Yükleniyor
Yükleniyor
Özellikle küresel güçlerin oyun alanı haline gelen Suriye ve Irak krizleri Türkiye için bekâ sorunu haline gelmiştir.
Bu durumun farkına varan ülkenin milli iradesi kendisini tehdit eden küresel oyunları bir yönüyle bertaraf edebilmek, diğer taraftan da bekasını devam ettirebileceği stratejik çalışmayı yürütmenin adımlarını süratle atmaktadır.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi içerisinde oluşturduğu önemli bir merkez ve de devlet birimleri içerisinden seçmiş olduğu uzman bir kadroyla yoğun bir çalışmanın içerisindedir. Bu birimde gece günüz demeden çalışan bir koordinasyon merkezi, önemli bir strateji ile tüm bilgileri burada toplamakta, değerlendirmekte ve de uygulamaya koymaktadır.
Türkiye bugün bir yandan milli çıkarları doğrultusunda Zeytin Dalı Harekâtını başlatarak Suriye’deki teröristlere müdahale etmekte, diğer taraftan ise hem askeri anlamda hem de stratejik iletişim yönetimi noktasında kendi kapasitesini geliştirmenin yollarını aramaktadır.
Böylece, tüm dünya ülkelerinin hayranlıkla izlemekte olduğu bir süreci başarılı bir biçimde icra etmektedir.
Başarı nasıl geliyor?
Yeni bir strateji anlayışı ile hareket eden ve krizleri yönetmede daha bilimsel ve etkili bir iletişim, koordinasyon yöntemini hayatiyete geçiren siyasi irade, bugün bu süreci yönetme çabasında başarılı sonuçlar elde etmektedir.
Başta ABD olmak üzere küresel güç merkezlerinin tehditlerine rağmen Türkiye’nin kendi çıkarlarını savunmak konusunda böylesine kararlı bir şekilde yoluna devam etmesinin arkasında yerli üretimdeki hamlelerin önemli bir etkisi vardır.
Afrin operasyonunda kullanılan silahların yüzde 60-70 oranlarında yerli üretim olması,
Türkiye’nin milli güvenliği açısından eriştiği bağımsızlık seviyesinin önemli bir göstergesidir.
Operasyonları planlama ne kadar önemli ise, operasyonun kamuoyuna nasıl anlatılacağının iletişim planlamasını yürütebilmek de, güçlü devlet yapılarının sürekli olarak başvurdukları stratejik ve akıllıca bir yöntemdir. Devletler için önemli olan bu stratejileri stabil bir biçimde uyguluyor olmalarıdır.
Bu yöntem ABD ve Batılı güçlerin çok ezelden beri, ülkeyi yöneten ismin kim olduğuna bakmaksızın bir sistem içerisinde yürüttükleri ve önem verdikleri bir stratejidir aslında.
Başa geçen her siyasi irade bu güçlü devletlerde sistemi yönetirler.
Sisteminiz varsa, sonuç alırsınız
Türkiye bugün bu stratejiyle hareket etmektedir.
Türkiye’nin, önümüzdeki süreçte bilginin toplanması, yönetilmesi ve dağıtılması konusunda daha stratejik bir yaklaşım içerisinde olması, geleceğimiz adına oyunları bozan ve oyun kurucu konumda bir ülke olmamızda fevkalade umut vermektedir.
Bir sisteminiz olmazsa şayet, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonrasında da sisteme sahip olan odaklar tarafından güdülmeye mahkum olursunuz. Hem de farkına bile varmazsınız bu sistemin oyuncağı olduğunuzun.
İçeride kısır çekişmelerin, dışarıda ise oyun kurucuların oluşturduğu bu iç kaosların cenderesinde boğulur, sizin için tayin edilen idarecilerin sizin adınıza olmayan dışarıdan aldıkları emirlerin dayatıldığı iradesiz bir toplum olmaktan kurtulamazsınız.
O sebeple ülke olarak bugün dünden çok daha iyi bir durumda, oyunların bozulduğu ve de oyun kurucuları bocalatan, akıllarını şaşkına çeviren güçlü bir Türkiye olma yolunda ilerlediğimizin zannediyorum farkındayızdır.
0 Yorum:
Yorum Bırakın