Yükleniyor
Yükleniyor
ABD başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesi Türkiye’ye ve bölgeye ekonomik ambargo uygulamaya devam ediyor.
Hedefe koydukları ülkeleri pes ettirmek adına devreye koydukları bu yöntem çoğunlukla etkili olur. Bunun örneğine yakın zamanda Katar’a uygulanan ekonomik ve siyasi baskılarla şahitlik ettik.
Ekonomisi güçlü olan Katar, Türkiye’nin de desteğini alarak bu etik olmayan ambargoyu ters yüz etmeyi başardı.
Üstelik Barselona takımından astronomik maliyete Fransa’ya transfer ettiği Neymar ile sözkonusu bu ambargoya karşı gövde gösterisi yaparak cevap verdi.
Ülkemize bugün yapılmakta olan da budur. 5 Nisan kararlarının alındığı dönemde 1 milyar dolarlık ambargo ile ülkeyi felç ettiklerine şahitiz. Sonrasında daha yüksek meblağlar ile baskı kurdular ancak Türkiye aldığı tedbirlerle bütün bu ambargo girişimlerini teyet geçmesini bildi.
Siyasi baskı ve darbe girişimlerinden de netice alamayınca, bugün yine aynı yöntemle geliyorlar. 2019 seçimlerinde halkın siyasi tercihini değiştirme amaçlı, güçlü bir biçimde ekonomik dengeleri değiştirmenin çabası içerisindeler.
Bu yönteme alışık olan Türk halkı, süreci atlatacak iradeyi gösteriyor. Dolar ve Euro her geçen gün artış gösteriyor olsa da, milli ruhla hareket eden yatırımcılarımızın gayretleri ve halkımızın göstermiş olduğu inanmışlık, bu ahlaksız baskının da akamete uğratılacağının en büyük göstergesidir.
Ekonomik kriz dönemlerinde bazı firmalar freni çekerek mevcudu korumaya çalışırken, yatırımlarına hız kesmeden devam eden bir çok firma da marka ve yeni pazarlara yönelerek durumu fırsata çevirir. Krizler gerçekte işini bilenler için birer fırsattır, bunun için kurumsal kaynak planlaması ciddi öneme sahiptir.
Şirketlerin kriz zamanlarında çoğunlukla yaptıkları şey, korumacı tutumlar ve sıkı bütçe kontrolüdür. Bu sebeple ortaya çıkan eylemsizlik, krizleri fırsata çevirme şansını başlamadan bitirir.
Kurumsal kaynak planlaması, kriz dönemlerinin can simididir. Kaynakların planlanıp yeniden dağıtılması, sürdürülebilir iş süreçlerinin reorganizasyonu ve normalleşme prosedürlerinin uygulanması, krizin fırsata dönüşmesini sağlar. Ancak zaman kaybedilmeden eyleme geçilmek kaydıyla. Birçok şirket yöneticisi finansal manevraların ve kaynak kullanımının, kriz nedeniyle yaşanacak durgunluktan dolayı bir işe yaramayacağını düşünür. Oysaki bu hamleler krizin fırsata dönüşmesinin reçetesidir ve pek çok örnek ile bu durumun doğruluğu teyit edilmiştir.
Kriz dönemleri gerçekte işletmelerin bir silkelenme noktasıdır. Zayıf süreçler ve verimsiz işler elenir, kârlı işlerde yoğunlaşılarak uzmanlaşılır. Bazı iş süreçlerinde ve ürünlerde ısrarcı olmak, bu alanlara enerji ve kaynak ayırmak krizin etkilerini daha da derinleştirecektir. Bir çıkış veya bırakma noktasının tespiti hayati öneme sahiptir.
İyi günler birçok konunun ihmal edildiği zamanlardır. Bunların başında da müşteri ilişkileri gelir. Müşteri ilişkileri yönetimi zor zamanlarda kaybedilen müşterilerin yeniden kazanılmasını sağlar. Kaybedilmiş müşteriler ile yapılan görüşmeler, bir dış görüş sağlar ve iş süreçleri ile ürünler müşterilerin ihtiyaçları doğrultusunda değiştirilir. Krizin tetiklediği müşteri odaklı bir anlayış iş körlüğünden kurtuluşun ilacı olacaktır.
Krizler şirketleri sürekli yeni arayışlara zorlar, bu arayışlar içinde de yeni bölgeler yeni pazarlar vardır. Bir çıkış noktası bulabilmek için yeni yerlerin, yeni iş ortaklıklarının araştırılması gerekir. Sahip olunan iş deneyimleri ve bilgi birikimi büyük bir avantajdır.
Günümüzde iş koşulları ve şartlar şirketleri her daim tetikte ve aktif olmaya zorluyor. Değişime direnmek yerine ona yön vermek ve şekillendirmek güçlü rekabetin başlıca koşulu. Fırsatlar siz onu zorladıkça vardır. Gerçekte kriz, kabullenmek ve şartlara boyun eğmektir. Bu nedenle zor günlerin sancısının, iyi günlerin başlangıcı olduğunu unutmamalıyız.
Reklam ve medya planlaması da bu fırsatın tetikleyicisidir. İyi ve profesyonel bir medya planlaması markalaşmanın en canalıcı tamamlayıcısıdır.
Evet reklam ve tanıtım bir maliyettir ancak, aslında önemli bir yatırım maliyetidir.
0 Yorum:
Yorum Bırakın