‘Kanlı olur’ sözü boşa söylenmemiştir


390 Görüntüleme

AK Parti’nin önceki gün gerçekleşen olağanüstü genel kongresi daha önceki kongrelerden çok daha fazla anlam içeriyor. Davutoğlu’nun yüzde 49 ile Başbakan seçilmesinden 7 ay sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı görüşme sonrası naif istifasından tutun da, parti tabanının bu görev değişikliği kararını ‘yapılıyorsa doğrudur’ anlayışıyla karşılaması, sonrasında kongrede aday olarak tek ismin karar kılınmış olması, Davutoğlu’nun devir teslim konuşmasında önceki konuşmasında olduğu gibi AK Parti davası ve istikrarın devamı noktasında üst düzey bir konuşma gerçekleştirmiş olması gibi hususlar AK Parti’de başlı başına bir ortak akılın işlediğinin ve güçlü bir liderinin iş başında olduğunun bir göstergesi.

Bunlar bir realite ve de önemsenmesi gereken işleyişler. Ancak bu kongre aslında bütün bunların ötesinde çok daha başka anlamları içerisinde barındıran tarihi bir sürecin de adıdır.

Yeni Genel Başkan Binali Yıldırım’ın kongrede yaptığı konuşmasından da net anlaşıldığı gibi, yapılan bu bayrak değişiminin ve yapılan kongrenin anlamı, sistem değişikliğinin bir ilanıdır.  Yeni dönemin geriye dönülmez dönüşümünün önemli adımlarından biridir.

Tayyip Erdoğan liderliğindeki 13 yıllık AK Parti iktidarının revize ettiği ve dönüştürdüğü Türkiye’nin yeni dönemde yol alacağı sistemin keskin virajıdır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın halk oyuyla seçildiği Cumhurbaşkanlığı ile başlayan fiili dönüşümün adının konacağı anayasa değişikliği ve başkanlık sistemine geçişin sağlanacağı ‘Yeni Türkiye’ söyleminin fiiliyata geçirileceği bir devrimdir aslında.

Evet devrimdir diyorum çünkü nasıl ki koalisyon dönemlerinin sıkıntılarını yaşayan ülke insanının AK Parti iktidarını 13 yıldır seçim sandıklarından tek başına iktidara taşıyan tercihinin ana düşüncesinde, yeniden kaosa, yönlendirilmeye, baskı rejimlerine, darbelere, zayıf düşürülmeye fırsat vermeyecek bir düzenin kurulması ve istikrarın bozulmaması iradesi vardır. Türk halkı böyle bir iradeyi ortaya koymaktadır ve beklentisi de bu yöndedir. Son 13 yıldır önüne konan sandıkların sonuçları bunu ortaya koymaktadır.

Halkın bu iradesini ve beklentisini oluşturan partinin lideri Erdoğan, sistem değişikliği yaparak bu beklentiyi karşılamak istiyor. Zira ülke için verdiği hedefler ve vaatler ülke insanının yaklaşık yüzde 50’si tarafından kabul gördü, destek buldu.

Ülkenin iktidar kavgaları ve şahsi kaygılarla kaybedecek zamanı olmadığı gibi, kurumların yeniden yapılandırılarak, yıllardır ülke üzerinde oynanan ve oynanmaya da devam eden şer odaklarının bertaraf edilmesinin zamanı geldi de geçti bile. Yeni Türkiye söyleminin sözde kalmaması, dönüşümün ve gelişimin hızla sağlanması için sistem değişikliğine şiddetle ihtiyaç olduğunu hepimiz yaşadıklarımızdan açıkça görüyoruz.

Ülkede Başbakanlık makamı bundan sonraki süreçte koordinasyonu sağlayan daha dar kapsamlı bir müessese olacaktır. Yetki ve kavram kargaşası oluşturacak bir yapıdan, yeni Genel Başkan ve Başbakan Binali Yıldırım ile çıkartılmış oldu.

Kendi siyasi gelecekleri ve şahsi menfaatleri uğruna bu sistem değişikliğine “kanlı olur” söylemleri üretenlerin bu sözlerini “çapsızlıklarına” bakarak basite alınmaması gerektiğini vurgulamak isterim. Zira bugüne kadar Erdoğan üzerinden yaptıkları algı ve çabalarla ülkeyi yeniden eski pozisyonuna hapsetmek için çaba gösterenlerin, bu sistem değişikliği düşüncesi karşısında kıyameti kopartacaklarını ve de yeni sinsi planları şimdiden devreye sokmaya çalıştıklarını görebiliyoruz. O sebeple “”kanlı olur” sözlerini kendisine sarfettiren projecilerin sinsiliğinden münferit bu sözün dikkate alınması gerektiğini söylüyorum.

Boş durmayacaklar, yeni projeler ortaya koyacaklar, yine yeniden saldıracaklar, direnecekler. Bu onların yıllarca ülkemizde yaptıkları işler. Yeni planları acımasızca devreye sokmaktan geri durmayacaklar. Ancak bu çırpınışları da fayda sağlamayacak. Türkiye kararlı ve dönülmez bir yola girmiştir. Belki zorlanacağız ama başaramayacaklar bundan da eminim. Güçlü bir halk iradesi ve kararlı bir lideri var bu ülkenin. Mazlumların ve ümmetin umudu ve duaları bizimle beraber. Onların planları varsa Rabbimin de bir hesabı vardır. Yeter ki biz ülke olarak sağlam durmasını bilelim. Siyasi ve şahsi hırslarımızdan vaz geçelim. Küçük hesaplarla birliğimize ve beraberliğimize hasar açmayalım. Ülkenin ve şehrimizin menfaatini kendi hesaplarımızdan üstte tutalım. Fitneye, fesada ve paralel anlayışlara fırsat verecek davranışlardan uzak duralım ve hassas davranalım. Bu plancıların son hamlesi olacaktır ancak kazanan yine biz olacağız Allah’ın izniyle. 

Yazar

Erdinç Teğmen

0 Yorum:

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi *