Kâbe'de Huzur Bulmak


343 Görüntüleme

Yaklaşık son bir buçuk yıl içerisinde 3 kritik seçim yapan bir ülkede gazete ve televizyonculuk yapıyor olmanın kolay bir iş olmadığını yaşayarak anlamış oldum. Oyların kullanılıp sandıkların sayılması ve sonuçların açıklanması belki de 12 saatlik bir süre, bir buçuk yıllık süre zarfında toplamda 36 saat nasıl bir basın mensubunu yorar yıpratır diye akla gelir mi bilmem ama, bizim ülkemizde bu 36 saatlik oy kullanma ve sonuçların açıklanma işlemi dahi işi basın olmayan birisini birkaç gün dinlenme gereği duyacak yorgunluğu vermeye yeter de artar.

Seçimlerin aylar öncesinde ve sonrasında o kadar efor sarf ettik ki, bu süre zarfında meydana gelen olaylar ve akıllara ziyan veren hadiseleri  yaşayıp, arka planını ve mantığını yorumlayıp, ön yargıyla yaklaşan bazı vatandaşlara rağmen bütün bunları hem kaleme almak, hem de canlı yayın ekranlarda ifade edebilmek bizi epey bir yormuş. Kutsal topraklarda Peygamber a.s.ın izinde yeniden manevi bir huzur tazeleme ihtiyacı duyduk.  

Ülke gündemi seçimlere ara vermekle durulacak, hafifleyecek, sorumluluklarımız azalacak değildi tabii ki. Daha da donanımlı ve güçlü olmak, daha da fazla gayret gösterip görevlerimizi hakkıyla yürütmemiz gerekiyordu. Bunun için yeni bir toparlanmaya, itici bir güce, taze bir motivasyona, manevi olarak bir yenilenmeye, huzur yenilemeye, ezcümle resetlenmeye ihtiyacım olduğu şuuruyla Ramazan Umresi yapma arzusu hasıl oldu ve Rabbim nasip buyurdu.  

Bu dönemde Hac yapma arzumuz  vardı aslında ancak şartlar ve zaman bir kez daha umre yapmaya imkan tanıdı. Hac değil de Ramazan umresi imkanı hasıl olduğunda, bir taraftan kendi kendime, “demek ki bundan öncesinde dört defa umre yapmış olsan da henüz hac yapmaya hazır değilsin, karşılığı cennet olan bu kutsal görevi henüz hak etmemişin” derken diğer taraftan da Ahmet bin Hanbel, İbn Mace'den rivayete göre Efendiler Efendisinin “Ramazanda yapılan umrenin sevabı bir haccın sevabına denktir” hadis-i şerifleri gönlüme su serpti ve ramazan umresi ile hac sevabı alabilme umudu ile kefenimizi giyinerek iki parça beyaz örtü içerisinde Cidde Havalimanına indik. Kıyam Turizm ile geldiğimiz Cidde de Abdulaziz kardeşim bizi karşıladı ve otelimize doğru yol alırken, gönlümüzü birazdan Allahın evi Kabeye kavuşacak olma heyecanı sardı. Bu dünyanın en güzel hazzı ve heyecanını daha önce 4 defa yaşamış olmak asla bu duyguyu bende azaltmamış, daha da artırmıştı.

Kabe’ye ilk kavuşma anı

Otele yerleştikten sonra telbiyeler getirerek Kabeyi Muazzamaya yöneldik. O ilk görme anı her mümini heyecanlandırdığı gibi beni de inanılmaz heyecanlandırdı. Nasıl olmasın ki, Kabeyi ilk gördüğünde yapılan duaları Allah geri çevirmez buyurulur ve bundan dolayı da günler öncesinden o ilk görme anında yapılacak dualar hafızalarda tutulur, Rabbe arz edilmeyi bekler. Kabeye ulaştığımızda yatsı namazı okunuyor olduğu için Merve tepesinin yanıbaşında öncelikle Yatsı namazımızı eda ettiğimizden bu ilk buluşma anı bir süre tehir oldu.

