Bir süredir Kayseri’de devam eden paralel yapı operasyonlarının bir yenisi, bu sabah erken saatlerde Boydak Holding yöneticilerine yapıldı.

Boydak Holding ceo’su Memduh Boydak ve holding Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Boydak (gerekçelere dikkat edilsin) 1- FETÖ’ye üye olmak, 2- örgüte finansal destek sağlamak, 3-örgütün propagandasını yapmak suçlamalarından; diğer iki yöneticiden Erol Boydak ve Murat Bozdağ’da 1- örgütün propagandasını yapmak, 2- kamu görevlilerine hakaret etmek suçlarından gözaltına alındılar.

Şahısların evlerinde ve işyerlerinde de uzun süre aramalar yapılarak belgeler toplandı.

Peki Boydak Grubuna yapılan bu operasyon sürpriz mi oldu? Zamanlaması ile ilgili değişik yorumlar da yapıldı.

Bir defa Kayseri paralel operasyonlarının seyrine baktığımızda, bu operasyonların devamının geleceği ve Boydak Holding yöneticilerinin de bu operasyonlardan nasiplerini alacakları bilinen ve beklenen bir durumdu. Önceki yazılarımda da bunun imasını yapmıştım, takip edenler bilir.

Mustafa Boydak bilindiği üzere 1 Kasım seçimlerinin hemen sonrasında, Holding’in paralel yapı ile anılmasından duyduğu rahatsızlığı kamuoyuna açıklamış ve kendisinin devletin yanında olduğunu ifade eder açıklamalar yapmıştı. Holdingin diğer üyeleri gözaltına alınırken Mustafa Boydak’ın alınmaması gösteriyor ki, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin paralel devlet yapılanması ile yaptığı bu mücadelede amacının bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek olduğudur.

Şayet böyle olmasaydı Mustafa Boydak’ın da gözaltına alınması gerekirdi. Devlet, yaklaşık 2 yıl önce terör örgütü olarak ilan edilen yapıya finansal destek sağlamakla, PKK terör örgütüne finansal destek saplamak ya da propagandasını yapmak arasında bir fark gözetmiyor. Bunları yapanlarla alakalı da terör örgütü üyesi ya da finansal destek sağlayanlar olarak muamelede bulunuyor.

Ben yazıyı yazdığım saatlerde alınan şahıslar ifadeleri alınmak üzere emniyette bekletiliyorlar. Muhtemelen 2 gün içerisinde mahkemeye sevk edilecekler ve hakim kararını verecek.

Bu operasyonlardan ben şunu çıkartıyorum ki, FETÖ’ya destek veren ve propagandasını yapan kim olursa olsun mutlaka sorgulanacak ve bu operasyonların da devamı gelecek. “Devlet pes etmez, ettirir” diye yazmıştım bir önceki yazımda. Kararlılıkla bu işin üzerine gidileceğini söylemeliyiz. Kayseri bu anlamda daha çok şeye gebe, bekleyip görelim.

Abdullah Gül Cuma namazı çıkışında kendisine uzatılan mikrofonlara, “umarım Boydaklar daha fazla rencide edilmezler” şeklinde açıklama yaptı. Sayın Gül’ün bu açıklaması gündemi epey bir meşgul edeceğe benziyor. Açıklamanın doğru ya da yanlış olduğu hususunda değişik görüşler ileri sürenler olacaktır ancak kanaatimce, halkın seçtiği bir hükümete yargı eliyle darbe yapmaya çalışan ve terör örgütü olarak hüküm verilen bir yapının finansörlüğünü ve propagandasını yapanlara hukuk dairesi içerisinde müdahele edilmesi ‘rencide etmek’ midir? Diye düşünmeden edemiyorum doğrusu.

Meselenin bir diğer boyutunda, operasyonu Anayasa Mahkemesi’nin 2 gazeteci hakkında verdiği hükme bağlayanlar var. Yaptığım araştırmalarda ve süreçteki gözlemlerime dayanarak söylüyorum ki, bu yeni operasyonun bununla bir alakası yok. Devam eden bir sürecin neticesinde doğal işleyen bir gözaltı işlemidir. Ancak Anayasa Mahkemesinin son kararı esas olarak yanlış ve de görevi olmayan bir müdahale olduğunu da belirtmek isterim.

140 ülkeye ihracat yapan, yurtdışında 342 bayisi bulunan; mobilya, enerji, tekstil ve bankacılık sektörlerinde 41 şirketi olan, bünyesinde 14 bin kişi çalıştıran ülke ekonomisi için önemli bir holdingin devletinin ve çalışanlarının yanında olması gerektiğini düşünüyorum.