Türk silahlı Kuvvetleri’nin içerisine sızmış olan bir grup terör çetesi üzerinden yapılan darbe kalkışmasından bu yana 24 gündür vatan nöbeti bekleyen Türk halkı, önceki gece ülkemizin düşmanlarının zihinlerini altüst edecek bir final gecesi gerçekleştirmiştir.

5 milyonu aşkın kişi İstanbul Yenikapı’da, 55 milyonun üzerinde vatansever diğer şehirlerimizde, milyonlarca gurbetçi vatandaşlarımız da bulundukları ülkelerin meydanlarında, 15 Temmuz zaferinin kutlamasını ve gövde gösterisini gerçekleştirmiştir.

Ellerine sadece şanlı Türk bayraklarını alan milyonlarca vatanseverimiz akın akın meydanlara koşarak, esareti ve işgali asla kabul etmeyeceğini Haçlı savaşlarında, Kurtuluş Savaşında ve Çanakkale muharebesinde olduğu gibi bir kez daha dünyaya haykırmıştır.

Gezi kalkışmasıyla, 17-25 Aralık tuzağıyla, seçimlerde ortaya koydukları sinsi taktiklerle ülke insanının sinir uçlarıyla oynayan emperyalist güçler, zayıflattıklarını zannettikleri ülkemizi 15 Temmuz gecesi içimizdeki hainlerle birlikte işgale kalkışırlarken bir şeyi iyi hesap edemediler. Tarihinde hiçbir zaman esareti kabul etmemiş olan Türk milletinin, ‘konu vatansa gerisi teferruattır inanç ve anlayışını’ unutmuş olmalılar ki, büyük bir gafletle bir kez daha üzerimize geldiler.

Geldiler ama geldikleri gibi de geri gittiler. Çanakkale muharebesinde olduğu gibi, Türk milletinin güçlü iradesine ve kadim imanına tosladılar. İhanet girişimi haberini ilk aldığı saniyede sokaklara koşup darbecilerin tanklarının altına yatan kahraman milletimiz, 24 gündür meydanlarda kurdukları çadırlarda vatan nöbeti bekleyerek bir destan yazmıştır.

15 Temmuz ülkemiz için yeni bir başlangıçtır ve şimdi daha güçlüdür, daha kararlıdır ve daha da kenetlenmiştir. Yakalanan bu birlik ve beraberlik ruhu çok iyi değerlendirilmelidir ve büyük Türkiye için bu atılan mayayı güçlü bir enerjiye dönüştürecek adımlar mutlaka atılmalıdır. Siyasi parti genel başkanları bu güçlü duruşu milli ve manevi değerlerimiz adına devam ettirmelidirler.

Bu süreçten sonra FETÖ çetesi ve arkasındaki güçlerle olan hesaplaşmamızı kararlılıkla yürüteceğiz. Devlet kurumlarını yeniden yapılandırarak ciddi bir temizlik süreci yaşayacağız. Bu yeni süreçte daha da dikkatli ilerleyip, çete ve kötü niyetli yapıların devlet kurumlarına sızmalarına müsaade etmeyeceğiz.

Özellikle Rusya ve komşu ülkelerimizle ilişkilerimizi geliştirecek, çok önemli yatırımları bu ülkelerle yürüteceğiz. Bu ülkelerin 15 Temmuz sonrası ülkemize olan güven ve takdirleri sağlanmışken bu fırsatı lehimize çevirecek adımları hızla atacağız. Erdoğan’ın Rusya ziyareti ve dünya ülkelerinin Türk milleti ve lideri Erdoğan’a yapmış oldukları gurur verici övgüler bu yeni durumun sinyallerini vermektedir.

Ancak şunu unutmamamız gerekir ki, Batılı emperyalistler Türkiye’nin önünü kesebilmek için yeni plan ve projelerini mutlaka devreye yine sokacaklardır. Onlar bundan hiçbir zaman vazgeçmediler ve geçmeyeceklerdir. Yalnız şu var ki, bugün Türkiye daha güçlü, Türk insanı daha kararlı, Türk adı tüm dünyada dünden daha büyüktür. Bugün dünden daha güçlü ve kararlıyız.

Türk insanının vatanı için canı fedadır. Hepimiz canımızı ortaya koyacağımızın ispatını bir kez daha ortaya koyduk. Bildiğim tanıdığım yüzlerce kardeşimin, o kanlı gecede çocukları ve eşleriyle vedalaşıp ölüme koştuklarına şahidim. Dün ölüme koşan ülkemin tüm fertleri yarın da gerektiğinde koşacaktır buna inanıyoruz. Bizi diğer milletlerden ayıran bu özelliğimiz, bu güne kadar üzerimizde oynanan bütün oyunları bozmuştur. Bundan sonra da bozmaya devam edecektir Allah’ın izniyle.