Türkiye 1 Kasım’da 10 Ekim’deki bombalamaya cevap verecektir


341 Görüntüleme

Üzerinde yıllarca taşımış olduğu vesayet yükünden kurtulmak isteyen, aynı zamanda da geleceğini sağlam dinamikler üzerine kurarak kendisine önündeki zaman dilimlerinde hedefler koyan Türkiye’nin bu gayreti, tam da bölgeyi etnik kimlikler üzerinden dizayn etmekte olan güçlerin çıkarlarıyla çatışmış oldu.

12 yıldır ülkeyi yöneten hareketin başındaki Erdoğan’ın ilk defa halkın oylarıyla seçilecek cumhurbaşkanlığı seçimlerinde başarılı olmasını engelleyebilmek için Gezi olayları ve 17-25 Aralık darbe girişimlerini, ülke içerisindeki işbirlikçileri ile birlikte organize ettiler.

Muhalefetteki siyasi partiler, paralel yapı, bazı STK’lar ve Aydın Doğan medyası elbirliği ile bir blok oluşturup, milliyetçi ve muhafazakar seçmenden oy alabileceklerini düşündükleri bir ismi Erdoğan’ın karşısına çıkarıverdiler.

Bütün bu girişimlerin arka planlarını okuyabilen seçmen, karşı tarafın tüm bu çabalarını boşa çıkartarak, Erdoğan’ı yüzde 52 gibi yüksek bir oy oranıyla Cumhurbaşkanı seçti. Bu sonuç karşısında çılgına dönen projeci blok yerel seçimlerde de adeta bozguna uğradılar.

Seçmenin sandıkta verdiği kararından ders almayan ve akıl danelerinden aldıkları talimatları harfiyen uygulamaya devam eden bu Türkiyeli çevreler bu defada 7 Haziran seçimlerine Genel Başkan değişikliği ile girecek olan AK Partiyi tek başına iktidar yaptırmamanın projesini denediler.

Seçimler istediğini tercih etmek, istemediğini de seçmemektir aslında ancak siyasette bu bazen farklı bir stratejiyle, istemediğini seçtirmemek olarak da ortaya çıkabiliyor. Bu anlamda, 12 yıldır bir türlü önleyemedikleri AK Parti iktidarını tek başına hükümet kurdurtmamak hedefiyle kendi seçmenine stratejik oy kullandırttılar. Bunun da yetmeyeceğini gören proje mühendisleri HDP’nin Diyarbakır mitinginde patlattıkları bomba ile yaklaşık 4,4 gibi mağduriyet oyu kazandırarak bir bakıma nihai hedeflerine 13 yıl sonra ulaşmış oldular.

Diyarbakır’da patlatılan bu bomba HDP’yi baraj üzerine çıkartırken, yüzde 41’de kalan AK Parti’yi de tek başına iktidar olmaktan mahrum bırakmış oldu. Patlatılan bombanın etkisiyle elde etmiş oldukları zafer sarhoşluğu içerisinde ilk yaptıkları “halk koalisyon istedi, seçmen AKP’yi sandıkta cezalandırdı” açıklamalarına karşın, koalisyon görüşmelerinde ortaya koydukları samimiyetten uzak tutumları, uyguladıkları proje sonrası hiçbir hazırlıklarının olmadığını ortaya koymuş da oldu.

Bu yeni duruma hazırlıksız yakalandıklarından dolayı da adeta bocaladılar durdular. İlk yaptıkları açıklamaların tam tersi tavır sergileyerek, stratejik algılarla etkiledikleri seçmenin beklentilerini boşa çıkartarak, kullandıkları oylardan dolayı adeta pişman ettiler.

Patlattıkları bomba ve de algılarla seçmene stratejik oy kullandırtıp, sonrasında ülke yönetiminde görev almakta samimi hareket etmeyenler, emanet olarak aldıkları oyların yeniden AK Parti’ye kayıyor olmasının telaşına düşmüş görünüyorlar.

Aynı sıkıntıyı ağa babaları da görmüş olacaklar ki, Türkiye’nin başkentinde 100 vatandaşımızın hayatını kaybettiği o bilindik çirkin saldırıyı, aynen Diyarbakır’da, Suruç’ta olduğu gibi, aynı amaçla gerçekleştirdiler.

Geçmişte yaşatılan ve yaşananlardan öğrenip, proje uygulayıcıların yüzlerine her defasında şamar gibi vuran halkımız 1 Kasım’da,  10 Ekim’deki bombalamaya stratejik bir cevap verecektir…

Yazar

Erdinç Teğmen

0 Yorum:

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi *