Türkiye, hainlerin 15 Temmuz'da kalkıştığı darbe girişimiyle,  Fetö örgütünün gerçek yüzüyle net olarak yüzleşmiş oldu. 

Bu hain örgütle, 17/25'den sonra Paralel Devlet Yapılanması adı altında bizzat Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, mücadele başlatmıştı.

Ancak 15 Temmuz'a kadar PYD mücaddelesini sadece REİS'in kendi başına verdiği anlaşılmış oldu. Hatta REİS bu durumu " Ben kendi arkadaşlarıma dahi anlatmakta zorlanmıştım" şeklinde açıklamıştı.

Neyse artık olan oldu,  şimdi gerçeklerle yüzleşme zamanı geldi. Artık bu hesap şimdide görülmezse,  yeni bir şans daha vermezler diye düşünüyorum. Bu hain örgüte kim destek verdiyse yargı önünde hesabını vermek zorunda. 

İsterseniz biz meselenin Kayseri boyutunu irdeleyelim. Kayseri, bu hain örgütün uzun yıllardan beri en önemli finans kaynağı olmuş. Hiç kimse çıkıpta arkadaş ben bunların hain olduğunu bilmiyordum, bilseydim hiç akçeli işlere girmezdim demesin. Bu şehirde bir çok kişi, kuruluş bu örgütle birlikte anormal şekilde çok hızlı büyüdü. 

Tabi paranın esiri oldukları için, bu duruma hiç itiraz etmediler. Para gelsinde,  nasıl gelirse gelsin dediler. Ama günün birinde haksız kazançlarının hesabının sorulacağını hiç düşünmediler.

Bu şahısların yaptıkları yanlışlar,  öyle  zararlar verdiki, bunun acısını , sıkıntısını Kayseri uzun yıllar çekecektir. Kayseri şuanda dışarda siyasi ve ekonomik olarak çok kötü şekilde anılmaktadır. Bu durumların yaşanmasına vesile olanlar, gerçekten Kayseri'ye çok kötü zarar vermişlerdir. 

Yıllardır hem Kayseri'nin paralarını toplayıp PENSİLVANYA'ya gönderdiler, hemde Kayseri ismine kara bir leke sürdüler.

Şimdi bu kara tabloya sebep olanlara, 27 gün boyunca meydanlarda nöbet bekleyen hakiki Kayseri'liler çok kızıyor ve şöyle diyorlar " Bu hain örgüte kim destek vermişse cezasını çekmelidir." 

Kayseri'de bu anlamda FETÖ operasyonlarında oldukça başarılı bir grafik çiziliyor. Vali Süleyman Kamçı ve Emniyet Müdürü İbrahim Kulu'lar gayet uyumlu çalışıyorlar. Emniyet Müdür'ü Kulu'lar önceki Vali Düzgün döneminde bu konuda  sıkıntılar yaşıyordu. Ancak şimdi böyle bir durum söz konusu değil. 

Demokrasi mitiglerinin gerçek kahramanları, şuanda  siyasette gerçek anlamda temizlik yapılmadığından şikayetçiler. Sadece işadamına memura işçiye, emekliye dokunarak gerçek anlamda temizlik yapılamayacağını düşünüyorlar. Bakan'a, Milletvekili'ne, Belediye Başkanı'na, İl Başkanı'na, İlçe Başkanı'nada dokunulması gerektiğini düşünüyorlar. Eğer gerçek anlamda temizlik yapılacaksa, her alanda yapılması gerektiğini ısrarla istiyorlar. 

Bu anlamda ben, Bakan, Milletvekili ve Belediye Başkanı'na dokunulacağını düşünmüyorum. Ancak 2017'de bir erken seçim yapıp, bunlardan ancak öyle kurtulacaklardır. Ama İl ve İlçe Teşkilatlarına dokunacaklardır. Büyük bir ihtimalle Ekim ayı içerisinde Kayseri teşkilatlarında da revizyon olacaktır. 

Şuanda en az iki İlçe Başkanının kesin olarak alınacağı konuşuluyor. İl yönetimindende 4-5 kişinin istifasının isteneceği iddia ediliyor.

Sonuç olarak, bu işler ne kadar hızlı yapılırsa, Kayseri'de de  o oranda hızlı normalleşme sağlanır. Herkes işine, gücüne odaklanır. 15 temmuz'un sevindirici taraflarından biriside, artık Kayseri’nin parası, Kayseri'de kalacak olmasıdır.  Kayseri sanayicisi, esnafı Fetöcülerden yakasını kurtardığı için, kazandığını yine şehrine yatırırm yaparak değerlendirecektir. Bazı şerlerin, hayra dönüşüyor olması bu olsa gerek...