Hadi oyunu bozalım


402 Görüntüleme

2.5 yıl şehit haberi almamaya kendimizi o kadar alıştırmıştık ki, 7 Haziran seçimleri sonrasında başlayan terör saldırıları sonucu bazı günler üç, dört ayrı saldırıda onlarca şehidimizin olduğu haberi ülke olarak yüreklerimizi dağladı. Terör örgütünün yollara döşedikleri patlayıcılarla kalleşçe kurduğu her pusu sonucunda verdiğimiz şehitlerimiz yüreklerimizde adeta ateş közü etkisi yaptı.

Gelen şehit haberleri ülke insanımızın büyük tepkisini çekti ve halkımızı sokaklara döktü. Eline Türk bayraklarını alan halkımız sloganlar atarak sabahlara kadar teröre lanet etti. Kayseri halkı da bu tepkileri ortaya koyan şehirlerimizin başında geliyor. 

Türk milleti olarak diğer ülke insanlarından farklı bir yapımız var. Her ne kadar da üslup olarak siyasi dilimiz sorunlu da olsa, sahiplenme ve hassasiyetlerimiz noktasında güçlü bir yapımızın olduğu aşikar. Terör saldırılarını kendisi için tehdit olarak gören ve kutsal vatan savunması görevini yürüten canlarının şehit edildiğini gören Türk halkı tepkisini de ortaya koymuş oldu.

Demokratik yollarla, sesimizi yükseltip tepkimizi ortaya koymamız gayet insani ve de gerekli bir durumken, bu hassasiyetimizi şiddete dönüştürmeye ve mecrasını kaydırmaya çalışanların gayretlerini de görmüş olduk. Güvenlik güçlerimiz kararlı bir şekilde terörün üzerine gidiyor ve gerekli cevabı en güzel şekilde veriyorken bizim de buradan tepkilerimizi ortaya koymamız normal olan. Ancak ülkeyi kargaşaya ve iç savaşa götürme hedefinde olan ve bunu her fırsatta devreye sokmaya çalışanların ekmeğine yağ sürecek duruma getirmemek de gerekiyor. Tepkilerimi ortaya koyarken itidali de elden bırakmamak gerek.

Geçmişteki tecrübelerimizden iyi biliyoruz ki sokaklar hiç tekin değil. Gezi olaylarında ve öncesindeki bazı sokak olaylarında kalabalıkları yönlendiren bazı bu iyi niyetli olmayan grupların burada da devrede olduklarını görüyoruz. Aman oyuna gelmeyelim, tuzağa düşmeyelim. Arap baharı adı altında başlattıkları sokak olaylarıyla ülkeleri nasıl da savaş alanlarına döndürdüklerini biliyoruz, görüyoruz. Ülkemiz için defaatle denediklerini bir kez daha denemenin gayreti içerisindeler. İç huzurumuzu bozarak, siyasi istikrarsızlıklarla ekonomimizi bozup, iç savaş çıkartarak ülkemizi kendilerinin yönetecekleri bir konuma getirmeye çalışıyorlar.

Siyasilerimiz gerginliklere yol açacak söylemlerden mutlak manada uzak durmalılar. Tabanlarını şiddete sevk edecek sorumsuzca yapılan açıklamalar ülkeye telafisi zor olabilecek yaralar açabileceklerinin şuurunda olmalılar. Seçimler öncesi oy devşirecek sorumsuz açıklamalar değil, ülke bütünlüğünü koruyucu ve geçirmekte olduğumuz zor zamanları en az zayiatla atlatabilmemize katkı sağlayıcı sözler sarf etmelerini bekliyoruz. Ey siyasiler, bu sorumluluğu taşımaz ve yangına körükle giderseniz, bir müddet sonra siyaset yapabileceğiniz ortam dahi bulamayabilirsiniz. Hemen yanı başımızdaki Suriye, Irak, Mısır ve diğer ülkelerin durumları ortada. Lütfen sorumluluklarımızı yerine getirelim ve şiddete yol açabilecek söylemlerinizden vaz geçin.

Bakın Doğu ve Güneydoğu'da Kürt halkı ve aşiretler ardı ardına açıklamalarda bulunup PKK'yı artık bu ülkede istemediklerini ilan ediyorlar. PKK leşlerini ortada bırakıp, cenazelerini sahiplenmiyorlar. Siyasi uzantıları 3-5 HDP üyesi sap gibi kala kalıyor cenazelerin başında. Güvenlik birimlerimiz kararlı bir şekilde hainlere karşılığını veriyor.

Ülkemiz gerçekten zor bir süreçten geçiyor. Dış güçler içerideki işbirlikçileriyle birlikte PKK terör örgütü üzerinden Türkiye'ye diz çöktürmeye çalışıyorken, biz kendi içerimizde çözülmeden bir duruş sergileyelim. Üzerimize oynanan oyunu ancak bu şekilde bozarız. Ülke insanı olarak bu güçlü iradeye sahibiz. Hadi bir kez daha bunu tüm dünyaya göstermiş olalım.

Yazar

Erdinç Teğmen

0 Yorum:

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi *