Hedefte Türkiye, Rusya ve İran var


423 Görüntüleme

15 Temmuz darbe kalkışması, Beşiktaş ve Kayseri terör saldırıları ile Rusya’nın Ankara Büyükelçisi AndreyKarlov’un suikasta uğraması,Nato’nun Türkiye ve bölgede ardı ardına planlı bir biçimde uygulamakta olduğu kirli bir senaryodur. Hepsinin de adresi belli ve aynıdır.

15 Temmuz ve Büyükelçi suikastı, FETÖ üzerinden, İstanbul ve Kayseri canlı bomba saldırıları da PKK eliyle Batı’nın bizim topraklarımızda hem Türkiye’ye hem de Rusya ve İran’a yönelik açık ve net bir operasyondur.

Aslında bu operasyon Rus uçağının sınırımızda düşürülmesi ile iki ülke arasında soğuk rüzgarlar estirilmek suretiyle kendini göstermiştir. Öncesinde başlatılan Suriye savaşı ise, özellikle bu üç ülkeyi karşı karşıya getirip, birbirleriyle çatıştırma stratejisi içeren büyük bir oyunun fitilini ateşlemiştir. Burada da DEAŞ ve YPG terör örgütleri üzerinden yol alınmıştır.

FETÖ’nün son dönemde üretmiş olduğu İran söylemleri de bu amaca yönelik algı ve planın bir parçası olarak önümüze çıkmaktadır. MİT tırlarının Adana’da durdurulması da, bu projenin bir başka planlıargumanıdır.

PKK, PYD, DEAŞ ve FETÖ gibi örgütler bu amaca hizmet etmiş olan batının icadı maşalardır.

O sebeple bu örgütlerden birinin diğerinden farkı yoktur. İşte bu nedenledir ki, PKK ile mücadele verirken,  FETÖ ile de aynı kararlılıkla mücadele verilmelidir. PKK’nın başı ezilirken de, FETÖ üyeleri ile hesaplaşırken deasla tereddüt gösterilmemelidir. Şu iyi bilinmelidir ki, PKK, PYD ve DEAŞ kime hizmet ediyorsa, FETÖ de aynı yolun ihanet içerisindeki yolcusudur.

Unutmayalım ki CIA ve MOSSAD bugüne kadar neredeyse planlamış oldukları hiçbir işinde başarısız olmamış profesyonel ve acımasız bir operasyon gücüdür. Ta ki 15 Temmuz halk direnişine kadar. 15 Temmuz’da Batı’nın bu istihbarat örgütleri ilk defa kaybetmişlerdir. Ülkemiz üzerindeki agrasifliklerinin nedenide budur.

NATO bugün net olarak Türkiye, İran ve Rusya’ya açıktan savaş pozisyondadır. Bugün dünden daha farlı bir yöntemlerle vuruyorlar. Uçak krizi ile kısa süreli başardıkları Türkiye-Rusya krizinin aşılmakta ve iki ülkenin yakınlaşmakta olduğunu gören Batı, büyükelçi suikastı ile bu yakınlaşmaya rıza göstermeyeceklerini deklare etmişlerdir.

Büyükelçi suikastıyla, Kayseri canlı bomba saldırısı sonrası, ‘terörle mücadelenizde yanınızdayız’ diyen Rusya’ya, ‘siz destek olamazsınız, olmamalısınız’ mesajını vermişlerdir. Bunların hedefinde sadece Türkiye değil, Rusya ve İran da vardır.

Rus Büyükelçisi suikastının olduğu anlarda birkaç arkadaş ile birlikteydik. Halep’e destek için gittiği Cilvegöz Sınırından oldukça karamsar ve moralsiz dönen bir arkadaşım, olayın birkaç dakikalık şaşkınlığını üzerinden attıktan sonra, ‘arkadaşlar not edin bu Türkiye ve bölge için bir kırılma noktasıdır ve hayra vesile olacak’ dedi. Doğru söylüyordu zira, her iki ülke de uçak düşürme oyunu benzeri bir tuzağa düşmeyecek tecrübeyi kısa bir süre önce edinmişlerdi. 

Cumhurbaşkanımız Erdoğan olayın hemen sonrasında Putin’i arayarak, olayla ilgili bilgilendirdi ve ortak ekip kurarak birlikte çalışma kararına vardılar. Radikal İslamcı görüntüsü veren saldırganın FETÖ üyesi olduğu anlaşılmasıyla birlikte, Rus tarafı Türkiye ile kendilerinin karşı karşıya getirilme amaçlı işlenen bu cinayetin amacına ulaşamayacağı açıklamalarında bulundu.

İki ülkeyi karşı karşıya getirme amaçlı işlenen bu cinayet hedefine ulaşmadığı gibi, daha fazla işbirliği içerisinde olacakları bir pozisyon üretti. Önceki gün Moskova’da bir araya gelen Türkiye, İran ve Rusya, Suriye konusunda genel bir ateşkes ve çözüm yolunda ciddi bir adım attı.

Bu karar, üç ülkeyi de ilgilendiren son derece stratejik ve doğru bir cevap olmuştur.

Bu suikast saldırısı, üç ülkeyi birbirine düşürmenin planını yürüten Batı’nın ortak düşman olduğu bilincini oluşturacaktır.

FETÖ artık sadece Türkiye’nin değil, Rusya’nın da mücadele edeceği bir yapı olarak madara olacaktır.

Milli seferberlik kararı alan Türk halkı, ortaya koyacağı birliktelik ve inanmışlık ruhuyla daha diri ve iri bir duruş sergileyecektir.

Birileri şunu iyi anlayacak, patlattığınız canlı bombalar ve sıktığınız kalleş kurşunlarınızla belki canlarımızı yakabilirsiniz ancak, canımızdan aziz bildiğimiz bu kadim toprağımızı asla bölemezsiniz.

Çünkü biz bir ölür, bin diriliriz.

 

Yazar

Erdinç Teğmen

0 Yorum:

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi *