Gerçek bir başarı hikayesi...


403 Görüntüleme

Bundan yaklaşık 2 yıl öncesiydi. Kayseri Şeker Fabrikası Kayyum Heyeti Başkanı Hüseyin Akay, fabrikanın tesislerinde basın mensuplarını toplamış, önceki yönetimden kalan borçlarının önemli bir kısmını ödediklerini, bu şekilde devam ederse de 2 yıl içerisinde Kayseri Şekerin bütün borçlarının tamamını faiziyle birlikte ödeyip bitireceklerini anlatıyordu.

Ödenen borçların rakamsal tutarı hayli fazlaydı ancak, kalan borç rakamının da devamındaki sıfırların epey bir fazla olması fabrikanın borçlarının tamamen ödenip kara geçeceği ve yeniden yatırımlara başlayacağı düşüncesi sadece beni değil diğer basın mensubu arkadaşlarımızı da epey bir karamsarlığa itmişti. Zira o dönemlerde geçmişten gelen davaların, fabrikanın aleyhine sonuçlanmaya devam ettiği  ve borç hanesine yeni borçların eklendiği haberlerini de gazetelerimizde yazdığımızı hatırlıyorum. Bir an önce borçlarından kurtulup yoluna devam edebilmek için İstanbuldaki arazisini elinden çıkarmak için müşteri arandığı günleri hatırlıyorum.

Bir arkadaşım, “atanan kayyum heyeti çok gayretli ve iyi işler yapıyorlar ama, Başkan çok iyimser konuştu, bu borç bu kadar sürede bitmez” diye yorum yapmıştı.  Yine meslektaşlarımız arasında, nasıl oldu da fabrika bu kadar borç batağına itildide, kapatılma noktasına getirildi diye yorumlar yapıldı.

Getirildiği son noktada bankaların dahi kredi vermekten imtina ettiği Şeker Fabrikasını düzlüğe çıkarmakta kararlıyız diyen Hüseyin Akay 4,5 yıl içerisinde tüm ekibiyle birlikte tüm zorluklara rağmen çok çalıştı çabaladı ve Kayseri Şekerin 2014-2015 mali yıl sonu değerlendirme toplantısında dönem sonu cirosunu 892 milyon TL, dönem karını da 127 milyon TL olarak açıklayarak, Kayseri Şekerin, Türkiye de 500 sanayi kuruluşu arasında ilk yüz içerisinde yer aldığını ve bu değerle Kayseride vergi rekortmeni olduğunu ilan etti.

Rekor ciro ve rekor kara ulaşan Kayseri Şekerin bundan sonra yatırım atağına geçmesi gerçekten bir başarı hikayesidir. Bu gerçek başarı hikayesinde fabrika kapısına kilit vurulma noktasından alınarak kısa diyebileceğimiz bir zaman diliminde borçlarının tamamı ödeniyor, her yıl yeni rekorlar elde ederek cirolar ve karlar açıklanıyor,

Kayseri vergi rekortmeni  olarak devlet hazinesine katkıda bulunuyor, yeni yatırımlarla istihdam alanı oluşturuyor, zarar eden ve iş yapmayan şirketler bir bir kapatılarak kara delikler kapatılıyor, çiftçinin geliri ve refah seviyesi yükseltiliyor, sadece çiftçisi değil ortakları da kardan pay almaya başlıyor, pancar taban fiyatları devletin ödediğinden daha fazla ilan ediliyor,

 çiftçi avansını daha erken ve daha yüksek meblağlarda almaya başlıyor, çiftçinin rahat üretim ve söküm yapacağı imkanlar oluşturuluyor. Çiftçinin diğer ürünlerini de daha karlı olarak değerlendirebileceği yatırım ve destekler kendisine fabrika tarafından sağlanıyor ve de mali genel kuruluna bir seçim genel kurulu olmamasına rağmen bin beşyüz bayan çiftçisi katılarak bir ilk gerçekleşiyor, on binin üzerinde çiftçi yapılan genel kurulda, bütün bunları kendisine sunan yöneticilerini salonda ayakta alkışlıyor.      

Kampanya açılışında, pancar ekiminde ve hasatında çiftçisinin tarlasında olan, hastasında, cenazesinde, sevincinde, kederinde çiftçisinin yanında olan, iftarında sahurunda çiftçisinin sofrasında olan Hüseyin Akay ve ekibi çiftçisinin gönlüne girmeyi başarmış gözüküyor.

Verdiği emanete sahip çıkan yöneticilerini çiftçilerin bağırlarına nasıl bastıklarını ve gönülden sarılıp kucakladıklarını katıldığım yatırım ve kampanya açılış programlarında bizzat şahit oldum.  Kayseri Şeker, Kayserinin parlayan yıldızı olarak ışıl ışıl yanmaya başlamış bile. Kayserinin siyasilerini bu programlarda görmemek doğrusu beni fazlasıyla üzdü...

 

Yazar

Erdinç Teğmen

0 Yorum:

Yorum Bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi *