Kayseri uyum ve huzur şehri mi?


381 Görüntüleme

Bugüne kadar Kayseri’de düzenlenen her siyasi, ticari ve sanayi içerikli programlarda; mikrofonu eline alan her yerel konuşmacının ilk söylediği şey, “Kayseri huzur ve uyum şehri” söylemidir.

Aynen önceki gece, Ticaret Odası ve Sanayi Odası’nın düzenlemiş olduğu programda konuşan TOOB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu’nun dile getirip, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik’in de kendisine teşekkür ederek, uyum ve huzur vurgusu yaptığı konuşmasının içeriğinde olduğu gibi.

Güzel bir hasletin kendisinde ve içerisinde yaşadığı toplumda olduğunu zikretmek ve ummak aslında doğal görebileceğimiz ve de bir bakıma kendimize hedef olarak seçtiğimiz olumlu bir süreç ancak; sorunların üzerini örtmek ya da evdeki tozu halının altına süpürmek sorunları daha da büyütür ve bir süre sonra da içinden çıkılmaz bir hale dönüştürür ki esas tehlike de budur.

Huzurlu bir birey ya da huzurlu toplumlar aynı zamanda mutlu birey ve toplumlardır. Huzurun kelime manası; insanın içinde hissettiği rahatlık duygusu, gönül rahatlığı, rahatlık içinde bulunma durumu, dinginlik ve çekişmezlik halidir. Uyum ise; bir bütünün parçalarının bir birine uygunluğu, arıza çıkarmaması, sorunsuz yürümesidir.

Huzurlu insan mutlu, ruhsal dengesini sağlamış dingin insandır. Sevgiyi, başarıyı yakalamış, gelecek kaygısı olmayan veya bunu en aza indirgemiş olan insan huzurlu insandır. Huzurlu insan, sağlıklı insan, kendi içinde denge kurabilen, olgu ve olaylara pozitif yaklaşan, maddiyatı ve kişisel menfaatleri ön plana çıkartmayan, yardımsever, şefkatli, kavgacı olmayan, aşağılamayan, güzel ahlak ve vicdan ile başkalarına örnek olan insanlar huzurlu insanlardır. Toplumu oluşturan insanların bu hasletleri taşıması ve huzurlu olması, o topluma da aynen sirayet eder. Bunun tersi durum da o toplumu huzursuz ve mutsuz eder.

Uyum varsa huzur vardır, huzur varsa da o toplum mutlu olur. Huzursuzluğun, mutsuzluğun, çatışmanın, aşağılamanın, hiçe saymanın, kişisel menfaatlerin, fitnenin olduğu toplumlarda uyumdan bahsetmek ne kadar gerçekçi olabilir ki?

Toplumlar durağan olmayan hareketli yapılardır. Tam anlamıyla huzur ve uyumlu olmaları tabii ki beklenemez. Bunun oran ve dereceleri vardır. Bu uyumsuzluk ve huzursuzluğu en aza indirgemenin çabası içerisinde olunması gerekir. Uyum ve huzur başarıyı, bunun tersi de başarısızlığı getirir.

Kayseri olarak uyum ve huzurun olduğu vurgusunun en yüksek düzeyde yapıldığı dönemlerde bile bazı huzursuzlukların ve eleştirilerin kişiler arasında yapıldığını biliyoruz. Bu rahatsızlık ve memnuniyetsizlik durumu üç yıl önce bazı belirtilerle şehrimizde ortaya çıktı ve bunu hep birlikte yaşadık. Değişen Türkiye ve yeni oluşumlar doğrultusunda siyasi olarak şehrimizde de bazı değişim ve dönüşümler baş gösterdi. 17-25 Aralık darbe operasyonunun da aynı döneme denk gelmesiyle birlikte çarpan etkisi yaparak bu değişim ve dönüşüm belirtileri hız da kazanmış oldu.

Bu yeni durumun sonucu olarak yeni siyasi aktörler bazı makamlarda roller aldı. Yeni isimlerin ön plana çıkması, kan değişimleri, bir alttaki kişilere yol açılmış olması aslında geç kalınmış ama olumlu gelişmelerdi. Gelişen ve değişen dünyada bu gelişim ve değişime ayak uydurmak elbette gerekiyordu.

Siyasette, STK’larda ve brokraside yaklaşık yüzde 50’nin üzerinde oranlarda değişimler yaşandı, yeni isimler görev aldı. Bu değişimin ve dönüşümün şehre katması gereken yeni değerler ve anlayışlar olması gerekirdi ve bazı noktalarda bu hissedildi. Bunun olumlu yansımalarını görmedik, yaşamadık dersek doğru olmaz. Dönüşüm amacında da zaten bu hedeflenir. Mesela Türkiye’yi 13 yıldır istikrarlı bir biçimde yöneten AK Parti hükümeti ilk kabine ile mi devam ediyor? Tabii ki hayır. Her yeni dönemde yeni isimler ve farklı stretejiler üretilerek başarı sağlanmıştır. Bu anlayış ve dönüşüm hala da devam etmektedir. Tıkanıklıklar hızlı değişimler ve alınan kararlarla çözüme ulaşılmaktadır.

Kararlı duruş ve ülke menfaati duygusu ile hareket eden hükümet anlayışı içerden ve dışarıdan hazırlanan birçok tuzağı bertaraf ederek yoluna kararlılıkla devam etmektedir.

Kayseri bugün hangi noktadadır? Bu değişim ve dönüşümü başarıyla yürütebilmiş midir? Milletvekilleri, STK’ları, kurumları ve de parti içerisinde uyum huzur hangi düzeydedir? Şefkat, adalet, belirleyicilik, birliktelik, fedakarlık, ehliyet, sevgi, samimiyet, dava ruhu, şehrin ve ülkenin menfaati gibi hasletler ne ölçüde sağlanıyor ve yürütülebiliyor?

Tarafsız ve ön yargısız bir özeleştiri yaptığımız zaman bireyler ve şehir olarak uyum ve huzuru ne kadar hissedebiliyoruz? Eksiklerimiz neler? Nerelerde hatalar yapıyoruz? Ve bunların kaygısını ne kadar içimizde taşıyoruz? Ülke ve şehrimizin menfaatini kendi menfaatlerimiz üzerinde görebiliyor muyuz? 

Dinimizin emrettiği ve ülke geleceğimizin sağlıklı yarınları adına bunların acilen masaya yatırılarak yeni bir yol haritasıyla ortaya koymak gerekiyor sanırım. Sorumluluk sahibi kişi ve kurumların bunlara kafa yorarak, elini taşın altına koymazlarsa ve de bir normalleşme sağlanamazsa oluşan boşlukları bir başkaları yeniden doldurur ve kayıplar başlar diye düşünerek buradan çağrı yapmak istiyorum. “Birlik ve beraberliğe şehir olarak bugün dünden daha çok İHTİYACIMIZ var.”

Yazar

Erdinç Teğmen

0 Yorum:

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi *