Sinsi savaştan, “bilek öpmeye” geçiş


345 Görüntüleme

7 Şubat 2012’de sinsice bir savaşın içerisine giren ve bugün gelinen noktada kaybeden Gülenciler, 1 Kasım seçimlerinin hemen sonrasında “bükemediğin bileği öpeceksin” hezeyanına kapılmış durumdalar.

Bu durum öyle bir ruh halidir ki, bunu karşı taraf ifade eden kişinin zihninde birçok ifade tarzını içerisinde barındırır.

“Bükemediğin bileği öpeceksin” ifadesinin arka planında, yenilmişlik, mahcubiyet, korku, endişe, döneklik, hayal kırıklığı, itiraf, özgüven bozukluğu, öfke, nefret ve tükenmişlik vardır.

Diğer taraftan altı çizilmesi gereken bir konu, “bükemedik” dedikleri bilek ülkeyi 13 yıldır yöneten hükümetin bileğidir. Bu bir taraftan içerisinde oldukları sinsi ihaneti kendi ağızlarından itiraflar ediyor olmalarını ortaya koyuyorken, “şunları şunları biz yapmadık,” “o dedikleriyle bizim alakamız yok,” “cemaat böyle işlerin içerisinde olmaz” yalanlarını da çürütmüş olmuyor mu?

Peki devlet ile savaşa girme ve kazanacaklarına bu kadar emin olma psikolojisini bunlar nerden edinmiş olabilirler? Bu süreçte yürüttükleri çılgın kampanyalara ve denedikleri darbe girişimlerine rağmen belli aralıklarla millet önüne konan sandıklardan çıkan sonuçların hepsinde madara olmalarına rağmen teslim bayrağını neden 1 Kasım sonrasında çektiler?

Bu özgüven ve ihanet düşüncesinin arka planındaki tek dayanakları, bulundukları yapının kaybetmeyeceğine olan inançlarındandır. Savaş açtıkları andan itibaren paralel saflardan hızlıca ayrılanları ayrı tutuyorum ama o yapı içerisinde kalmaya devam edip AK Parti hükümetine küfür eden yapı üyelerinin inandıkları, cemaatlerinin kaybetmeyeceğine olan inançlarıdır diyebiliriz.

İşte 3 yıl sonra1 Kasım seçimlerinin hemen sonrasında yapı içerisinde yaşanan çözülme ve ayrılıkların sebebi bu tılsımın bozulmuş olmasındandır. Gülen yapısı iflas etmiştir ve çözülme de başlamıştır. Yenilmez, bitmez olan yapının yenildiğini ve yenileceğini anlayan yapı üyeleri “bilek öpme ” telaşına kapılmışlardır.

 O sebeple “devletin terör örgütü olarak gördüğü bu yapı ile şirketimizin, şahsımızın, grubumuzun alakası olamaz” açıklamaları ardı arkasına gelmiştir. Oysa ki kendilerinin de ifade ettikleri yapıyı terör örgütü olarak devlet 1 Kasım sonrası değil yaklaşık 2.5 yıl önce ilan etmişti. Bu sebeple, o yapıdan 1 Kasım yenilgisi sonrası ayrı olduklarını ifade eden açıklamalar samimi ve de tatmin edici asla değildir. Bunun adı ancak “denge gözetme” dir, cambazlıktır, aymazlıktır, samimiyetsizliktir.

Evet taban, yenilmez gördüğü yapının yerlere serildiğini gördüğü anda 3 yıl sonra kendini kurtarmanın derdine düşmüşken, yapının 1 numarası hala beddua seanslarına devam ediyor. 

Eğer savaş açmış ve yenilmişseniz beddua, feryad ü figan etmeyecek, hakkınıza razı olacaksınız. Sebep olduysan sonucuna katlanacaksın. Keşke, bükemedik dediğiniz bileğin gücünü halktan aldığını görüp böyle bir saçmalık içerisinde olmasaydınız. Keşke yaşadığınız cennet mekan vatanınızı savaşa girdiğinde mutlak yenilecek olan bir kukla yapıya tercih edebilmiş olsaydınız. 

Yazar

Erdinç Teğmen

0 Yorum:

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi *