolayı endişeli ve üzüntülü olduğunu söyleyen, sürecin İmamoğlu'nun adaylığını güçlendirdiğini ifade eden, bizim de bu niyette olduğumuza yönelik kuşkularını paylaşan sulu gözlü siyasetçi sana soruyorum; siyasete devam etmek için CHP'de yer mi yapıyorsun? 'TSK’nın içerisinde bazı FETÖ’cülere karşı operasyon yapılması hükumetin TSK’ya tavrını mı ortaya koyar?’ sorusuyla teftiş sürecini baltalamak isteyen, dönemin Genelkurmay Başkanı’nı, bugünün Milli Savunma Bakanı’nı töhmet altında bırakan saygıdeğer siyasetçi; senin varmak istediğin yer neresi, yapmak istediğin nedir?" dedi.
'BELEDİYE BAŞKANI ŞİİR Mİ OKUDU?'
Bahçeli, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na terör örgütleriyle irtibat ve iltisaklı olanların alımında en alttan en üste kadar hiyerarşik zincirdeki herkesin sorumluluğu olduğuna dikkat çekerek, "Belediye Başkanı, kimlerin işe alınıp alınmadığını sormayacak mıdır? Sordu ise 'bu teröristler ne arıyor' diyemedi mi? Demedi ise suçludur. Biliyor da HDP korkusundan dolayı susmuşsa yine suçludur. Hiç haberi yoksa, daha tehlikelidir, o zaman da katmerli suçludur. Anlayacağınız, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı her durumda sorumludur. İddialar tevsik edilirse, suç sabit görülürse, tekraren ifade ediyorum; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı bir saniye bile olsa makamını işgal edemez, etmemelidir. Sayın Cumhurbaşkanımızla görevdeki Belediye Başkanı’nı karşılaştırmak, ‘bakın o da aynısını yaşamıştı, görevden alınmıştı’ demek, soysuz bir kıyastır. Sayın Recep Tayyip Erdoğan, okuduğu bir şiir yüzünden büyük haksızlıklara uğramış, görevden alınmıştı. Bu anti demokratik ve faşist uygulamayı Türk milleti tashih ve tamir etmiş, nihayetinde Sayın Erdoğan’ı Cumhurbaşkanlığına kadar taşımıştır. Peki, mevcut Büyükşehir Belediye Başkanı şiir mi okudu? Hayır. 'Gözünün üstünde kaşın var mı' dendi? Yine hayır" ifadelerini kullandı.
‘İBB’DE SUÇ İŞLENMİŞSE SORUMLUSU BELEDİYE BAŞKANIDIR’
Bahçeli, terör örgütleriyle bağlantılı olanların belediyeye alınması konusunda iddiaların araştırılması, incelenmesi, ihtiyaç olursa da soruşturulması maksadıyla tecrübeli müfettişlerin görevlendirildiğini anımsatarak, "Ne var bunda? Yanlış olan nedir? Mağduriyet bunun neresindedir? Suç işlemiş, işlenmiş suçlara ortak olmuş, terör örgütüne mali ve siyasi destek sağlamış HDP’li belediye başkanları o halde niye görevden el çektirildi? Hukukun üstünlüğü varsa, ki vardır ve kesindir, o zaman kamu görevi icra eden herkes yeri ve zamanı geldiğinde yaptıklarından veya yapamadıklarından dolayı hesap vermekle yükümlüdür. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde suç işlenmişse, teröristler bir diyet programı kapsamında işe alınmışsa, bunun birinci derecede sorumlusu temsili olarak şube müdürü Ahmet, daire başkanı Mehmet değil; bal gibi, buz gibi Belediye Başkanı olan zattır. Bu kapsamda herkes teftiş cihetiyle ulaşılacak sonucu beklemelidir. Suç sabit görülür, suçlular tespit edilirse bundan sonraki etap mahkemelerdir. Bu süre zarfında teröristlerin işe girdiği belge ve bilgilerle bir rapor formatına bağlandıktan sonra, Büyükşehir Belediye Başkanı’nın sadece mahkeme huzuruna çıkması yetmez, görevinden alınması şarttır, adaletin icabıdır, hitamında sorumluluk Büyükşehir Belediye Meclisi’ne aittir" dedi.
'ENFLASYONUN ÜSTESİNDEN HEP BİRLİKTE GELECEĞİZ'
Bahçeli, ekonomideki dalgalanmaya ilişkin de "Ekonomik operasyonlara, siyasi oyunlara, diplomatik tuzaklara karşı milletimizle aynı çizgideyiz, devletimizle aynı mevzideyiz, hükumetimizle aynı siperdeyiz. Kur aracılığıyla milli birliğimizin ve toplumsal huzurumuzun kurcalanmasına, kurutulmasına göz yummayacağız. 20 Aralık tedbirleri vasıtasıyla döviz kurundaki düşüşlerin aynı oranda fiyatlar genel düzeyine yansıması, vatandaşlarımızın temel mal ve hizmet ihtiyaçlarının fiyatlarında indirime gidilmesi adil ve ahlaki bir beklenti, ekonomik güvenliğimizin de bir gereğidir. Dün belli olan yüzde 13,58’lik aralık ayı tüketici enflasyonuyla 2021 yılında kümülatif enflasyon oranı yüzde 36,08’e tırmanmıştır. Salgın döneminin pek çok olumsuz tesiri kadar döviz kurundaki artışlar da maalesef enflasyonu tetiklemiş, arzu etmediğimiz seviyelere ulaştırmıştır. Elbette enflasyonun üstesinden hep birlikte geleceğiz. Hiçbir vatandaşımızı bu canavara ezdirmeyeceğiz. Hayat pahalılığı kaderimiz değildir. Dar ve orta gelirli insanımızın elinden tutmak başlıca vazifemizdir" diye konuştu.
'ENFLASYONA KARŞI MİLLİ İRADE TEYAKKUZDADIR'
Bahçeli, asgari ücretin yanı sıra, memur ve emekli maaş zamlarının da sevindirici ve refah açısından önemli olduğunu söyleyerek, "Enflasyona karşı milli irade teyakkuzdadır. İlerleyen aylarda faiz, enflasyon, döviz kuru inşallah makul ve istikrarlı seviyelere gerileyecektir. Türkiye tarafı olduğu zorlu mücadeleyi kazanacak, siyasi gücünü ekonomik bağımsızlıkla perçinleyecektir. Kamu kurumlarının kapısında siyaset yapan tükenmiş ve tüfeyli CHP Genel Başkanı ne derse desin; Türkiye büyüyecek, kalkınacak, zenginleşecek, yatırım, üretim, ihracat, istihdam, cari fazla seferberliğiyle Cumhuriyet’in yüzüncü yıl dönümü Allah’ın izniyle taçlanacaktır. Cumhur İttifakı bunu sağlamaya kararlıdır" ifadelerini kullandı.
0 Yorum:
Yorum Bırakın