Ramazan ayını Kutsal Topraklarda geçirip sevap sayısını yüzbinlere katlamak isteyen müslümanlar bu günlerde akın akın Mekke’ye geliyor. 12 Haziran'da geldiğimizde oldukça sakin olan Mescid-i Haram, Ramazana bir iki gün kala oldukça yoğun günlerini yaşıyor. Otelimizden Kabe’ye namaz ve tavaf için her gittiğimizde bu yoğunluğun giderek arttığını görüyoruz. Efendiler Efendisinden, Ramazan umresinin Hac sevabına denk olduğu müjdesini alan müslümanlar her sene olduğu gibi bu sene de Beytullah’a koşuyor. Zaman zaman Kabe’de bu müslüman kardeşlerimizle tokalaşıp, ingilizce lisan ile muhabbet etmeye çalışıyoruz. İlginç olan ne biliyor musunuz, inşaatta işçi olarak çalışan bir Bosnalı bile bizim üniversiteden mezun olmuş insanımızdan  çok daha güzel ingilizce konuşabiliyor. Tavaf esnasında Türk umrecilerimizin yoğunluğunu görmek ayrı bir güzellik. Ülke insanımız umre ve hac ibadetine her dönemde oldukça yoğun ilgi gösteriyor. Buraya her geldiğimde buna yakinen şahit oluyorum.

Kabe Ramazana hazır mı derseniz, ruhen ve manen evet ancak şekil olarak henüz pek hazır değil. Bildiğiniz gibi Kabe’nin genişletme çalışmaları yaklaşık 4 yıldır devam ediyor. İç tarafa çelikten 2 katlı tavaf platformu yapıldı ancak hem çalışmalardan kaynaklı rahatsız edici sesler, hem toz, hem de Mescid-i Harama  giriş ve çıkışlardaki sıkıntıların umrecileri oldukça zorladığını görüyoruz. Buradaki hem uygulanan kotadan kaynaklı sorunu çözmek hem de tavaf alanını genişletebilmek için geceli gündüzlü yoğun bir çalışma devam ediyor. Projenin yaklaşık yüzde ellilik kısmı tamamlanmış durumda. Tamamen bitmesi bir dört yılı alacağı söyleniyor. Bu süre zarfında ifade ettiğimiz sıkıntılar yaşanmaya devam edecektir. Şunu ifade etmem gerekir ki, yapılan proje çok kaliteli, modern ve çok kullanışlı olacak. Tamamlandığında hac ve umrelerde uygulanan kota muhtemelen kalkacak ve gelen müslümanlar da oldukça rahat ibadet edebilecekler. Bir müddet daha sabır gerekiyor.

Ne var ki, Ramazan umresinde ve Hac döneminde uygulanan kotalardan en fazla etkilenen ülkelerin başında Türkiye geliyor. Ülkemizde 7 yıl önce hac için kayıt yaptırıp bekleyen hacı adayımız var. Ramazan umresinde de ülkemizden umreye gelmek isteyen bir çok insanımızın vize çıkmadığından mağdur oldukları haberini alıyoruz. Tabii ki bu mağduriyetten turizm firmaları da nasiplerini alıyorlar. Kayıt alıp da vize çıkartamadıkları için umreci getiremediklerinden önemli oranlarda maddi kayıplarının olduğu bilgisi ulaşıyor. İnşallah buradaki çalışmalar tamamlandıça bu sıkıntılar azalacaktır.

Umrecilerimiz çok az uyuyup, zamanlarının önemli bir bölümünü Kabe’de tavaf ve ibadetle geçirmenin gayreti içerisinde oluyorlar. Tavaf ve dualarını sadece kendileri için değil, akraba, eş ve dostları için de yapıp, kendilerine nasip olan bu kutsal vazifenin, sevdikleri için de nasip olması için Kabe’de dua dua yakarıyorlar. Tavaf esnasındaki dualar sesli ve de coşkulu yapıldığından, bu yöndeki dualara tanıklık ediyorsunuz. Rabbim tüm müslümanlara hayatlarında bir defa da olsa buralara gelmeyi nasip buyursun inşallah.

Biz kafile olarak 23 Hazirana kadar Mekke’de Allah’ın misafiri olarak bulunduktan sonra 2 gün de Peygamberimizin misafirleri olarak Medine-i Münevvere’de ziyarette bulunacağız. “Vefatımdan sonra kabrimi ziyaret eden, hayatta iken beni ziyaret etmiş gibi olur” buyuruyor Yüce Peygamber ve “Medine’ye sık gelin, mümkünse burada vefat edin” buyurarak da ümmet-i müslümanı Medine’ye davet etmiştir. Ev sahipleri Cenab-ı Allah ve Rasülü olunca, ikramı ve izzeti bol olan misafirlik hiç bitmesin istiyor insan.

Selam ve dua ile…