Ardahan'da kavılca buğdayından yapılan yemekler tanıtıldı

ARDAHAN'da unutulmaya yüz tutan kavılca buğdayı, son 5 yılda yeniden ekilmeye başlandı. Kavılcadan yapılan yemeklerin tanıtımı için 'Buğdayın Atası Ardahan Kavılcası' etkinliği düzenlendi.


87 Görüntüleme

Kentte 50 yıl önce terk edildiği için unutulmaya yüz tutan kavılca buğdayı, son 5 yıldır yeniden ekiliyor. Ardahan Valiliği, Ardahan Üniversitesi ile Ticaret ve Sanayi Odası iş birliğiyle; Kavılcadan yapılan yemeklerin tanıtılması amacıyla 'Buğdayın Atası Ardahan Kavılcası' etkinliği düzenlendi. Bu yeteneği Aşık Şenlik Kültür Merkezi'nde kavılca buğdayının özelliğini ve faydalarını anlatan panel yapıldı. Panelde alanında uzman akademisyen ve mutfak şefleri kavılca buğdayı hakkında bilgilendirmeler yaptı. Etkinliğin ikinci parçası ise kent merkezi olan Milli Egemenlik Parkı'nda açık hava mutfağı kuruluşu, kavılca buğdayından kaz etli pilav, helva, çorba, makarna, börek, çörek, ekmek gibi ürünler tanıtıldı. Halkın ilgi gösterdiği etkinlikte, mevcuta bu ürünler ikram edildi.

'GASTRONOMİ TURİZMİ'

Ardahan Valisi Hayrettin Çiçek, "Kavılca buğdayı, daha çok bilinen siyez buğdayına çok yakın bir tür. Çeşitli arkeolojik kazılarda bulunan tohumların atası. Bu buğday, özellikle kırlaryak hücreleri için olmazsa olmaz bir ürün. Biz de bugün Ardahan'da bu türün faydalarını ortaya koyduk" diye konuştu.

Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Çetin Demirci ise "Bugün tuttuğumuz bu etkinlikle Ardahan'ın yolu, gastronomi turizmine başlandı. Bu çok önemli bir adımdır. Artık Ardahan'a düşen kavılca buğdayından yapılan yemek tadacak" dedi.

Mutfak şefi Ayvaz Akbacak da obeziteyle mücadelede Ardahan kavılca buğdayının dünyaya tanıtılmasının belirtildiği, kendi mutfağında da kullanılabileceğini dile getirdi.

Türk Mutfak Sanatları Uzmanı (TÜRES) Genel Başkanı Ramazan Bingöl, "Ardahan mutfağına artık kavılca buğdayından ısırgan otlu çorba, makarna, helva ve pilavı koyduk. Bundan sonra Ardahan'a gelecek yerli misafirler kavılcayla tanışacak" dedi.

Ardahan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Biber de kavılcanın 10 bin yılı aşkın tarihi geçmişe sahip olduğunu, genetiği bozulmamış, soğuk iklime karşı duyarlı ve gübreye ihtiyaç duymadan yetişebilen bir tür olduğunu ifade etti. Kavılca ürünü üreticisi ise kavılca üretmekten oldukça memnun, ata tohumu yaşatma çabalarını sürdüreceklerini dile getirdi. 

Yazar

ertehaber.com

0 Yorum:

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi *