2014 yılı MİT tırları kumpasında rol üstlenen bir milletvekili hakkında mahkemenin vermiş olduğu karara karşı yürüyüş başlatıp halkı sokağa dökmeye çalışan bir siyasi zihniyetle karşı karşıyayız.
Hukukun üstünlüğü ve yargının bağımsızlığını her fırsatta dile getiren bir parti ve liderinin kendi milletvekili hakkında verilen yargı kararı karşısında hukuksuzca hareket etmesi ve adaleti yollarda aramaya kalkışması ne menem bir çelişkidir.
15 Temmuz darbe terörünün faili FETÖ'nün 2014 yılında mit tırları ihanetinde rol alan bir ismin yargılanması sonucu hakkında verilen hükme, hukuk dairesi içersinde itiraz etme söz konusu iken bir parti liderinin yollara düşmesi asla iyi niyet taşımamaktadır.
Arka planında, FETÖ davalarının karar arefesinde hakimlerin verecekleri kararları etkilemeye yönelik,  yargı mensuplarını baskı altına alma ve davaları sulandırma maksatlı bir adım olarak ortaya çıkan bu girişim, 15 Temmuz'un yıl dönümünde milletimizin kafasını da karıştırmıştır.
Şimdi halk arasında herkesin birbirine sorduğu soru şu, "Kılıçtaroğlu bu girişimi kendi aklıyla yapmıyordur. Karanlık güçler bu şekilde bir tarafı sokağa çıkartarak ülkede çatışma mı çıkarmaya çalışıyor? 15 Temmuz'un yıl dönümüne gelecek şekilde yeni bir darbe senaryosu mu planlanıyor?"
Toplumu bu dönemde böylesine germeyi başarmış olan bu siyasi zihniyet, halk için siyaset yapıyor öyle mi?
Hukukun üstünlüğünü sürekli dillendiren bir siyasi lider, bireylerin hak ve özgürlüklerini anayasadan aldığı yetkiyle sağlayan yargı mensuplarını baskı altında tutarak mı hukuku üstün tutacak?
Hakimin vermiş olduğu karar üzerinden hükümeti suçlamak, ülkeyi dış ülkelere karşı şikayet pozisyonunda olmak iyi bir siyaset yolu olmasa gerek.
Bu girişiminizin, yarın sandıktan oy isteyeceğiniz halk üzerindeki etkisinin olumlu olduğunu düşünmüyorsunuz sanırım. Bence sizin birilerine ödemeye çalıştığınız koltuk diyetiniz bütün düşüncelerinizin önüne geçmiş.
Neresinden bakarsanız bakın mantık ve akıl dışı bu tepki yönteminiz bize başka değerlendirme seçeneği bırakmıyor.
Ama şunu bilin ki, bir muhalefet partisi olarak içinde sürekli olarak bulunmuş olduğunuz bu tarz karar ve uygulamalar bu ülke insanına sürekli kaybettiriyor.
Şu an içerisinde rol aldığınız durum, yargı bağımsızlığına ve bir terör örgütüyle yapılan mücadeleye darbe vurmaktan başka bir netice vermeyecektir.
Bu durumunuz, son referandum oylaması ile ortaya konan halkın iradesini bir kez daha tanımama ve sandığa yansıyan bu iradeden hınç almaya yönelik uzaktan güdümlülüktür.
Ülkeyi kaosa sürüklemek amaçlı bu adalet dışı yürüyüşünüz halkın defterine bir kez daha not edilmiştir.
Ülkenin bu denli dıştan kuşatıldığı bir dönemde, içeriden de bu kuşatmaya katkı sağlayan CHP'ye ülke olarak müteşekkiriz!
Yaşasın adalet yürüyüşünüz!
Yaşasın adaletli lideriniz!
Sevsinler sizin üstün hukuk anlayışınızı!