Bildiğiniz gibi geçtiğimiz günlerde Kayseri Şeker Fabrikasında 4 milyon gibi bir paranın buhar olup uçtuğu, dolayısı ile bu cebe indirilen! paranın akıbetinin ne olduğuyla alakalı sosyal medyada yayınlanan bir hesaptan yazılıp çizilmişti.

Üstelik söz konusu bu iddialarına, Kayseri Şeker’in kurduğu şirkete yatan 4 milyon TL paranın dekontunu da iliştirerek, “işte bakın burada yolsuzluk var, bu cebe indirilen paralarla ne işler çeviriliyor?” algısı oluşturuluyordu. 

Yalnız ilk bakışta bu iddiada bir eksiklik hemen göze çarpıyordu. Şöyle ki, şirkete paranın yatmış olması ve bunun dekontunun yayınlanıyor olması, orada bir yolsuzluğun olduğunu asla göstermezdi.

Neyse ben asıl konumuza geleyim.

Bütün bunlardan, fabrikanın içerisinden birisi ya da birileri bu muhasebe işlemlerini ve bankodekontunu dışarıda birilerine özellikle sızdırmakta olduğu anlaşılıyordu.  Aynı kanallarda daha önce de bazı bilgiler yine sosyal medyadan ve bir iki gazeteden sürekli paylaşılıyor ve mevcut yönetime ağır suçlamalarda bulunuluyordu.

Yani işletmenin içerisinde bir köstebek sürekli olarak bu yayın yapanlara belge ve bilgi sızdırıyordu.Bu belge ve bilgileri de kendi kimliğini gizleyip başka bir isme açtığı mail adresinden gönderiyor. Öyle ki geçtiğimiz ay içerisinde, Fabrikanın tanıtım ve reklamlarını yapan bazı medya gruplarına  ödenen makbuzlar dahi aynı kanaldan yayınlanmış, bundan dolayı hem fabrika yöneticilerine hem de Kayseri basınına ağır ithamlarda bulunulmuştu.

Yani işletmenin ihtiyacı olan tanıtımı yapan yöneticiler ve bu tanıtımı yapan medya organları eski yönetici tarafından ağır bir şekilde itham ediliyordu. Kendisi de biliyordu ki tanıtım yapmak bir işletme için olmazsa olmazdı ve de kendisi de fabrikayı yönetirken hayli fazla tanıtım-reklam gideri yapmaktaydı.

Geçtiğimiz günlerde bütün bu bilgileri sürekli aynı kaynaklara pas eden köstebek yakayı ele verdi.

Muhasebe servisinde çalışan K.Y. 3 yıl önce başladığı Kayseri Şeker’de 2 yıl sonra şefliğe yükseliyor. Daha sonra serviste kendi üzerine müdür getirilmesini kabullenemeyen K.Y. bunu kendisine hırs yaparak, dışarıya belge ve bilgi aktarmaya başlıyor. Amacı kuruma verebildiğince zarar vermek olduğu için de, eksik ve yanlış birçok bilgiyi muhataplarına servis etmenin peşine düşüyor.

Durumu böyle özetledikten sonra şu 4 milyon meselesinin nerden çıktığına ve bu durumun kendisini nasıl ele verdiğine dönmek istiyorum.

Şahsın işyerinde kullandığı bilgisayarından dışarı gönderdiği mailde şunlar yer alıyor, “ Merhaba Başkanım; Size yılbaşında bahsettiğim olayla ilgili bilgileri size gönderiyorum. Yayınlarsanız sevinirim.

Kayseri Şekerin dekontu da ekte başkanım.

(Başkan Hüseyin Akay’ı kasdederek,) ilk yatırımında 4.000.000 lira parayı eski parayla 4 trilyonu cebine attı. Kayseri Şeker’in yeni kurdukları şirkete  gönderdiği 4 milyon para yanlış gönderildiği gerekçesi ile buhar oldu uçtu. Nerede bu para Pensilvanyada mı? Kime aktarıldı bu para?

Akay Pensilvanya’ya mı gönderdi?  Levent villa mı yaptırıyor sizce saygıdeğer çiftçiler.”