Safa Merve tepesi arasında say yapmakta olan umreci  kardeşlerimizle birlikte namazımızı kıldık. Burada namaz kılan Beytullah misafirlerinin bir tamamı ihramlı olduklarından, adeta mahşer alanını andıran bir atmosfer oluşmuştu.  Kabeye kavuşma arzusu ve iştiyakı bu atmosferde bizde daha da arttı. Namaz bitiminde başlarımız yerde ilerledik siyah örtüsü içerisindeki Beytullaha. Başınızı kaldırmayın diyordu kafile başkanı, “ola ki gözünüzün ucuyla görürsünüz de o günler öncesinden hazırlandığınız dualarınızı o ilk heyecanla makamına arz etme anını kaçırırsınız düşüncesindeydi. Gruptaki kardeşlerimizle birlikte bizde öyle yaptık. Beytullaha yaklaştıkça tavaf yapan kalabalığın dua ve yakarış sesleri daha da belirginleşiyordu. Bizim de ilk buluşma heyecanımız katlanıyor, yüreklerimizi zorluyor, dayanılmaz bir hal alıyordu.

Beklediğimiz ses olan “haydi şimdi kaldırın başlarınızı, Beytullah karşınızda ve ellerinizi O Yüce Makama kaldırın” sözleriyle gözlerimiz görmek istediği makamı aradı.

Aman Allahım Kabe yine muhteşem, Kabe yine alımlı, Kabe yine müthiş çekim gücüne sahip, geçen yıl bıraktığım gibiydi. Zor ayrılmıştık geçen yıl arkadaşlarımızla gözümüz yaşlı, tekrar buluşma arzusu ve dualarıyla. Dualarımız kabul olmuştu. Nasıl olmasın ki dua makamında yapmıştık tekrar gelebilme  dileğimizi. Kaldırdık ellerimizi ve sıkıntılarımızı, yorgunluklarımızı, isteklerimizi, Türkiyedeki kardeşlerimizin, dostlarımızın, akrabalarımızın selam ve dualarını Yüce Yaratıcıya arz ettik. Dakikalarca gözlerimizi Beytullahtan ayırmadan, gözyaşları içerisinde.   

Hacer Validemizin izinden say

Hacer'ül Esvet hizasına gelerek umre tavafı yapma niyeti aldık, Efendimizin elleriyle yerleştirmiş ve  öpmüş olduğu cennet taşını selamlayarak o kutlu manevi helozona kendimizi bıraktık. Kabe'i Muazzamada yapılan ibadetler içerisinde tavaf en önemli ibadettir buyuruluyor. Sevabı en fazla olan ibadet. Kabeyi  sol tarafına alarak dönen; rengi, ırkı, dili, yaşı birbirinden farklı binlerce insanla birlikte omuz omuza coşkuyla dönüyorsunuz. Günde beş vakit yöneldiğiniz Kabe ile kucaklaşıp hasret gideriyorsunuz. Döndükçe kanatlanıyor aradığınız huzuru buluyorsunuz burada.

 Tavafımızı tamamlayarak saya geçtik ve Hz. Hacer Validemizin oğlu Hz. İsmail için su ve yiyecek aradığı Safa-Merve tepeleri arasında biz de ruhumuzun gıdasını aradık büyük coşkuyla.

Umremizi tamamladıktan sonra vakit namazlarımızı bire yüzbin sevap verilen Kabei Muazzamada kılıp, aşırı sıcakların izin verdiği ölçüde bol bol tavaf edip, sonrasında da Beytullahı temaşa etmekle zamanımızı geçirmenin gayreti içerisinde oluyoruz.  Rabbim Kabul buyursun.

Hem Türkiyeden ayrılırken, hem de sosyal medyadan ulaşarak bize dua ve selam sorumluluğu yükleyen kardeşlerimizin dua ve isteklerini Beytullahta arz ediyoruz. Rabbim onların da dua ve selamlarını kabul buyursun.

Ülkenin huzuru için Kabede dualar ediliyor

Buradaki Türk umrecilerimiz, seçim sonrası ülkemizde oluşan siyasi krizin seyrini internetten ve televizyon ekranlarından fırsat buldukça merak edip takip ediyorlar. Bu sürecin ülkemizin hayrına neticelenerek bir an önce istikrarlı ve ülkeye fayda üretebilecek bir hükümetin kurulabilmesi için dualar ediyorlar. Bu durumun buraya olumsuz olarak yansıdığı konulardan birisi, ülke paramızın değer kaybettiği. Euro ve riyal karşısında değer kaybeden Türk lirasının alım gücü zayıflamış olduğundan başta elektronik cihazlara olan talep tamamen sıfıra inmiş durumda. Sadece mecburi ihtiyaçlarını buradan karşılıyor umrecilerimiz.

Bende bu sürecin ülkemiz hayrına çözümlenerek neticelenmesini Mekke-i Mükerreme den yüce Rabbime arz ediyor, saygı ve muhabbetle okuyucularımı selamlıyorum. 

a-001.jpgb-001.jpgc-001.jpg

Yazar

Erdinç Teğmen

0 Yorum:

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi *