Yükleniyor
Yükleniyor
“Allah, şifasını vermediği hastalığı yaratmamıştır. Onu bilen bildi, bilmeyen de bilmedi.” (Buhari, Kader 4)
Hastalıkların arttığı gönüllerin deva bulamadığı Manevi ikliminizin de bundan payını aldığı zamanlardan geçiyoruz.Önce sağlık derken laf ucuyla dokundurduğumuz söylemden öteye gidemiyoruz .Yaşam şartlarını iyileştirme adımları atmaya çalışırken, hayat düzenimizi çok değiştiremiyoruz.Hergün kendimize sözler verip bu kez olacak bu kez başaracağım sağlıklı beslenme düzenimi oluşturmalıyım derken döngümüzün bittiği noktada kalakalıyoruz.
En büyük kararlılık anahtarının irade olduğunu aslında dünyanın denge ve irade sistemiyle ilerlediğini defalarca tecrübe ediyoruz.Hareketsiz uyuşuk bozuk bir dünya kurmuşuz kendimize.Genetik hastalıklar hariç bir çok hastalığın şifasının aslında vücut sistemimizin ne istediği neye ne ölçüde cevap verdiğini, tevafuk diyebileceğimiz durumlarla karşılaşınca cevabını alıyoruz.O yüzden verilen sinyalleri doğru anlamak ve çözümünü doğru yerde aramak lazım. Tüm hastalıkların zihinsel nedenleri kitabında louise L.Hay duyguların hastalıklar üzerindeki etkilerini anlatmaktadır. Aslında bilinçli bir şekilde kendimizi hasta ettiğimizi anlatıyor bu eserde.Mesela baş ağrısının mükemmeliyetçi insanlarda daha çok olması,bel ağrısının geçmişle ilgili sorunları olan kişilerde bulunması,bacak ağrılarının ilerleme korkusu olan kişilerde olması tesadüf değildir.Duygularımız çoğu zaman bizi kontrol eder vaziyettedir.Tabi ki buna müsaade edenlerse bizleriz.Hayat yolculuğunda günlük iletişimlerimizde de böyle değil midir?
Bizler çevremizdeki insanlara müsaade ettiğimiz müddetçe varlar müsaade ettiğimiz müddetçe hayatımızdalar. Rıza göstermek ve boyun eğmek duygularımızda dahil olmak üzere gönüllü kurban olma durumundaki kişileri iten en büyük tuzaklardan değil midir?
Japon bilim adamı Masaru Emoto yıllar önce suyun duygularla etkileşimi üzerine su kristalleriyle ilgili deney yapmış.Güzel sözler söylenerek,sevgi mutlulukla ilgili… bekletilen su kütleleri kar kristalleri gibi güzel şekiller oluştururken,kötü söz söylenen kütlelerse balçık gibi dağınık kötü şekiller oluşturmuştur.Bu deney bize göstermiştir ki Allahın mucizesi olan vücudumuzun dörtte üçü suyla kaplı.Küçücük su kütleleri bu kadar olumsuzluktan kötü sözlerden etkilenebiliyorsa biz kendi ruhumuza nasıl kötülükler yapıyoruz?
Değil midir ki insan kendi kendisinin düşmanı, kendi ruhunun katilidir….
0 Yorum:
Yorum Bırakın