Türkiye 16 Nisan'da 18 maddelik Anayasa değişikliği ve Cumhurbaşkanlığı sistemini oylamak için referanduma gidiyor.
Türk milleti bu tarihi günde kendi geleceğini belirleyecek ve sistem değişikliğine gidip gitmeyeceğine evet ya da hayır diyerek bir karar verecek.
Peki, kendi sistem değişikliğini oylayacak olmamız nasıl oldu da bu kadar dünya gündemine oturdu?
Mesela bir Kenya'da ya da bir Avrupa ülkelerinin birinde olsaydı bu referandum oylaması, yine aynı önem atfedilmiş olacak mıydı?
Hükümet kanadından ülkesinde oy verecek olan seçmenle görüşebilmek için giden bakan düzeyinde birine gösterilen bu olumsuz tavrın sebebi acaba neydi?
Bazı Avrupa ülkelerinde alenen hayır kampanyaları yürütülmesinin altında yatan sebepleri kestirebilmek hiç de zor olmasa gerek.
Taşeron örgütleri PKK ve FETÖ ile aynı politikayı güden Avrupa, güçlü kararlar alan ve istikrarlı yönetilen bir Türkiye'nin önünü tıkamak adına her türlü rezilliğe başvuruyor.
Terör örgütlerinin ülkelerinde Türkiye ve Erdoğan aleyhine kampanyalar yapmalarına müsaade eden ikiyüzlü batı, gurbetçilerimizin üzerlerine itleriyle ve atlarıyla saldırma yüzsüzlüğünü sergileyebiliyor.
Kısaca, bugüne kadar PKK ve FETÖ üzerinden yaptıkları canilikleri, bu terör örgütleri ülkemizden tasfiye edildikleri için direkt olarak sahneliyorlar.
Batının ve uzantılarının bu kadar güçlü olarak hayır kampanyası yürüttükleri bir süreçte, kendi insanımızın siyaset gözetmeksizin evet demeleri gerekiyor aslında. Hayır dediklerinde bu art niyetli ve cani anlayışa hizmet vereceklerinin farkında olmaları gerekiyor.
Hala kararsız olan halkımızın, bugüne kadar ülkemiz üzerinde oyunlar oynayanların planlarını suya düşürecek adımı atacak "evet" tercihini kullanması gerekiyor.
MHP seçmeninin yüzde 75 gibi bir oranının hayır diyeceği algısı oluşturuluyor bu günlerde. Şunu iddia ediyor ve inanıyorum ki, Kayseri'de yüzde 75'in üzerinde milliyetçi oyunun, Türkiye genelinde de yüzde 60'ın üzerinde bir MHP oyunun tercihini "evet" olarak kullanacağını tahmin ediyorum.
16 Nisan'a kadar tabii ki gaflete düşmeden çalışılacak ancak, hem Milliyetçi seçmenin önemli bir kesiminin, hem de Kürt vatandaşlarımızdan çok güçlü bir şekilde "evet" kararının olacağından şüphe duymuyorum.
Bu vatan hepimizin, öyleyse sahip çıkmalıyız.