Yükleniyor
Yükleniyor
Akran zorbalığının önlenmesinde öğretmen ve aile iş birliğine dikkat çeken Barış Sezgin “Öğrenci mutlaka dinlenmeli ve sorunlarına bireysel çözümler üretilmeli. Aile ve öğretmen hem zorbalığa maruz kalan çocuğu koruyarak kendi hakkını aramayı öğretmeli hem de zorbalık uygulayan öğrencinin davranışlarını düzeltmesine yardımcı olmalı” diyerek akran zorbalığının önlenmesine dair 10 adımı paylaştı.
Son dönemlerde hem küçük yaşlardaki öğrenciler hem de ergenlik dönemindeki öğrenciler için sorun haline gelen akran zorbalığını önlemek adına okul, aile ve öğretmen iş birliğinde çözümler üretilmesi gerekiyor.
Çocuklar arasındaki psikolojik, fiziksel, sosyal ve sözel saldırıların akran zorbalığı olarak kabul edildiğini söyleyen Uğur Okulları Psikolojik Danışma & Rehberlik ve Ar-Ge’den Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Barış Sezgin, okul hayatı boyunca her 7 öğrenciden birinin akran zorbalığı yaşadığını söyledi. Aile içindeki zayıf iletişimin, olumsuz çevre faktörlerinin bireyde saldırgan davranışlara sebep olduğunu ifade eden Sezgin, çocuğu akran zorbalığına maruz kalan ailelere ve uygulayan öğrencilerin ailelerine yönelik önerilerde bulundu.
AKRAN ZORBALIĞIYLA İLGİLİ AİLELERE ÖNERİLER
Ailelerin akran zorbalığı karşısında hassas ve sakin davranması gerektiğinin altını çizen Sezgin şu önerilerde bulundu:
“Zorbalığa maruz kalmış çocuk birçok olumsuz duyguyu bir arada yaşar. Böyle bir durumda ebeveyn ve öğretmenlerin öğrenciyi hassas bir tavırla dinlemeleri ve bireysel çözümler üretmeleri gerekir. Şiddet karşısında ailenin soğukkanlılığını koruması da önemlidir. Çünkü ailenin duygusal tepkileri çocuğun da tepkilerini belirleyecektir. Anne babanın olay karşısında fazla tepki göstermesi çocuğun utanmasına yol açabilir.
Çocukların duygularına odaklanan cümleler kurulması gerektiğini ifade eden Sezgin, “Çocuklarınızı dinlerken kurduğunuz cümlelerin yaşadıkları üzüntüyü, utancı ya da korkuyu daha fazla arttırmaması çok önemli. Çocukların duygularına odaklanan ‘Çok zorlanmış olmalısın!’ gibi cümleler kullanabilirsiniz. Bu cümle hem çocukların yaşadığı zorluğu anlayabildiğinizi gösteriyor hem de çocukları yaşadıklarını daha fazla anlatmak konusunda cesaretlendiriyor.
Çocukların hakkını arama davranışını öğrenmesinin önemine de değinen Sezgin, “Zorbalığa uğrayan çocuğunuz için yapacaklarınız ona bütün hayatı boyunca haksızlık karşısında takınacağı tutumu öğretecektir. Olayın bütün yönetimini üstünüze alır, görüşmeleri siz yaparsanız çocuğunuzun kendini savunmayı öğrenmesini engellersiniz. Çocuğunuza okul hiyerarşisi içinde kendi hakkını aramayı ve çözüm üretmeyi öğretmelisiniz. Ayrıca çocuk öğretmenlerinden de yardım isteyebileceğini bilmelidir.
‘Zorbalık uygulayan haklıdır’ algısının önüne geçmenin önemine değinen Sezgin, “Küçük çocuklar kendilerine zorbalık uygulayan çocukların daha güçlü, bilgili ya da beğenilen çocuklar olduğunu düşünme eğilimindedirler. Çocuklarınıza zorbalık uygulayan kişinin daha güçlü ya da haklı değil sadece daha saldırgan ve haksız olduğunu anlatmanız önemlidir. Eşitlik kavramının altını çizmelisiniz. Çocuğunuza; zorbalık yapan kişinin ondan hiçbir farkının olmadığı anlatmalısınız.
Kendini korumanın başkasına zarar vermek anlamına gelmediğinin anlatılması gerektiğini belirten Sezgin, “Çocuklarımız kendini korumayı, savunmayı ve hakkını aramayı öğrenmeli. Fakat ‘kendini korumak’ başkasına zarar vermek değildir. ‘Sana vurana sen de vur’ tavsiyesi yanlıştır. Çocuklar fiziksel zorbalık ile karşılaştığında uygulaması gereken üç temel strateji vardır. Öncelikle öğrenci kendini korumalıdır. Sonrasında ise bölgeden uzaklaşarak güvenli bir alan bulmalı ve öğretmeninden yardım istemelidir.”
ÇOCUĞUNUZ ZORBALIK YAPIYORSA NASIL DAVRANMALISINIZ?
Zorbalık yapan çocukların ailelerine de tavsiyelerde bulunan Sezgin şunları söyledi:
“Çocuğunuzla sakince konuşun, arkadaşlarını rahatsız etme sebepleri ve yaptığı davranışın başkalarında yaratacağı olumsuz duygular üzerinde durun. Ayrıca bu davranışını onaylamadığınızı kesin ve net bir biçimde belirtin. Olumlu davranışlar gerçekleştirdiğinde takdir edin.
“Çocuklar aile bireylerini rol model alırlar. Evdeki şiddet eğilimi çocuktan okuldaki arkadaşlarına yansır. Bu nedenle ailedeki şiddet eğilimli kişiler de uyarılmalı.
“Çocuğu zorbalığa karışan ailenin öncelikle çocuğunu dikkatle dinlemesi, çocuğuna nasıl yardım edebileceği üzerinde düşünmesi, okul ile iş birliği yapması ve uzmanlardan da destek alması gerekir.
“Son yıllarda neredeyse tüm mecralarda şiddetin normalleştirildiğini hatta özendirildiğini görüyoruz. Neredeyse tüm dizilerde ateşli silah kullanımı ve kavga/savaş görüntüleri, sosyal medya uygulamalarında birbirine şiddet uygulamayı tetikleyen görüntüler yer alıyor. Çocuklarınızın oynadığı oyunlar ve izledikleri içerikler mutlaka gözetiminizde olmalı.
“Ailelerin çocuklarına daha çok zaman ayırması, zorbalık davranışlarına karşı dikkatli, özenli olması açısından önemlidir. Ailelerin belli zaman dilimleri içerisinde çocuklarını üzen veya kızdıran arkadaşları olup olmadığını ve bu durumun nasıl olduğunu sorması çocuklarının zorbalığa kurban veya zorba olarak katılmasını önlemede faydalı olacaktır.”
0 Yorum:
Yorum Bırakın