Yükleniyor
Yükleniyor
Sema Tekin, çiftlikte attan düşünce gülen arkadaşlarına inat edip at satın aldı ve biniş tekniğini geliştirdi. Ardından Tekin, Atatürk Üniversitesi Meslek Yüksekokulu At Biniciliği ve Hippoterapi (Atla Terapi) Bölümü'nü bitirip, at antrenörü oldu. Üniversite kampüsündeki çiftlikte eğitim ve staj gören bölüm öğrencileri, günlerinin büyük bölümünü antrenörleri Sema Tekin gözetiminde atlarla geçiriyor. Okulda, öğrencilerin eğitimi dışında dünya standartlarına uygun 1 kapalı, 5 açık manej alanında otistik, down ve benzeri sendromlu engelli çocuk ve yetişkin bireylere hippoterapi eğitimi de veriliyor.
'ARKADAŞLARIMLA AT ÇİFTLİĞİ AÇTIK'
Bölümün, mezun olanların işsiz kalmaması nedeniyle öğrencilerden rağbet gördüğünü söyleyen evli ve 1 çocuk annesi Sema Tekin, yüksekokulda profesyonel at binme eğitimi almak isteyenlere de hizmet verildiğini belirtti. Tekin, "Bu işe gönül vermem 5 yıl önce attan düşmemle başladı. Arkadaşlarımla at binmeye gitmiştim. Dengemi kaybedince düştüm. Hepsi kahkaha atarak bana güldüler. Onlara inat bu serüveni başlattım. Gidip bir at satın aldım. Ara ara sürerek binişimi geliştirdim, atın bakımlarını kendim yapmaya başladım. Bu şekilde bir müddet devam etti. Sonra Atatürk Üniversitesi Meslek Yüksekokulu At Biniciliği ve Hippoterapi (Atla Terapi) Bölümü'nü okumaya karar verdim. Okula başladığım yıl, arkadaşlarımla at çiftliği açtık. Bu sayede hem okul hem çiftlik derken bu konuda baya ilerledim. Bugün de bölümde at antrenörü olarak görev yapmaktayım. Bölümümüz 2 yıllık. 16- 17 kişilik. Uygulama dersleri haftada 5 saat. Ders saati içerisinde at, ahır bakımı ve modern binicilik üzerine ders verilmekte. Bu bölümden mezun olan arkadaşlarımız özel ve resmi işletmelerde at antrenörü olarak görev yapabilmektedir. Bölümde 16 at mevcut. Bunlar Arap, haflinger ve İngiliz atları. Vatandaşlara özel 10 seanslık eğitim de vermekteyiz. Eğitimlerimiz 7 yaş üstüdür" ifadelerini kullandı.
'ATLAR, RUHEN VE BEDENEN ÇOK İYİ GELİYOR'
Öğrencilerden Züleyha Güzen (24), derslerin zevkli geçtiğini belirterek, "Ankara'da bir parkta gezerken Azerbaycan'dan getirilen Polat isimli ata bindim. O an dikkatimi çekmedi. Bu alanda okumak da aklımdan geçmiyordu. Atatürk Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü'ne kayıt yaptırınca bu bölümün de olduğunu öğrendim ve değerlendirmek istedim. Atların bana ruhen ve bedenen çok iyi geldiğini düşünüyorum. Antrenmanlar çok zevkli geçiyor. Eğitimler sırasında çok düştük ama onlarla birlik içindeyiz. Atlarla ilişkiyi yakalamak çok kolay. Onlarla çok iyi bağlantı kuruyoruz. Arkadaşlarıma tavsiye ederim" diye konuştu.
Atları çocukluğundan beri çok sevdiğinden bu bölümü seçtiğini söyleyen 2'nci sınıf öğrencisi Ali Samet Togay (22) ise "Dersler genellikle uygulamalı geçiyor. O yüzden eğlenceli. Mezun olduktan sonra mesleği devam ettirmeyi düşünüyorum. Binicilik ve jokey kulüplerinde antrenör olarak çalışabiliyoruz" dedi.
0 Yorum:
Yorum Bırakın