Bu ve buna benzer birçok konuyu mail yoluyla dışarı sürekli olarak sızdıran K.Y.’nın İşletmede kullandığı bilgisayarında bütün bu doküman ve yazışmaları mevcut.

K.Y.’nın yukarıdaki yazısında geçen 4 milyon TL  nin aslında buharlandığı, uçtuğu falan yok. Kayseri Şeker 4 milyon lirayı yeni kurduğu şirket olan Lidaş’a sermaye artırımı yapmak için yatırıyor. Yatan paranın 2 milyon 550 lirası depo ofisi yapımı için müteahit firma Altuntaş inşaata ödenirken, 2 milyon 450 lirası da yatırıldığı tarihten 6 gün sonra yani 21.12.2015 tarihinde Kayseri Şeker’in hesabına tekrar aktarılıyor. Buharlaştı, kayıp denen para işletmenin yatırımı için harcanmış, diğer kısmı da Kayseri Şeker’in hesabına aktarılmış. Bu harcamaların ve geri aktarılan paraların kayıtları var.

Bu paranın buharlaşmadığını ve de paralel yapıya aktarılmadığını anladıktan sonra K.Y.’nın dışarı sızdırdığı banka dekontunu nasıl elde ettiğine ve sonrasında kendisini nasıl ele verdiğine bakalım.

K.Y. Şeker Bankı gizli numaradan arayarak yatan paranın dekontunu Kayseri Şeker uzantılı mail adresine gönderilmesini ister. Banka, verilen mail adresinin kurumsal işletme adresi olarak görüp ilgili dekontu şahsın verdiği adrese gönderir. Şahıs da bu dekontu mailde ekleyerek, başkanım diye hitap ettiği kişiye yayınlaması için ithamlarla birlikte postalar. Sosyal medya hesabından dekontun yayınlandığını gören fabrika yönetimi de bankanın bu dekontu kime ve nasıl verdiğini araştırmaya koyulur. Banka yaptığı çalışmaların neticesinde kendilerini arayan gizli numarayı tespit ettirir. Farklı bir yöntemle (ki bu konuya burada yer vermeyeceğim) numaranın o şahsa ait olduğunu fabrika yönetimine ispatlar. Bütün bu sızdırmaları kendisinin yaptığının anlaşıldığını gören şahıs da ortalardan toz olur. Tabi Kayseri Şeker de şahsın işletmedeki görevine son verir.

Kayseri Şeker sanıyorum bu sızdırma yapan eski çalışanı ve sızdırdıklarını ithamlarla yayınlayanlar hakkında suç duyurusunda bulunacaktır. Davanın sonucunun nereye varacağını, işleyişe bakarak az çok tahmin edebiliyoruz.

Yalnız şu var ki, iş konumuyla alakalı hırsına yenik düşen bir vatandaştan aldığın bilgi ve yetersiz belgeleri yayınlayarak sürekli bir kurumla uğraşmak yayınlayan kişiye ne katar? Bir dönem yönettiğiniz ve emek verdiğiniz kuruma ne getirir ne götürür?

Eğer elinizde sağlam belge ve bilgi varsa götürür yargıya teslim edersiniz ve kararı o merciler verir. Yok amacınız bir dönem yönettiğiniz ve size göre haksız yere görevden alındığınız yere tekrar oturup hizmet etmekse, 1.5 yıl sonra yapılacak seçimlere hazırlanır, projelerinizi çiftçilere anlatabilirsiniz.

Çiftçinin emeğinin işlendiği, işçinin ekmek parası kazandığı, devletine katma değer sağlayan önemli bir kurumu yıpratmaktan ve meşgul etmekten başka bir işe yaramayacak olan bu yönteminiz emin olun size de bir değer katmayacaktır.

Bırakalım iş doğal seyrinde yürüsün ve seçim zamanı çiftçi neyin ne olacağına karar versin. Dediğimiz gibi elinizde sağlam belge ve bilgi varsa hiç durmayın yetkili makamlara teslim edin. Yapılması gereken, etik olan ve size yakışan da bu olsa gerek.